Kayıtlar

Emine Işınsu

BUKAĞI -3-

9 Mısrî, yola çıktıktan sonra ancak, yolları ne kadar çok özlediğini fark etti, bir süre konuşamadı Süleyman’la. Bu gidiş iki hasretlinin buluşmasına benziyordu çünkü. San­ki yollar da bu garip dervişi özlemiş gibiydi! Süleyman da iyi at bindiği için rahat gidiyorlar, atların yorulduklarını fark ettikçe onları dinlendirmek için konaklıyorlardı. Bir kervansarayda kalmak Süleyman için pek şaşırtıcı, hoş bir deneyim oldu. Sabah akşam mehterin çalması onun çok hoşuna gitti. Hayatında ilk defa mehter müziği işiti­yor, kulaktan duyduğu mehteri görüyordu... İlkbahardı ve hava pek güzeldi, zevkli bir yolculuktu. Zaman zaman atlarıyla kervanlara katılıyorlardı, bu da hoşuna gidiyordu Süleyman’ın... Hedefleri önce Mardin, sonra Malatya idi. Mısrî, Mardin’deki çalışmalarından, ho­cası Abdürrezzak Efendi’den ve öğrencileri olan dört oğ­lan kardeşten bahsetmişti Süleyman’a:   En küçüğü yedi yaşındaydı, Salih’ti ismi. Şimdi ko­ca adam olmalı. Dur bakayım kabaca hesaplayalım, üç yıl Mısır’da