Kayıtlar

Ruhum Onun Aşkı Tarafından Ele Geçirildi

Resim
  "Hallac Divânı"ndan  أئا الذى ئفسه تشوقه لحتفه عنوة و قد علقت أنا الذى فى الهموم مهجته تصيح من وحشة و قد غرقت أنا حزين معذب فلق  [روحى من اسر حبها] أبقت كيف بقائى و قدرمى كبدى بأسهم من لحاظه رشقت فلو لفطم تعرضت كبدى ذابث بحر الهموم و احترفت باحت بما فى الضمير يكتمه دموع بث بسره نطقت Farsça منم كسى كه مثوق مرك خود در خفت و خوارى بود وشيفته «به آن » منم كسى كه در آرزوهايش فرورفته است از وحشت فرياد مى زند در حالى كه غرق گشته است من اند وهگينى آزرده و پريشان خاطرم روحم از اسارت عشقش گريخت بقايم چكونه است در حالى كه ميان دلم را با تيرهاى نگاه باريك و تندش هدف گرفته است پس اگر تيرها قطع شوند، دلم به من حمله مى كند باگرمای‌ آرزوها ذوب می کند ومی سوز اند آنچه در دلم مخفی کرده بودم اشکهای اندوه ،آشکار کرد و رازش را بر ملا نمود Türkçe Ben onun için kendi canıma kıymak için can atarım Endişe içinde olan rüyalarına dalarım Boğulurken dehşet içinde çığlık atsamda Üzgünüm, işkence görüyorum Ruhum onun aşkı tarafından ele geçiril

فإنّ أحاديثَ الحَبيبِ مُدامي...İbnul Farid

Resim
“Benim Hakkımda Kötü Söz Söylese Bile,  Sevdiğimin Adını Tekrar Söyle,  Çünkü Sadece Sevdiklerimin İsimlerini Duymak  Beni Sarhoş Eder Ve Kendinden Geçirir. " أدِرْ ذِكْرَ مَن أهْوى ولو بمَلامِ     فإنّ أحاديثَ الحَبيبِ مُدامي ليَشْهَدَ سَمْعِي مَن أُحبُّ وإن نأى    بطَيفِ مَلامٍ لا بطَيفِ مَنام كأنّ عَذولي بالوِصالِ مُبَشّرِي       وإن كنتُ لم أطمَعْ بِرَدّ سلام بِرُوحيَ مَن أتلفْتُ روحي بحُبّها     فحانَ حِمامي قبلَ يومِ حِمامِي أُصَلّي فأشدو حين أتلو بِذِكْرِهَا      وأطْرَبُ في المحراب وهي إمامي وبالحَج إن أحرَمتُ لبَيّتُ باسْمها     وعنَها أرى الإِمساكَ فِطْرَ صيامي أروحُ بقلبٍ بالصّبابةِ هائمٍ       وأغْدُو بطَرْفٍ بالكآبة هامِ ولم يُبْقِ منّي الحبُّ غيرَ كآبَةٍ       وحُزْنٍ وتبريحٍ وفرْطِ سَقام وفي وَصْلِهَا عام لدَيّ كلَحْظَةٍ       وساعةُ هِجْرانٍ عَلَيَّ كعامِ بمن أهتدي في الحبّ لو رُمْتُ سَلوَةً    وبي يَقْتَدي في الحبّ كلُّ إمام ولمّا تلاقَينا عِشاءً وضمَّنا      سواءُ سبيلَيْ دارِها وخيامي فَرَشْتُ لها خدّي وِطاءً على الثّرَى     فقالت لكَ البُشْرَى بلَثْمِ لِثامي وب

İkimize Dua Edeceğim

Resim
  Sâki!  İnsaf et; ne güzel bir yüzün var ben, yerden oldum n’endesin sen? Kul desem… lâyık değil sana Allah desem korkarım Susturmuyorsun ki susayım fakat söz söylemek yolunu da açmıyorsun bana Üzüm gibi sıkıp eziyorsun beni sevgili değilsin; derdi belâmsım benim. ** lâyık değilim amma… sevginle yandım yine de…seni sevmeye geldim ya Tanrı nurusun sen   ya Tanrı'sın yahut meleksin   yahut da bir nebi… Mevlana- Divân-ı Kebir ** dün gece içimden feryatlar   yedi kat gökten gelmiş gibi uyandırdı beni   bahçede dahi kumru dem çekmeyi bıraktı   feryadım cânım benim…beraberce gülelim bir olalım ayrılık bitsin demedin mi… seher vaktine- dek lisanımca bize dua edeceğim   eyvâh görünmeyen ulular halimizi gördüler de duaya âmin dediler gizli kalmalı değil miydi bunlar   canım… yol buldu gül bahçene sen varken yeryüzünde gölge yoktur şimdi ise ayrılıktan konuşuyorsun yak, yık, ama ayrılıktan bahsetme sen

Haber Geldi

Resim
  17 Aralık 2017-Şeb-i Arus   seher çağı… aşk peygamberimden ölümüze… bir haber geldi kefen yırtıldı… mezarımız  dağıldı … a biçare… a çâresiz değsin kalbine ihtimam kuyuya düştüğün zamandan beri düzensiz…yorgun ve hastasın bekliyordun… cana özlediğin bu haber sana … bende bir kulum gamım da, neşem de bir kuldur ancak duam bize olsun ayrımsız  İsmail Hakkı Altuntaş

Affedebilecek misin?

Resim
Kendime defalarca kızsamda, uyarsamda, İçimdeki çocuk çok yaramaz, Laf söz dinlemiyor... Beni affet... İsmail Hakkı Altuntaş

Başka Neyim Var

Resim
yüreğim… hak ettin hep sevilmeyi üstüne de hiç leke düşürmedin ve kalbin de hala ilk gün gibi pırıl pırıl ne sevenler gördüm hepsi acılı sos gibi yemekte severim ama aşkta can yakıyor… seni çok seviyorum…güzel de… bu hayatta seni paylaşmak her geçen gün zor oluyor bir şarkı dinledim geçmiş olan acılı günümüzü aklıma getirdi ne üzmüştüm seni…çok üzmüştüm sen o zaman o şarkı içinde geçen sözlerin aynısını söylemiştin sanırsın ki derdimiz çok önce yazılmış eğer bu şarkıyı o gün bulsaydım çok ağlardım…şansız kaderime aşkım… sevap da günah da olsa vazgeçemem ben bir serseriydim hangi sokak benim der gezer dururdum ve sen geldin insanlarda görmedim senden önce herkes alınca veriyordu sen ise verdin ve ve hiç bir iltifat dahi istemedin gerçek aşk bu imiş bende birilerine kırılmaz mıyım ama senin hayalin gelip duruyor karşıma o halimi alıp siliyor ve huzur buluyorum insanlar sabrımın kaynağını bilemiyorlar ama diyorum ya her ne olursa ols

Aşk, Ne Yüce Bir Şey

Resim
  ‘İnsan kalbi gizli hazinelerle doludur 'Sırla kaplı, sessizlikle mühürlenmiş ’ Düşünceler, umutlar, hayaller, hazlar ifşa edildiğinde büyüleri bozulur’ Kaderim, Gönül Eşim, Gerçek Aşkım!   Kendimden geçince korka korka iyi mi kötü mü demeden. kelimeler ağzımdan dökülüp sayfalara düşüyor ve orada bir daha okur musun okunmaz mısın bilemesem de  ölmelerini istemiyorum. Söylemesek daha mı iyi olur? Yoksa söylenmeli mi? Bence söylenmeli. Onlar canlı çıkıp ölecek olsalar da söylenmeli. Çünkü hamile anne ne kadar dayanır çocuğunun hasretine ve çektiği acılara. Bir an önce yavrusunu eline almalı sarılmalı koklamalı. Bende öyleyim. Bu acılarımı doğurur gibi dağıtıyorum ortalığa sırrımı ifşa ediyorum. Yaramaz çocuklar gibi. Sonra sen okudun mu hayat verirsin bana verdiğin gibi, değil mi? Ağlıyorum çok zaman. Gözlerden hep acı su dökülür derler bende ise içimin yangınından gözlerim kuruyor, gözyaşlarımda  göğsümün yangın yerine, buz kristalleri gibi düşüyor. Öyle ki buharında duman altı olu

Şarkım… Ezeli Hatırlamanın Tek Yolu

Resim
bilmem bunları neden sana anlatıyorum basit değil… ancak senden başka kimsenin benim için kıymeti kalmadı mademki seni seviyorum…anlatmalıyım baştan aşağı beni aydınlatan sende gördüğüm bu hal aynaya bakmamış kimse nasıl kendini tanımazsa sende beni gör yüzümün en hurda çizgilerini haksız mıyım içimde gizlediğim sırrım…o kadar büyük ve değerliydi ki kimse bilsin istemiyordum ama… sen bil gördüğüm…sana baktığım zaman benden başkası değildin ve seni gizledim gurbetteydim şehrim bile ayrıydı acım başımı yerlere düşürürdü bana gam değildi senden habersiz kalmak gör şahit olarak eskimiş yüzümdeki çizikleri yüzümü toprağa sürerdim sevdiğim ayağını bastı diye gökten daha yüceydi… salınıp gezdiğin toprak yine de kimseler bilmesin istedim ziyanı yok… benim dünyamda batmayan güneşim fark etmiştin aslında birini…önceden sevdiğimi ve aşkına esir olduğumu fakat sen olduğunu hiç düşünmemiştin benim ki aşktı… şehveti uzaktan yakından tanımayan

Aşk Budur

Resim
  birleşmeli sonsuzlukta sözlerin büyülü gücüyle üzülmeden yanılmadan zamanın zincirlerinden kopmuş gözlerimiz açılsın aldatıcı işlerinden bağışlamasını öğrenen yürekler aşkla geçirsinler…ölüm gecesini kavuşmak hasretiyle bu gizi çözmelerine hiçbir şey engel olmamalı gün ışığı da yalnızca özlemlerini anlatsın hayal dünyasında son ışık sönmeden ilahi sırların sarhoş edici ezgisiyle kurtulalım bu ayrılıktan   aşk ölür mü senin ve benim aşkımsa hiç o kutsal bir sırdır saklanmalı bütün yabancı gözlerden genişlettikçe tutkusu içimizi başlamalı düğüm düğüm burmaya n’olur yüreğine soğuk vurmasın çiçek gibi dallarıyla ve köklerin birlikte ölür   … hasta çocuğuna bakan titreyen bir anne gibi ürpere ürpere aşkımızın üstüne korkuyla titre geçmeyen gecelerde çok ağlayıp tanrıya yalvardım acı içinde kıvranarak yüzen kuğu gibi çok istedim öpüşüp birbirimize dokunmayı bedeninin ağırlığı altında ezilmeyi hayali bile yetmiyor artık g

Yine Tek mi?

Resim
  “Seveni de olmazsa insanın yaşaması gerekmez” yine o mahkum oldu yalnızlığa kimseyle alakalı olan bir şey de değil… evvelinden beri hep acıyla yaşardı sonra bir şeyler değişti sandı… değilmiş…neyi çok sevdiyse ayırdılar ondan onu bir şekilde yalnızlığa mahkum kaldı suçundan dolayı ise Allah affetsin yok başka bir sebepse onu da kimse bilmiyor üzülmeye değmez… boynuna takılı prangalar o kadar çok ki altında hala neden ezilmedi…yoksa taştan veya başkadan mı bir umutla iyi hayatı olacak sanıyordu değişen sadece çektiği sıkıntılar azı çoğu katmanıydı değil mi…sürekli her geçen gün daha artıyor… ne densizdi tanrı adamı olmak isterdi sevilmeli gülmeli güldürmeli… ya da değilse…peki neydi suçlu mu…suçu mu kime aitti…   anlatamıyor…anlatamıyor… anlatamıyor sevdim diyenlere de derdini anlatamıyor… ona herkes yüklensin…bizde o saf ve salakça tamam da diyemezdi… olan olacak belki içinde bir gizli sevdası mı var… duyduk ki… kimseler…onu s

Âşk'ı Şeyh, Gün ve Er

Resim
"Kadında   muayyen bir heykel-i hüsn ü hayal, mevcut değildir. Kadın, mazhar-ı âşktr." [Semîha Cemâl] [Kadında belirli heykeli bir güzellik ile hayal mevcut değildir. Kadın âşkın kendisidir.]   Er, üzgün üzgün ulu dağdaki Gün’üne bakıyordu… Önceden okuduğu kitaptan kalbine gelen ilhama kalbini yaslamış bir yandan kızarmış gözlerle ağlaşıyordu. Gözler kalbe, kalp göze yansır derler ya.. Pervâne gibi yavaşça kalp sayfalarını araladı, birdenbire âşkın ziyâsını gördü. Mest ü hayran olarak uçtu ve kendini alevlerin içine attı. Vücudu sızlatan, tahammülsüz bir ateşle yandı. Hiç tatmadığı büyük bir zevke daldı. ***** Gün sesleniyordu: “Yan, ama tütme!” “Yan, ama tütme!” Er: “Benim gibi seven bir vücut toprak olamaz, belki de ben vücudumu toprak olmaktan kurtarmak için yanıyorum. Ben ölsem de âşkım asırlara devr edecek kadar kuvvetlidir. Çünkü ben de onu başkalarından devr aldım, bende başlayan bir şey değil ki bu! Ben âşka, gelmiş geçmiş bütün insan