Kayıtlar

Gizli Kahramanlar

  Dikkatli baktığımızda,   çevremizin şikâyet yarışçılarıyla dolu olduğunu görürüz.   Öyle bir yarıştır ki bu, galip geldiğini sananların aslında yaptığı,   ne denli güçsüz ve işe yaramaz olduklarını, hem kendilerine   hem de çevrelerine kanıtlamaktır.   Elbette şikâyet yarışına katılmayanlar da var;   kimsenin dikkatini çekmeyen ve yapacak çok şeyi olan bu   insanların gerçeğe koşulsuz saygısı vardır.   Gerçeği bilmek, kabullenmek ve ona göre hareket etmek   onlar için vazgeçilmez bir önkoşuldur.   Abartmayan, yalan söylemeyen, alçakgönüllü ve hoşgörülü bu   insanlar, kişisel bütünlük içinde yaşama hizmet etmekten   mutluluk duyar. Aslında, yaşıyor olmanın da bir   sorumluluğudur yaşama hizmet etmek.   Onları bilmeyiz, duymayız ama toplum akıl sağlığını ve   dengesini onlar sayesinde korur. Onlar, gizli kahramanlardır.  

İki İyi İnsan Kötü Bir Evlilik Yapabilir

  Evlilik çok yönlü karmaşık bir ilişki.   'İki iyi insan birbirini bulup evlenirse, bir yolunu bulur mutlu bir evlilik kurarlar” anlayışının çevremde sık sık dile getirildiğini duydum. Şimdi bu konuyu ele almak istiyorum. Şöyle sorayım: İki iyi insan kötü bir evlilik yapabilir mi? Tereddütsüz, "Evet, iki iyi insan kötü bir evlilik yapabilir," diyorum. Ben iyi bir insandım ve evlendiğim Amerikalı eşim Emily kesinlikle çok iyi bir insandı. Ama biz kötü bir evlilik yaptık. Ben 'Silifke kültürünün iyi insanı,' Emily de 'Kaliforniya kültürünün iyi insanı' idi. 'iyi insan olmak' ile, 'evlilik yapma olgunluğuna sahip olmak' aynı şeyler değildir.   "Ben iyi bir insanım, iyi bir insanla evlenir ve mutlu bir evlilik kurarım," düşüncesi sağlıklı, gerçekçi bir düşünce değildir. Böyle bir yaklaşım birçok gizli tehlikeleri beraberinde getirebilir. Hayatın en önemli kararı olan "kiminle evleneceğim" kararını vermeden önc

Doğan Cüceloğlu

Resim
  1938 doğumlu olan Doğan Cüceloğlu 83 yaşındaydı. 16 Şubat 2021 de vefat etti. Allah rahmet eylesin. Doğan Cüceloğlu 26 yaşında ABD’de doktora için okurken yaşadığı zorluklar karşısında bunalıma girerek intiharı bile düşünecek hale gelmiştir. Derslerin yoğunluğu, hocaların talepleri, İngilizcesinin akademik metinleri okumada yaşattığı zorluk onu başarısızlık kaygısının pençesine atmıştır. Özellikle memleketine başarısız bir şekilde dönerse ailesini zor duruma sokacağı düşüncesi onu köşeye sıkışmış hissettirmiştir. Aşması gereken engeller gözünde dağ gibi büyünce çareyi ölüp kurtarmakta bulmuştur. Ama bu planında da bir sıkıntı vardır. Eğer intihar ederse bu sefer de konu-komşu arkasından konuşarak ailesini aşağılayacak diye endişe eder ve sonunda çözümü bulur. Trafikte bir arabanın önüne atlayacak ve kazaya kurban gittiği için ailesinin ve kendisinin itibari zedelenmemiş olacak. Ve bu düşünceler ile şehir merkezinde bir kavşağa gider, bi-ki atlar ama her seferinde ayağını yola basar b