Kayıtlar

Kâbenin Sahibi Var Sen İnsan Olmaya Bak

Resim
  Bugün de daha öncede gelen mesajlarda Kâbe’nin yalnızlığı, camilerin ıssızlığından mahzun olan ifadeler gelmesi üzerine…. Örnek: “Allahım! Şu sıkıntılı günleri çabucak geçirip Kabede tavaf yapılabilmesini, cuma ve teravih namazlarını camilerimizde eda edebilmeyi nasib eyle yüce rabbim.  Tarihi olaydan sonra Hz Mevlana’nın  Mesnevi adlı kitabında bize işaret ettiği noktayı beyan edelim. Hz. Bayezid-i Bestami’nin hacca giderken yolda bir şeyh  ile karşılaşıp ve Kâbe yerine o şeyhin etrafında yedi kere tavaf etmesidir. Bir şeyhin Bayezid’e “Kâbe benim; benim çevremde tavaf et” demesi 2210: Ümmetin şeyhi Bayezid Hac ve Umre için Mekke’ye doğru koşuyordu İlk defa gittiği şehirlerde değerli kişileri soruşturup arardı. (…) 2215: (…) Bayezid, yolculukta zamanının Hızır’ı olan bir kimseyi bulmak için çok arardı. 2220: Boyca hilâl gibi bir şeyh gördü; Onda erlerin gücünü ve sözünü gördü. Gözü kör ama gönlü güneş gibiydi; rüyasında Hindistan’ı görmüş bir fil gibiydi. Göz

HADÎKA...Kalbin Huzur Ve Huşu İle Namazı

  Kalbin Huzur Ve Huşu İle Namazına Temsil Hz. Ali Kerrem'allahü Veche Radiyallâhü Anh Kıssası Haydar-ı Kerrâr, Uhud savaşında ciddi şekilde ağır bir yara aldı. Okun başı ayağında kaldı ve tek çare onu çıkarmanın gerekli olduğunu biliyordu. Cerrah görür görmez dedi ki,     Ok ucunun görünmesi için yaranın açılması gerekir. Yanaklarını ısırsa da dayanacak gücü bulamayınca: "Namaz vaktine kadar bırak" buyurdu. Bu yüzden namaz kılmaya başlayınca, cerrah   ok ucunu bacağından nazikçe çıkardı,   Böylece (yaradan) tüm ok uçlarını, acı duymadan ve bağırmadan çıkardı. Allah Teâlâ    Hz. Ali'yi "Veli" olarak çağırır, o namazı bitirince, "Acım daha az, nasıl olur?" [çıkarmadıysanız?] dedi. Sonra neden namaz kıldığım yerde bu kadar kan var?” Mustafa'nın çocuklarına ziynet ve devrinin emsalsiz güzeli Hz. Hüseyin'in dolmuş kanın sebebini söyledi. "Sen namaza başladığın zaman, Allah'ın [lütuf]kanadı senin üzerine indi ve cerrah sen

Seçki -2-

İçindekiler [ kapat ]   İLMÎ ÇALIŞMALARA ENGEL OLANLARA İTHAFEN [İlmin ne kadar değerli olduğunu ve neticesinin kutsallığını anlamak için Şeyh-i Ekber Muhyiddîn Ârabî kaddese’llâhü sırrahu’l azîzin açıklamasını bu konuda hatırlamak gerekir. Şöyle ki; Cenâb-ı Şeyh-i Ekber kaddese’llâhü sırrahu’l-aziz “rûh”  u Cenâb-ı Musa aleyhisselâma;   “İblîs”  i de Fir’avun’a  “ ilm ” i de “deryâ”ya teşbih buyurmuştur.  Nitekim Firavun askerleriyle Mûsâ aleyhisselâmı Kızıldeniz’i sahiline kadar takip etmiş ve Cenâb-ı Musa aleyhisselâm asası ile denize vurup kendisine bir yol açılmakla o yola girerek karşı tarafa geçmiş ve Fir’avun dahi onu takîben bu yola girmiş ise de deniz kavuşup helak olmuştur. Ruh dahi İblîs’in tecâvüzü hâlinde derya­yı ilimden açılacak bir yola sülük etmesi gerekir. Zira  “ilim”  riyaset ve kendini beğenme vereceğinden ve Âdemoğlu’nun helaki riyaset ve kendini beğenme sebepleriyle vâki’ olduğundan şeytan Ademoğlu’nun ilim tarafına meylini pek ziyâde arzu ed