Kayıtlar

BİR RÜYA VE BİR HÂDİSE

  Hasan Basri Çantay kadınların açık-sâçık gezmelerine üzülmekte ve dinî hislere dayalı bir öfke duymaktaymış. Bu üzüntü ve gadap, onu son derece tedirgin etmekteymiş. Bir gece rüyasında, yeşilli camiin köşe kısmına gelen taraftaki üç yolun birleştiği noktada Resûl-i Ekrem (salla'llâhü aleyhi ve sellem)’i görme bahtiyarlı­ğına ermiş. Alemlere ve âdemlere rahmet olan Efendimiz, "Sen kadınların açık gezmesine çok üzülüyorsun, bu kadar üzülme. Onların arasında da be­nim hâs ümmetlerimden olanlar var" buyurmuş. Bu konuşmanın bahtiyarlığı ve manevî hazzı içinde kalan üstad, Resûlüllah (salla’llâhü aleyhi ve sellem)'e "Bu konuşmanız da hadis sayılır mı?" diye sormuş, Resûl-i Âlişân Efendimiz, başını sallayarak, Türkçe konuşmalarının da hadis sayılacağına işaret etmiş. Merhum üstadın bu sorusu, Resûl-i Ekrem (salla’llâhü aleyhi ve sellem)'in Türk diliyle kendisine hitap etmesinin hadis sayılacağını tesbit ede­bilirse kendisinin ilk râvi olma mazhariyetine

Evrâd-ı Bahaiyye ve Hasan Basri Çantay

  HASAN BASRİ ÇANTAY'IN DOĞUM YERİ VE TARİHİ, NESEBİ VE TAHSİLİ Üstad Hasan Basri ÇANTAY, 18 Teşrin-i sâni (Kasım) 1302 tarihinde Balıkesir'de doğmuştur. Babası, ticaretle iştigal eden Çantayzâde Halil Cenâbi Efendi'dir. Annesi, Kepsut'lu olup Sincanlı âilesinden bir hanıme­fendidir. O, talisinin ilk devresini Arap Hoca adıyla tanınmış bulunan zattan aldığı derslerle tamamlamış, daha sonra mektep hayatına başlamıştır. İlkokulu ta­mamlayınca     yılında idadi'ye kaybolunmuştur. Bahsi geçen okulun 4. sı­ nıfına devam ettiği sırada babası vefat etmiş ve hayatın zahmetlerini yetim olarak göğüslemek zorunda kalmıştır. Pederinin ebediyet âlemine göç ettiği sırada o, ondört yaşında bulunu­yordu. Büyük bir arzu ve kabiliyetine rağmen tahsilini yarıda bırakmak zo­runda kalmıştı. Annesinin ve üç kız kardeşinin geçimini temin etmek sorum­luluğunun kendi omuzlarına yüklendiğini hissetmekteydi. Bu maksatla o çalı­şıyor ve dul kalan annesiyle yetim kalan kızkardeşlerine