Kayıtlar

HADÎKA...Şükür ve Senâ Hakkında

    Her ağızda söz söyleyen dil, Seni överken misk gibi kokar. Kalp  ve ruha uzaklığın ve yakınlığın kadardır, ikisi de senin emrinde ve iradendedir. Ebedi devlet, kötü uğursuzluk, tükenmez mülk ve ebedi gurur. Ve nöbette kulların gece ve gündüz, ve hepsi (emirinden) seni arıyorlar. Serveti, imparatorluğu ve her iki dünyanın görkemini bilir, açık ve gizli şeyleri anlayan, ama onlara hasret duymayan; çünkü Sensiz her şey bir hiçtir, hiç.   Ve her kim güzel konuşursa, övgünde ne kadar yetenekli olursa olsun, daha acizdir. Bedenin sıkıntısını hissedersen, mihri iste, çünkü mihrin çeyizi bedeni boşamasıdır. Kimde akıl, kendisine ayırt edici elçi olarak bulunursa, onun fitnesi bir takva yeridir. Bir kişinin şunu ve bunu sorgulama cesareti yoktur, "Ol" dersin "olur" u bildiği  sürece, o da senin emrindedir. Bu hayatta Mebde ve Meâd/ diriliş ve dönüş ve yolunda da kul için doğruluk ve yolsuzluk konusunda hiçbir yardımcı yoktur. İşin sonunda halk bir g

HADÎKA...Şükür ve Şikâyet Hakkında

  Mütedeyyin dindar, onun şefkat ve merhametine şükreder, kâfirler ise onun zulmünden ve gayret/kıskançlığından şikayet ederler. Görmüyor musun ki, Allah'ın gazabına uğradığı zaman, (suyun) pınarında olanın, gözün (görme) içinde olması gerekir.(su dolar/görmeyi engeller) Yeni oluşan dünyada ortaya çıkan gazabı ve nezaketi, Mecusi'nin ithamı ve Senevî'nin şüphesinin nedeni midir?   "Onun inayeti ve gazabı minberde ve darağacında yazılıdır; O'na şükretmek, şeref köşkü, O'nu unutmak, rezilliktir. O'nun lütfu insanların arifelerine teselli, gazabı onların ateşidir. onun iyiliği köleye zevk verir ve onun zulmü kibirli bir adamı etkiler. O'un lütfu kendini gösterince = دال= الدولة   talih/devlet kelimesinin   دال dalı galip gelir, Gazabının قاف = قهره   kafı hücum etse Kaf Dağı'nı gümüş gibi eritir. bütün dünya onun   iyiliğinden [sonra gelecek] kahrından korkar ve hem iyiler hem de kötüler korku içinde birdir..   O'nun lütfu ne

HADÎKA...Şükretmek Hakkında

  Bekâ Evini Hatırlama Hakkında Sır evinin anahtarı olarak ölüm gelir; ölüm olmadan hak dinin kapısı açılmaz. Bu dünya var olduğu sürece o dünya yoktur ve sen var olduğun sürece senin için ilah yoktur. Bil ki, canın mühürlü bir sandıktır ve bu mührün boncuğu imanının nurudur. Geçmiş yazıyı mühürledi ve senin için Geleceğe teslim etti; hayatını erzeli ömre kadar yaşasa orada ne olduğunu bilemezsin. Sadece ezelin eli, Aziz ve Celil olan Allah'ın kitabının bağını çözecektir. İnsanın soluğu senden uçup gitmedikçe, ruhunun doğusunda gerçek imanın sabahı doğmayacak. Zamanın tatlısını ve ekşisini tatmadıkça, İlâhi Saray'ın kapısına ulaşamazsın. Şu anda kusurları erdemlerden ayırt edemediğinizden   görünmez dünya hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz. Ve bu [baki]dünyanın sureti   olmadığı gibi, bu dünyanın hallerininde devamı da onda yoktur. Ruh O'nun huzuruna ulaşır ve huzur içindedir; ve eğri olarak görülen şey, o zaman düz görülür. Ruh [ilâhi] huzuruna vardığı