Kayıtlar

İnsanlar Sevmeyince Başkalarını Eleştirir

Resim
    İnsanlar  sizi  sevmediğinde,  haklı olmak için eleştirecekleri şeyleri seçerler.  Yani sizde sevmedikleri ve hatalı olmadığınız halde noksanlıkmış gibi bir şey bularak... Arka planda olan budur Herkesin birçok harika erdem ve eksiklik kombinasyonu vardır. Kimse bundan kurtulamaz. Aramızda dehalar ve azizler olduğu kadar zorbalar ve moronlar da var. Herkes hayatta hata yapmaz ve utanç verici şeyler yapmaz değildir. Bu nedenle, başkalarını eleştirenlerin argümanlarının hiçbir temeli yoktur. Nedensiz ve haklı olarak, bazı insanlar diğer insanları acımasızca yargılar. Diğer insanların kusurlarının eksiksiz ve eksiksiz bir listesini yapmaya her zaman hazırdırlar. Hatta o hataları yapmamak için ne yapılması gerektiğini belirleyecek ya da eksiklerinizi düzeltmenin yolunu gösterecek kadar ileri giderler. Kusurlarınız ve eksiklikleriniz konusunda sabırsızlar. "Eleştirimiz, diğer insanları sahip olduğumuz niteliklere sahip olmamakla suçlamak etrafında dönüyor." -

FEDÂKE ÜMMÎ VE EBÎ YA RASÛLU'LLÂH Salla’llâhu Aleyhi Ve Sellem

İLK İSLAM MÜCAHİDLERİ Uhud muharebesi mecruhlarından [  Yaralı, yaralanmış olan ] biri de Sad İbn-i Rebi idi. Müşarun ileyh seksen yerinden yaralanmış, vucudu delik deşik olmuş olarak şüheda içinde düşmüş kalmışdı. Muhammed ibn-i Mesleme bu zatı arayıp bulmağa memur olmuştu. Ecsad-i şüheda arasına girdi: “Ya Sad! Ya Sad!” diye seslendi. Hiç ses gelmedi. “Rasulullah Efendimiz seni arıyor.” Diye bağırınca “Şühedanın içindeyim” diye zayıf bir sada geldi. İbn-i Mesleme, Sadi buldu. Vücudu bir çok ok ve mızrak yaralarıyla tanınmaz bir hale gelmişti. Halet-i nez ve ihtizarda idi. İbn-i Mesleme: “Ey Sad, seni Rasulullah arıyor” dedi. Sad, nam-i saadet ittisam-i Nebeviyi işitir işitmez taze hayat buldu. Gözünü açtı. Şöyle dedi: -Hazret-i Rasule benim selamımı tebliğ et. Şimdi revayıh-i Cennatı duyuyorum.   Sad İbn-i Rebi bu sözleri söyledikten sonra hal ve afiyet-i Rasul-ü Ekremi İbn-i Mesleme’den sormuş ve bu endişe ile teslim-i ruh eylemişti. Radıyallahu anh, Abdullah bin Cahş ile Sad

“HAS ODA” KAPISINI BEKLEYENLER

Resim
Topkapı Sarayı’nda bulunan Hırka-i Saadet Dairesi’nin en önemli odası padişaha ayrılmış “Has Oda” idi. Kapının üzerinde Hz. Mevlâna Celâleddin Rumî’ye ait olan şu beyitler yazılı idi. Derhâ heme besteend illâ der-i tu Tâ reh ne-bered garîb illâ ber-i tu Ey der kerem u izzet u nûr-efşânî Hurşîd u meh u sitâregân çâker-i tu “Ya Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellem ”   “Bu öyle bir kapıdır ki, Senin kapından başka bütün kapılar kapanmıştır. Ta ki garipler başkasına yol bulmasınlar diye." “Ey Kerem ve izzet kapısı, Ey nur saçan kapı,   güneş, ay ve yıldızlar, sana kul ve köledir. UŞŞAK ÂYİN-İ ŞERÎF Kutbü’n Nâyî Osman Dede 3. Selam Ey şehd-nûşîn-i lebet pâk ez heme âlûdegî Bin’şin ki tâ bâz îsted çeşmem zi hun-pâlûdegî Dudağından bal içen bulaşıklıktan tamamen temizdir. Otur ki gözüm kana boyanmaktan geri dursun. Ey ki hezâr âferin bu nice sultân olur Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre Yoksul ise bay olur bay