Kayıtlar

Bulsun Seni

Resim
  Biri olmalı Aşk ve tutkulu Sırılsıklam insanı âşık etmeli   Ayaklarını yerden kesmeli İnsanı kendinden geçirmeli…başını döndürmeli Dahası çılgınca sözler ettirmeli Var mıdır ki dünyada böyle biri Onu nasıl bulurum...deme Düşünme de…aklın olmadığı yere gitmeli Doğru bildiklerini çoktan unutuvermeli Aşk  olmadan Hayatın bir anlamı var mı Varsa bunu biri bana söylemeli Tamam derim Aşk için çabalamak  Gerekmez mi Yoksa bir  şans mı gülmeli Ah o kim… Seni senden çok seven Sonsuzluğun derinliklerine götüren Telef etmeden geri getiren Güzelliği nadir ve çekici Baştan çıkarıcı Ezelimden ebede var olan Bilemesem de Bir kere bulsaydı onu biri Güzel kokusunu duysa Düşüncesini kalbini ona  göre Ayarlar Çalışan saat gibi akıverirdi O kimdir  Deme o bulur seni Gerek yok denemeye Bir kez gördün mü Dizlerin   titrerse Kalbin tuhaf bir şekilde atıverirse İşte bu olmalı demelisin Eğer ki bir de nasip  olursa Öpmek Dudakların

Ölmüşüm Kalmışım Fark eder mi?

Resim
“İnsan yanındakiyle yaşar ama aklındakiyle ölür…” Acım! Kurumuşum dallarım kırılsa hissetmez canım. Bir su imdadıma derdim… Sen çölüme yağmur oldun. Toprak ve su bir karışsa, sadece tek bir öz olurduk, bulanmadan berrak. Benim tek sevincim can derdim! Gölgende bir yer verdin ya bana... Sevmenin tadını biliyorum, yaşamanın da. Seninle beraber, bir an göz göze dursak ve dilsiz konuşsak, ölümüne razıyım. Hayatta en büyük kayıp, sensiz yaşamakmış. Bunun dışında her şey kolaymış…içime yük değil. Kendimle barışmam mümkün değildi, ancak seninle olunca hayatı seviyorum. Eğer ki sen olmasan yine aynı olur, biliyorum, duruyorum…kendimce. Bir tanem, bırakma beni. Önceden bilmezdim, sevmeyi sevilmeyi. Birde senin sevdiğini biliyorumya. Bil ki gönlüm sana karşı çok dolu… Şimdi kendimde seni yaşadığımdan, ölmüşüm kalmışım fark eder mi? … İsmail Hakkı Altuntaş

Söylenemez Haldeyim

Resim
  canım sevgilim çok özledim ne çok istedim ayağının tozu olmayı dediklerini birde ben bilebilseydim yahut çok azına kavuşsam sevincimden bir kelimesini değil senden alemden saklamazdım. O’ndan başka bir ışığın olmadığı yerde gölge nasıl olabilirim kendin için canımı istiyorsan söyle versinler al benden kaç defa teklif ettim önceden verdim ve ölecektim de… ama sen vazgeçtin..değersiz mi buldun yoksa acıdın mı anlayamadım şimdi tekrar mi istiyorsan… buyur senin olsun bende varlık adına bir nesne bırakmadın ki… kaç defa söyledim… senin kadar olamam ki… ne söyleyeyim ne vereyim yapacak bir şeyim kalmadı zar zor yaşıyorum keşke ben senin ayaklarına değen toprakların şerefine kavuşsaydım da deli divane dolaşsaydım bir anlasalar beni sen benim her şeyimsin daha ne istiyorsun… kucağına gelip sığındığım da beni sevdin ya.. beni öptün ve saatlerce sevdin sonra seni içime çekip kokladım… eritip katreden küçük ettim ya… ama ben şimdi b

Canım... Sevdiğim

Resim
  Gül bahçemin her şeyi… goncası…sevimli bülbülü Bu kulun sana kurban olsun   Bin kusurumu bir say… beni unutma. Vücudum toprak oluncaya kadar senden vazgeçmem…eğer ki bir hatam varsa… inan bana…Allah bana layık olduğum cezayı hemen verir. Bir bilsen…neden çok defa öleyim diyorum… ölemediğime bakma…aslında hep senin için yaşıyorum. Her gece rüyamda görürüm diye umutla uykulara karışıyorum. Gündüz seni görürüm diye hayaller denizinde uğramadığım kara kalmadı…hepsinde bir sonraki mi dedim… bari bu kulunu ihya edersiniz minnet ederim…aciz kaldım…kendi dünyamda. Yemin billah sabretmeğe mecalim de yok aslında. Yeni bir başlangıç olsa n’olur, kerem senindir. Dün gece kendimi güç zaptettim. Sokaklara çıkıp bağıracağım sessizliği yırtacaktım da…sanki gündüz kapına varıp eşiğine yüz sürmek varken…durup kaldım ortada. Kalan ömrümüz birbirimizin olur mu? Tanrı aşkına beni mahzun eyleme. Ayağın altına yüzümü, gözümü sürerek rica ederim. Allah için kendimi bir durdurabilse

Sığındığımız Başka Nere Var

Resim
 

AŞK OBJESİ (MA’ŞÛK)

  Hazırlayan: Kamil SARITAŞ Tanrı’nın aşk objesi olması bir yandan varlıkları ilgilendirmekte, bir yandan da kendisini ilgilendirmektedir. Varlıkları ilgilendiren yönüyle, her doğal varlık doğal olmayan varlıktan daha kadim ve daha şerefli olduğu gibi, varlıkların zirvesindeki Varlık, bütün varlıkların en şereflisi olarak kabul edilir. Bu en şerefli ve en iyi Varlık, arzu duyulan ve âşık olunan bir varlıktır. Bütün hareketler en şerefli Varlık’ı arzu etme yoluyla gerçekleşir. Zira doğal olan varlıkların tabiatlarında öncelikli olarak, her şeyden daha faziletli olan İlk Neden’e arzu duyma ve âşık olma melekesi vardır. [1] Buna göre ay-altı ve ay-üstü alemde yaşayan bütün varlıklar Aşk Objesi’ne arzu duymakla hareket etme yeteneği ve canlılık özelliği kazanırlar. Tanrı’nın aşk ve arzu objesi olarak değerlendirilmesi, hareketin ve canlılığının aşk objesine duyulan arzu ve aşkla başladığının ifade edilmesi düşüncesi, hem İskender’de hem de Aristoteles’te mevcuttur. [2] Tanrı, arz