Kayıtlar

Sylvia Plath

Resim
Sylvia Plath (27 Ekim 1932 - 11 Şubat 1963), İngiliz edebiyatında günah çıkarma şiir türünün kurucularından biri olarak kabul edilen Amerikalı bir şair ve yazardı. Plath'ın yaşamı boyunca, yalnızca şiir koleksiyonu Colossus (İng. The Colossus & Other Poems, London, 1960) ve yarı otobiyografik roman Under the Glass Jar (1963) yayınlandı. 1965 yılında, eleştirmenlerden övgü dolu eleştiriler alan ve 20. yüzyılın Anglo-Amerikan şiirinin en çok satanlarından biri haline gelen Ariel koleksiyonu yayınlandı. 1982'de Plath, Toplu Şiirler için ölümünden sonra Pulitzer Ödülü aldı. Sylvia Plath, İngiliz Şair Ödüllü Ted Hughes'un karısıydı. Bu evlilik sadece iki sevgi dolu insanın birliği değil, aynı zamanda Hughes'un başrolü oynadığı ve Plath'ın ona yaratma fırsatı verdiği yaratıcı bir tandemdi. Plath ve Hughes arasındaki ilişki bir trajediyle sona erdi: 1963'ün başlarında, kocası Sylvia Plath, kocasından ayrıldıktan sonra şiddetli bir depresyon geçirdi ve intihar etti.

Döker misin?

  "Allah'ım gönlümdekini hakkıma hayırlı eyle, hakkımdakini gönlüme razı eyle" yazacaktım… ancak yazılmayan söylenilmeyecek kadar doğrularım… eğriler sayısızca …kırgınım… derdimi dinletecek anda bulunmayan zamansızlık olsun bu… demekle olmuyor… ağlamaklı gülmenin içindeyim sezilmeyen ne çok şeylerim  var kimini dost tutayım… kendime düşman bir nefsim ağrıyan başım… bitmeyen dertlerim dinlenmeyecek kimsesizliğim … dört duvarım yıkılsa ve açılsa… yerinde bulunmayan kalbim içinde hasret… sesini kaybettiğim kuyularda ruhum tesadüflerin olmadığı gerçeklerde sel akan gözyaşlarımı arayan  gözlerim var düşüncemi boğacak… ölsem dediğimde… vefasız bir zaman ve yalnızlık gel ağlama dersin… hasretle inleyen bülbül demine karışamayan biri sen yoksun diye taş bas dedi atacak gönül yok… duyularımda hissiz ve  hicranım var ey gönül kıvrandığım kucağında … saracak bir cansızlık…ağlama diyorlar gözyaşımı silecek elimi … kurulayacak bir parç

Ben mi Gördün?

  Güneş ve ben. Allah aşkına git de, bir seyret! Ayla, güneş aynalarındır -Benim. Kim bilir? Haberleri yok bilenlerin Bugün sarhoş ettin, benim, gönlünde ne var? Güneşe mi baktın yüzünle, alımı yoktur benim kadar. Her seher çağları damların başındayım, Bilirim, bugün gün ağarmadı, gölgeler gitmedi Bu karanlık nedir? Nazar mı değdi? -Gölge de o, ışıkta o- O güneş, bense yer gölgesi başıma vurdun mu kısalır, giderim. Kara güneş ve  benim Olmaz bizsiz gösterdiğinde yüzünü, secde etmez miyiz? Utancımızdan bakamıyorsak yüzüne, yağmur gibi yağan gözyaşlarındandır, Güneşim bugün bambaşkasın Kara. Bir kara beni mi gördün? Nihayet karadır, kulun olayım mı, dedin. İsmail Hakkı Altuntaş

Gitme Sen

  Bir ömür, sevdasından hastalandığım sevgili şehlâ gözlerine kurban olayım,  bakar mısın bize,  senin yüzünden dünya, gül harmanıydı Gitme sen Düşmanları mı sevindireceksin Gidecekse biri, biz gidelim canımız şaha kalkar ölümüne yürür. Yuları  kopmuş, salınmışlardan bir eksik, bir fazla olmuş, ne çıkar?     biz seninle gülmeyi öğrenmiştik bunu ağlayışa çevirme, bir solukta gam gider senden başka kimimiz var bir dönsen, bir gülsen, feda olsun baş derdine, Onlar ışık arıyorlarmış peşinden yürürüz başımıza gölge ol yeter   Gideceğim dersen  git, ama Canımızdasın, asla çıkmamakta vazgeçersin diye göz yaşlarından ayağın toprağına nehirler akıttık. Olmaz deme Bastığın toprakta ölmek için fırsat kolluyoruz. İsmail Hakkı Altuntaş