İsmail Hakkı Altuntaş

  YAZMAK, NİYE YAZMAK Ben, edebi kuruntularımı yitirdim. Eskiden ede­biyatın salt bir değeri olduğunu, bir insanı kurtara­bileceğini, ya da sadece insanları değiştirebileceği­ni (bu olabiliyor bazı koşullar altında) sanırdım. Bü­tün bunlar bana eskimiş geliyor artık. Bu düşleri yi­tirdikten sonra insan yine de yazmaya devam ediyor, çünkü, psikanalistlerin dediği gibi, varını yoğunu ya­zıya yatırmıştır.   Nasıl ki, insan sevmediği insanlarla bir başka türlü bağlar kurup yaşamaya devam edi­yor: bir aile oluyorsunuz artık.  Ama, bir inancım kal­dı, bir tek inancım. Ondan vazgeçmeyeceğim:  Yaz­mak. herkes için bir ihtiyaçtır. Yazmak, haberleşme ihtiyacının en üstün şeklidir. YAZMAK BİR AYIKLAMADIR Sekiz yaşımda, doğa bile iyi bir kitabın çıkması­na duygusuz kalmaz sanırdım: bir yazar kitabının sonuna SON sözcüğünü yazdığı zaman gökte bir yıl­dız ağar, derdim, içimden. Bugün yazarlığı başkalarından farksız bir sanat olarak görüyorum. Ama, önemli olan bu değil. Bütün insanların —bilerek bil­

  Tarihçi Mustafa Armağan, Bediüzzaman Said Nursi'nin bilinmeyen bir el yazısını yayınladı. Sosyal medya hesabından Yaşar Şadi Efendi'nin "Hutut-i Meşahir" kitabından görseli  "Keşifler"  başlığı ile paylaşan Armağan, "Bediüzzaman Said Nursi'nin bilinmeyen yazısı ortaya çıktı. 1336/1920 yılında eliyle yazdığı bu iki satırlık yazıda şunu demiş:  "Düşmanın düşmanı dosttur nasıl ki düşmanın dostu düşmandır min haysu."  Keşfimiz açık olsun." AYNI CÜMLE SÜNUHAT ESERİNDE  Bediüzzaman Hazretleri, Sünuhat adlı eserinde bu cümleye yer veriyor. 1920 tarihinde telif edilen eserde Bediüzzaman,  "Şeriat-ı garrâdaki medeniyet nasıldır?"  sorusuna cevap verirken cümleyi şöyle kullanıyor: "Düşmanın düşmanı, düşman kaldıkça dosttur. Nasıl ki, düşmanın dostu, dost kaldıkça düşmandır."  *********** Üstad Bediüzzaman'ın kendi hattıyla Merhum Süheyl Ünver'in defterine yazmış olduğu güzel bir parça Parçanın Türkçesi : "Ziki

  E.K. Gubskaya V.M. Gubsky ÖĞRENMENİZE YARDIMCI OLUN (10 steno dersi) İnsan hayatı boyunca yeni bir şeyler öğrenip özümseyebilir ancak bu süreç özellikle çocukluk ve gençlik yıllarında yoğundur. Hem okulda hem de üniversitede öğrenme, yazma ihtiyacıyla ilişkilendirilir. Ama konuşma hızımız ile yazma hızımız arasındaki fark bunu iyi yapmamıza izin vermiyor. Rus dilinin özelliği olan uzun kelimeler, düşünce ve duyguların en ince tonlarını ifade etmemize yardımcı olur, ancak yazmayı daha fazla zaman alır. Ses kaydı yardımcı olacak gibi görünüyor, ancak tüm dersleri tekrar dinlemek için zamanı nereden bulabilirsiniz? Konuşmayı dijitalleştiren ve yazılı metin üreten cihazlar zaten var. Ancak özetin değeri, stenografın 3-5 kat daha hızlı yazması ve duyduğu şeyin özüne inmeyi , tekrarları ve küçük ayrıntıları atlayarak ana şeyi formüle etmeyi ve yazmayı başarması gerçeğinde yatmaktadır . Not alma, çalışılan bilimin en karmaşık konularının özümsenmesini kolaylaştıran, bilişsel yetenekleri