Kayıtlar

Yayınlar


Sûfi Meşâyıhın Görüşleri

  Namaz (Salât) İbadetinin Terki Meselesi Üzerine Şeyh Abdülaziz Debbağ Hazretlerinin (k.s.) ve Sûfi Meşâyıhın Görüşleri Şeyh Abdülaziz Debbağ Hazretlerinin (k.s.) ve genel olarak Tarikat-ı Âliyye (Yüce Tarikat) pirlerinin görüşleri, İslâm Şeriatının (İslâm Hukuku) temel rüknü olan Namaz 'ın ( Salât ) mutlak terkini, mânevi yolun dışına düşmek, hatta küfür ve şekavet (bedbahtlık) olarak kabul etmektedirler. Bu yüksek itaat gerekliliği, kulun eriştiği mânevî makam ne olursa olsun devam etmek zorundadır; zira namaz, sadece bir amel değil, Fenâ fillah (Allah’ta yok olma) halinin bile bir edebi ve vasıtasıdır. I. Şeyh Abdülaziz Debbağ’a Göre Namazı Terk Etmenin İmkânsızlığı Debbağ Hazretleri, Gavs-ı Â’zam (en büyük kutup) mertebesinde bir velî olarak, mânevi makamı en yüksek seviyeye ulaşmış kâmil bir velînin dahi namazı terk etmesinin, keşf (manevi görüş) ve müşahede (kesintisiz tefekkür) gerçeğine aykırı olduğunu kesin bir dille ifade etmiştir. A. Velâyet ve Nübüvvet Kıv...

İsm-i Âzâm

  Şeyh Abdülaziz Debbağ Hazretleri’nin mânevi ilimlere ve keşif (manevi açılım) yoluyla elde edilen sırlara dair derinlikli açıklamaları, Allah’ın isimleri ve kayıp dillerdeki (esoterik) bilgiler hakkında eşsiz bir perspektif sunar. O’nun bu konulara dair görüşleri, tasavvufi makamların en üst düzeylerinde yaşanan haller ile doğrudan ilintilidir. I. İsm-i Âzâm’ın Mahiyeti ve Zâtî Tecellisi Debbağ Hazretleri, İsm-i Âzâm’ı (Allah’ın En Büyük İsmi) sadece lafızlarla sınırlı bir kavram olarak değil, varlığın özünden (zât) kaynaklanan, ancak en kâmil kulların taşıyabileceği bir tecelli (ilahi görünüm) olarak açıklamıştır. A. İsm-i Âzâm’ın Tanımı ve Doktrindeki Yeri İsm-i Âzâm, Allah’ın Esma-i Hüsna’sını (Güzel İsimleri) tamamlayan, ancak doksan dokuz ismin arasında sayılmayan bir isim olarak tarif edilir. Ancak bu en büyük ismin manasının çoğu, doksan dokuz isimde mevcuttur. Tasavvufi tahkike göre, İsm-i Âzâm’ın gücü sınırsızdır: Duaların Kabulü: Bu isimle duâ edildiğin...

Şeyh Abdülazîz ed-Debbâğ

I. Doğum, Ailesel Kökenler ve Erken Yaşam (1679–1699) Abdülazîz ed-Debbâğ, Hicrî 1090 (Miladî 1679) yılında Fas ’ta ( Fez ) dünyaya gelmiştir. Ailesel ve Manevi Kökenler: Kendisi, Hz. Hasan (radiya'llahü anh) soyundan geldiğini belirtmiştir ( el-Hasenî ). Aynı zamanda soyunun ve tarikat silsilesinin Hz. Ebû Bekir ’e dayandığını, dolayısıyla Sünnî ve Sıddîkī olduğunu ve onun sırlarının vârisi bulunduğunu ifade etmiştir. Âlim ve tasavvufa ilgi duyan bir ailenin ikinci çocuğu olarak doğmuştur. Doğumu, bizzat Hz. Peygamber ’in ( salla'llâhu aleyhi ve sellem ) rüyadaki emirleri üzerine gerçekleşen bir evliliğin meyvesi olarak gerçekleşmiş, büyük bir velî olacağı doğumundan çok önce haber verilmiştir. Erken Dönem Olayları: 1699 yılında annesini kaybetmiş, bunun üzerine babası ikinci defa evlenmiştir. Annesini kaybettiği bu yıl, daha sonra evleneceği kadının ve ondan doğacak iki oğlu ile kızının kendisine a...