Kayıtlar

Dünyanın farklı ülkelerinde hangi yaşta yasal eş olabilirsiniz?

  Erken evlilik konusu bugün özel bir tutkuyla tartışılıyor. "RG", farklı kıtalarda samimi ilişkileri kaç yıl yasallaştırabileceğinizi öğrendi Tatiana Vladykina Ülkemizde erkekler ve kadınlar için evlenme yaşı aynıdır - 18'dir. İstisnai durumlarda 16, hatta 14 yaşında evlenebilirsiniz. Kural olarak, hamilelik istisnai bir durum haline gelir. Erken evliliğe izin genellikle yerel yönetim, bazı bölgelerde ise vali tarafından verilir. Özellikle Çeçenya'da 2008 yılında cumhuriyet parlamentosu evlilik yaşını 16'ya indirdi. Birçok ülkede, "damat" yaşı din ve yerel gelenekler tarafından belirlenir. Yemen, Katar ve Umman'da bir kız çocuğu 9 yaşında, hatta daha erken yaşta eş olabiliyor. Aynı dokuz yaş, Nijerya ve Kenya'da evlilik için en uygun yaş olarak kabul ediliyor. Venezuela ve Kolombiya'da damatlar 14, gelinler 12 yaşında. Mısır ve Cezayir'de erkek 18, kadın 16 yaşında evlenebiliyor. İngiltere'de 16 yaşında evlenip evlenmesine

Bu az zaman içinde

Resim
 GELİN BİR NAZAR EYLEN Gelin bir nazar eylen, n'oldu cihan içinde, Niceler toprak oldu, bu az zaman içinde. O taze güller soldu, bülbüller ötmez oldu, Ata, ana zar oldu kaldı zindan içinde. Canları oda yandı, kuzuların kurt aldı, Ardınca baka kaldı zar ve figan içinde. Ey nice yaranları, hasret kaldı canları, Meğer ki buluşalar yarın cinan içinde. O ipek don giyenler, hiç toz kondurmayanlar, Çürüyüp toprak olmuş tenler kefen içinde. O gözler ve o kaşlar, o inci gibi dişler, O tenler ve o saclar yılan çıyan içinde. Kamu çürümüş eller, o dudak ve o diller, O sevgili oğullar kalmış toprak içinde. Bu dünyaya inanma, vefasın bulam sanma, Ömrün veren ziyana, çoğu pişman içinde. Dünyayı vefasız bil, aç gözünü yarağ kıl, Sen dahi olürsün bil, kalma güman içinde. Yunus söyle sözünü, yavı kıl kendözünü, Ağardı gör yüzünü, koma firak içinde. Yunus Emre

Bütün İşler Yalanda Bitiyor

Resim
  İsrail oğullarından seksen sandık kitap toplamış olan bir adam vardı. Zamanın Peygamberine Allah Teâlâ; “ O hekime söyle, artık bundan sonra birkaç kitap daha toplarsa şu üç şeyi yapmadıkça fayda bulamaz. Birincisi ; dünya sevgisini kalbinden çıkarmaktır. Bu alçak dünya müminlerin evi değildir. Buna her iki dünyanın efendisinin hadisi şüphesiz delildir: (Kâle aleyhisselam; ed-dünya sicnü’l-mü’mini ve’l- kabru hısnuhû ve’l- cennetü me’vahû ve’d-dünya cennetü’l-kâfiri ve’l-kabru sicnühû ve’n-nâru me’vahû) “Dünya mü’minin hapishanesidir. Kabri ise onun kalesi ve barınacağı cennetidir. Dünya kâfirlerin cenneti, kabir ise onların hapishanesi ve cehennem barınacakları yerdir .” Kıt’a Bu alçak dünyaya kim gönül bağlar ki, Gönlü temiz yaratılışlıların adetleridir Mü’min için ne kadar elem ve gam oldu Bu alçaltıcı rezillik ne zaman ferahlık bulur. [41/1] İkincisi ; zalim padişahlarla sohbet etmektir. Onlar âlimlerin arkadaşlarıdır. Bunlar doğru yolda değildirler. Şu hadisi de

Dünyayı Bilenler Farkı

Resim
  İmam-ı Gazali’ ye sordular: Ey sual ehlinin kalplerini temizleyen ve ey hal ve söz remizlerinin keşfedeni! Halk neden iki sınıftır. Sınıfın biri alçak dünyaya talep ve rağbet eder ve diğeri, bu dünyaya sahip olmak ve rağbet etmek istemez. Dedi ki: Eğer siz helva yoğuranı, helvayı pişirme esnasında onun içine tükürdüğünü görseniz, o tükürük karışmış helvayı yer misiniz, yoksa yemez misiniz? Dediler ki: Hayır. Dedi: Eğer o helvanın içine tükürüldüğünden haberi olmayan birilerine götürseler acaba onlar yerler mi, yemezler mi? Dediler ki: Evet, on parmaklarıyla beraber yerler. Aynen helva tatlıdır dedi: Dünya da aynı öyledir, dünyaya vâkıf olan ona murdarlık karıştığını bilir ve ona rağbet etmez. Dünyanın pislikle yoğrulmuş yaratılışını bilmeyen kişi, onu içine tükürülmüş helva gibi yer . Beyt Kudretli kartal ne zaman leşe rağbet edip istifade eder, Çünkü alçak akbabanın âdetinin leş yemek olduğunu bilirsin. [39/1]   Kaynak: Mostarlı Fevzi, Bülbülistân’ından

Hapismiş de ne olmuş

Resim
  Yağmurdan çıkar gelirdim Başımı öne eğerdim İşsizdim biliyordun Çaresizdim biliyordun Yine de çok seviyordun Ya sonra? Benden selam söyleyin, O nazlı sevgiliye Tutsakmış da ne olmuş Demiş birisine Benden selam söyleyin O nazlı gözlerime Unutamadım unutamadım Acı tatlı günlerimiz Oldu elbette / bizim de Anlatırdım gülerdin Gözlerimden öperdin Bu günler geçecek derdin Ya sonra? Benden selam söyleyin, O nazlı sevgiliye Hapismiş de ne olmuş Demiş birisine Benden selam söyleyin O nazlı gözlerime Unutamadım unutamadım