Kayıtlar

Çok Güzel Bir İzah

Resim
kardeşlerim çıkarken bir kardeşim bir  soru  verdi hocam cevaplar mısın hocam  cennetteki huriler hakkında bir açıklama  yapar mısın diye  sormuş  kardeşlerim devamında kadın mıdır erkek  midir Ne olacaklar diye de  ekledi Allah teala  onlara insan ve cin dokunmadı yani  bekaretlerini göre onlar erkeklerin eşi  olacak değil mi Hani bazıları yok  onların cinsiyeti yoktu vesa ayette  Allah Teala  onların insan cin onlara dokunmadı onlar  bekaretle  erkeklerin bekleyecek birin husus bu  Peki o zaman çok soruyorlar diyorlar  ki erkeklere huru  varsa kadınlara ne  [Müzik]  var de ne istiyorsanız sizin için  var erkek ne istiyorsa kadın ne  istiyorsa cennette onun için o  var bir adamın bir oğlu var bir de kızı  var muhal  farz bütün haramlar helal  olsa bu delikanlıyla kız Resulullah  Aleyhisselam huzuruna gitsin mu farz  dedikten sonra  caiz o...

Kimse Anlamadı...Yoruldum...Sor'ma Bana

Resim
Bazılarımız şiirlere tutunuyor, Bazılarımız şarkılara.. Bazılarımız filmlere tutunuyor, Bazılarımız kitaplara.. Sanırım artık insan, tutunamıyor insana. Oğuz Atay Kalbim kırık,  Gözüm yaşlı Kimse beni anlamadı İçimde ateşler yandı Közler beni anlamadı Gelen vurdu giden vurdu Hayat beni erken yordu  Gözümde yaşlarım dondu Kimse beni anlamadı Anlamadı,anlamadı,anlamadı,anlamadı Kimse beni anlamadı Ben bende anlamsız kaldım Hayat beni anlamadı Haykırırsın sesim çıkmaz Ağlarsın göz yaşım akmaz Hançer vursan kanım çıkmaz Kimse beni anlamadı Ben ağlarken eller baktı     Gurbet her yanımı yaktı Bir kez düştüm kimsem yoktu Dostlar beni anlamadı Anlamadı,anlamadı,anlamadı,anlamadı Kimse beni anlamadı Ben bende anlamsız kaldım Zalım beni anlamadı Gençligimi ele verdim Göz yaşımı sele verdim Sevdigime bile eğilmedim O yar bile beni anlamadı Yar dedim canımı yaktın Yanarken uzaktan baktın Külüme de tekme attın Zalım beni anlamadın, anlamadın Bu hayatın yokuşunu tırnakla...

Şia Neden Haddini Aşıyor

İran Tehlikesi Youtube Kanalı  TIKLA

SADAKA-İ CARİYEYİ ŞERLEŞTİRME

  Bu yazıyı hayrını günaha çevirenler okusalardı. İnsanlar kısa ömürleri uzatmak için hayır bırakmak yarışındadırlar. Fakat işin garip tarafı şeytanın bu hayrı dumura uğratmak için verdiği gayreti görmemeleridir. Şöyle ki: Şeytan şer ve kötülüğü işletemediği insana hayrında zarara uğratarak yani sevabını günaha dönmesine sebep olacak pencereler açmasıdır. Bunlar genelde israf ve zayiat cinsinden gelir. Mesela camii yapımında süslemeyi, ibadette farza verilen ehemmiyeti azaltıp nafilelere yönelmeyi sağlamasıdır. Şeytan bu şekilde hiç de olmasa cinsinden sâidin kârhanesine eksi puan yazdırışıdır. Düşünün dağın başına camii kebiri yaptıran zenginin ibadethanesini kâşaneye dönüştürüken, garip bir insanın çevirdiği dört duvar mahalle mescidi arasındaki fark,  bina yönüyle değil içine girip ibadet edenlerle takdir edilir. Allah Teâlâ katında binaların -velevki ibadethâne olsun- muhteşemliğinin değeri faydalanan kullar hesabı ile ölçülür. Hz. Rasûlu'llâh salla’llâhu aleyhi ve se...

Yamyam Fareler...İngiliz İşi

   Malum eski gemilerde en büyük sorunlardan biri de farelerdi. Karadan uzakta kısıtlı erzakla sefere çıkan gemilere dadanan fareler gemicileri zor duruma düşürürmüş. Geçmiş asırlarda İngiliz denizcileri gemideki fareleri yok etmek için bir yöntem kullanırlarmış.  Dünya üzerinde enteresan fikirleri hep konuşulan ve tartışılan İngilizler bir fareyi canlı olarak yakalayıp boş bir tenekeye koyarlarmış. Yakalanan fare burada günlerce aç bırakılırmış.  Fare iyice aç bırakıldıktan sonra başka bir küçük fareyi bu aç farenin yanına koyarlarmış. Doğanın kuralı burada işler ve büyük ve aç olan fare küçük fareyi yermiş.  İlerleyen günlerde yine aç bırakılan farenin yanına alışıncaya kadar sırayla başka bir fare koyarlarmış.  Her yeni fareyle biraz daha semiren ve kendi ırkını yiyerek yamyamlaşan bu farelere “yamyam fareler” denirmiş. Bu yöntemle güçlenip irileşen fareler geminin içine salınarak ırkdaşı diğer fareleri ürkütmeden yanlarına kolayca yaklaşır sonra da onla...

İsm-i A’zam ve Sayha

  “İsm-i a’zam'”, Allah’ın en büyük ismi anlamında kullanılan bir tabirdir. Bu hususla ilgili nakledilen rivâyetler incelendiğinde, böyle bir ismin mevcûdiyetinin kesin olarak sâbit olmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte müslümanlar arasında, bütün isimlerin manâlarını ihtivâ ettiği kabul edilen “Allah lâfzı, besmele ve kelime-i tevhîd” ism-i a’zam olarak ön plana çıkmaktadır. İslâm âlimlerinin konuyla ilgili görüşlerini üç noktada toplamak mümkündür. Birinci sıradakilere göre, ism-i a’zam diye bir şey yoktur. A’zam kelimesi “büyük, yüce” anlamındaki azîm yerine kullanılmıştır. İkinci gruptakilere göre, ism-i a’zam aslında var olmakla birlikte Kadir gecesi, dua ve ibâdetlerin makbul olduğu Cuma gününde gizlenmiş özel vakit gibi sadece Allah tarafından bilinmektedir. Ayrıca bu ismin esmâ-i hüsnâ içinde bulunduğunu söylemek veya kulun duygulandığı her ilâhî ismin ism-i a’zam olabileceğini kabul etmek de mümkündür. Üçüncü görüş sahipleri de ism-i a’zamın mevcut olduğunu ...

İsm-i A’zâm İle Kimin Boyanıp Aynîleştiğidir

  Îskenderî’nin naklettiğine göre de bir gün Şâzilî üstadının huzurunda iken, “Acaba şeyh hazretleri ism-i a’zâmı biliyor mu?” diye içinden geçirir. Bu sırada îbn Meşîş’in henüz konuşma bilmeyen küçük oğlu, oturdukları mekânın en uzak köşe­sinde bulunmaktadır. Çocuk birden dile gelir ve “Ey Ebu’l-Hasan, önemli olan ism-i a’zâmı kimin bildiği değildir. Asıl önemli olan, ism-i a’zâm ile kimin boyanıp aynîleştiğidir.” der. Bunun üzerine şeyh îbn Meşîş tebessüm ederek Şâzilî’ye, “Oğlum zihninden geçenleri açıkladı ve sende var olan şey konusunda isâbet etti.” buyurur. Bu olay karşısında Şâzilî, “Keşke aklımdan böyle bir düşünce geçmez olaydı.” demiştir. [1]   Kaynak: Mustafa Salim GÜVEN, Ebu’l-Hasan Şâzilî Ve Şâzilîyye İskenderî, Letâif, 86; İbn Sabbâğ, a.g.e., 23; İbn lyâd, a.g.e., 12; Eyyûbî, a.g.e., 16-17;  Harîrîzâde, a.g.e., 124 b; Zâfir, el-Envâr, 48.