Kayıtlar

Keşke Sen de Onlar Gibi Uyusaydın!

  Adamın biri çıkmış, gece uyanık kaldığında,  "Rabbim herkes uyurken ben senin kapına geldim bana rızalığını göster" diyerek, Hakk kapısını uğursuzca çalmaktadır. O kapıdan bir ses geldi, ancak derdi başka olduğundan Zâttan mahrum kaldı. "Ey biçare! Uyanık kaldığını mı başa kakma! İblis bu kapıdan hiç ayrılmadı. Sevgilim aşkım, diyerek gözyaşlarıyla senden çok fazla beni anar. Aşıkların üstadı lakabını bile verdiler ona...ama kalbindeki hırs ve kin nedeniyle, bu rıza kapımı ona kapattım açmıyorum.  Hâlâ da vazgeçmiş değil?  Sen ise, rızamı benim yarattıklarımla arama,   perde olarak koyuyorsun, Benim sevmemi değil, kendi sevgini İblis gibi öne çıkardın. Tövbe bile etsen ben kabul ederim belki, ancak hangi kulumdan razılık  bulacaksın ki?" Ebrarların iyilikleri Mukarrebler yanında heba olmuştur. ...  Şeyh Sâdî’nin Gülistan adlı eserinde anlattığı şu hâtırası da ibâdetleri kalbî galatlarla hebâ etmemek gerektiğini ne güzel ifâde etmektedir: "KEŞKE SEN DE ONLAR G

Kurt Yavrusu Kurt Olur -Şeyh Sadi-i Şirazi

Resim
 

Sa'di Şirâzi

Seyyid Muhammed Ali Cemalzade'nin anısına   ÖN SÖZ   Derler ki, "Sadi kadının aşkından pek bahsetmez" Edeceğim... Ve yarın da onlar bahsedecek benden.   Ben hem klasik hem modern İran edebiyatıyla büyüdüm. Okuduğum ilk klasik de Sadi idi, nitekim sonraki yıllar da da Sadi üzerine çalışmaktan asla vazgeçmedim. Başka işler ve ilgi alanları uzun bir süre beni -199o'daki bir konferans için hazırladığım yazı dışında- Sadi üstüne bir şeyler karalamaktan alıkoydu, ta ki bir şeyler yazmaya karar verip de Sadi ve eserleri üstüne bir dizi Farsça makale kaleme alana kadar. Sonuçta ortaya on yedi makale çıktı, bunlar yayımlandı ve üçü de bu kitabın Seçilmiş Kaynakça bölümündeki listede yer alan Iranshenasi dergisinde yayımlanacak. Dizi tamamlandıktan sonra da makaleler İranlı yayıncım Neşr-i Merkez tarafından tek bir cilt halinde yayımlanacak. İçeriğinden de görüleceği üzere, bu kitap sadece Sadi'nin eserleri üzerine yapılan derin ve eleştirel araştırmalara de

Ey Güzeller Güzeli Ey İnsanlığın Efendisi

Resim
يا صاحب الجمال و يا سيد البشر من وجهك المنير لقد نور القمر لا يمكن الثناء كما كان حقه بعد از خدا بزرگ توئی قصہ مختصر Yâ sâhibe'l-cemâli ve yâ seyyide'l-beşer Min vechike'l-münîri lekad nüvvira'l-kamer Lâ yümkinü's-senâu kemâ kâne hakkuhu Ba'd ez Hudâ büzürg tûi kıssa muhtasar  Sâdî-i Şirâzî  Kuddise Sırruh Ey güzeller güzeli ey insanlığın efendisi Ayın nûru senin nûr saçan yüzündendir ne şüphe Seni sana lâyık medh eylemek ne mümkün Uzun lafın kısası : Allah'dan sonra sensin en yüce *** Oh the possessor of beauty and O leader of all mankind By your illuminated countenance the moon found light It is impossible to praise you as you should be praised  After God you are the greatest, this is a concise story. يا صاحب الجمال و يا سيد البشر من وجهك المنير لقد نور القمر tıkla

Sa‘dî Şirazi… Gülistân

  Sa‘dî’nin 656/ 1258 yılında yazmış olduğu “Gülistân” adlı eserde nazım ve nesir bir arada bulunmaktadır. Kitabın başında münacat, na’t, Ebû Bekir Sa‘d b. Zengî’ye övgü ve “Gülistân”ın yazılma sebebi yer almaktadır. Sekiz babdan oluşan bu eserin birinci babı “Padişahların Hayat Tarzı” hakkındadır. İlk hikâyesinde Sa‘dî, ortalığı karıştıracak doğrunun bir kişinin yararına olan yalandan daha iyi olduğunu anlatmaktadır. Aynı hikâyede, Âl-i İmrân suresinin yüz otuz dördüncü ayetinde buyurulduğu üzere: “O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.” Esirin affedilmesini sağlayan vezirin padişaha söylediği sözle Sa‘dî bu ayete şu şekilde gönderme yapmaktadır: ** Seçilmiş Beyitler Ey dünya padişahı, o, öfkelerini yenerler ve insanları affederler.    ** “Çocuk ancak tevhit fıtratı üzerine doğar. Sonra anne-babası onu Yahudi veya Hristiyan yahut Mecusi yapar.” **

Sa‘dî Şirazi… Bûstân [Bostan]

  Sa‘dî’nin “Bûstân” adlı bu eseri, mesnevî nazım şekli ile 655/1257 yılında yazılmış manzum bir eserdir. Yaklaşık 5000 beyitten oluşmaktadır. Sa’dî-nâme adıyla da zikredilen bu eser Firdevsî’nin “Şehname” eserinindeki “Feûlun, feûlun, feûlun, feûl” vezni ile aynı vezindedir. Kitabın başında münâcât ve peygambere övgü, kitabın nazmedilme sebebi, Ebû Bekir Sa‘d b. Zengî’ye ve torunu Muhammed b. Sa‘d b. Ebû Bekir’e övgü yer almaktadır. Seçilmiş Beyitler Halkın başına Allah’tan korkanı ata Çünkü sakınan kişi mülkün mimarıdır. Senin çıkarını halka eziyette arayan senin kötülüğünü ister halkın kanını emer. ** Dünyaya gelip de kalan çıkmadı daha Kişinin iyi adı kalıcıdır ancak. ** Kurdun başını önceden koparmalı Halkın konarını yedikten sonra değil. ** Bir insan bütün âlemin padişahı olsa da Zenginin malını alırsa dilencidir. ** Hükümdar üzerinde ziynet olması çirkindir Halkın kalbi düşkünlük içinde yaralıyken. ** Düşman aman dilerse keremi meslek ed