Ah Ben Kimim...Aşkım Beni seviyor musun
Nefsi ve onun sonradan vaolduğunu (hudûs) tanıdıktan (ma’rifet) sonra Zorunlu Varlık’in varlığına burhan getirilmiştir. Bu nedenle eski sözde (kelâmu’l atik) denilmiştir ki “Ey insan! Kendini tanı, Rabbini tanırsın”. Sühreverdî, geleneksel telekkiyi tekrarlayarak Hak Teâlâ’yı tanımanın (ma’rifet) kendi nefsini tanımaya bağlı olduğunu söyler. Nitekim Peygamber (salla'llâhü aleyhi ve sellem) “Kendini tanıyan Rabbini tanır” buyurmuştur. Ebû Yezî el-Bistâmî de Hak Teâlâ' nın kendisine şöyle buyurduğunu söylemiştir: “Nefsinizden sefere çıkın, ilk adımda beni bulursunuz.” Nefsten sefere çıkabilmek için önce nefse ulaşıp onu tanımak gerekmektedir. [1] Sühreverdî, her peygamberin diğerlerinde olmayan kendine özgü miracı ve mertebesi olduğunu, bizim Peygamberimiz salla'llâhü aleyhi ve sellemin en büyük mertebe olan görmek, işitmek ve konuşmak mertebesine yükseldiğini belirtir. Ayrıca peygamberlerin dışındaki kimseler de kendi mertebesine göre ma’rifetullahtan nasibini al