HADÎKA... Namazı Kısadan Kılma Hakkında
Bu Şuayb el-Ubeyy, herkesin övdüğü bir din lideriydi; gece kalkıp devamlı oruç tutan, o çağda zühdünden dolayı seçkin olan biriydi. Şehirden dağdaki bir inziva yerine taşındı ve insanların sıkıntılarından kaçtı. Şans eseri, bir kadının ona karşı bir sevgisi vardı; Dedi ki: "Ey Şeyh, bir eşin olması sana yakışır mı? İstersen kendimi senin emrine veririm ve seve seve senin eşin olurum; ruhum az şeyle neşelenecek ve eski rahatlığımı asla düşünmeyeceğim.” O, “Mükemmel; çok uygun; Onaylıyorum. Sen tatmin olduysan ben razıyım." Bu kadın, güzellik ve zarafetten tam bir paya sahip, iffetli, zarif, tatlı mizaçlı, iyi işlerin vücut bulmuş hali, mütevazi Cevher Hanımdı. Dönen göklerin buyruğuyla yetinerek, münzevinin hücresine gitmek için şehri terk etti ve orada yerde yatan bir hasır parçası görünce hemen katlayıp kaldırdı. Dindar Ebu Şu'ayb ona dedi ki: "Ey şimdi benim sevgili karım, neden sergiyi kaldırdın? Çünkü kara toprak, nalinlerimizi sadece yer.”