Kayıtlar

Neden Kendimizi Olduğumuzdan Daha Kötü Hissediyoruz?

    Yazan: Brianna Wist Neden aynadaki yansımamızı seviyoruz da kendimizi içinde bulduğumuz rastgele çerçeve bizi korkutuyor?   Neden övmekten çok eleştiriye açığız? Normal olmak kötü mü?   Blog yazarı Brianna Wist, özgüveni güçlendirmeye yardımcı olacak kalıplardan bahsediyor.   Kendimizi çevremizdekilerden farklı algılarız. Bence bu, yaşam boyunca öğrendiğimiz kalıp yargılar, önyargılar ve yanlış tutumlarla ilgili. Onlara karşı koymak için birkaç modeli hatırlayın. 1. Gerçek sizi ne kadar az görürseniz, benlik algısı o kadar acı çeker. Belki de fotoğraflarda kendinizi neredeyse hiç sevmiyorsunuz ve insanların sizi sosyal ağlarda etiketlemeye çalışmasından hoşlanmıyorsunuz. Bir düşünün, çok iyi çıkmadığını anlasanız bile, bir başkasının fotoğraflarını değerlendirmekte bu kadar katı olmanız pek olası değildir. Bu, etrafınızdakilerin sizi olduğundan daha fazla küçümsediği anlamına gelir. Bu ilk. İkinci. Psikolojide “tanınabilirlik etkisi” diye bir şey vardır. Bir şey

Muşe Bar Kifo’nun “İrade, Özgürlük ve Doğal Afetler”

 Bu eser, dört bölümden ve orta boyutta 104 varaktan oluşmaktadır. Apolojetik bir üslûpla kaleme alınan felsefî, etik ve teolojik konulardan bahsetmektedir. Ölüm ve ölüm çeşitlerini ele almış ve Tanrı’nın emri ve izni olmadan (ecel) hiç kimsenin ölemeyeceğini belirtmiştir. Özellikle ölümle ilgili yazdığı ve Kilise babalarının yorumlarını da aktardığı bu eser; kader ve kaza sonucunda ölümün insanın başına gelebileceğini düşünen kadim paganlar, heretik Mani ve Marḳion taraftarlarına cevap niteliğindedir. 10. veya 11. yüzyılda Şemᶜun adlı bir müstensih tarafından istinsah edildiğinden yukarıda söz etmiş ve bu eserin unique bir nüsha olarak Londra’da  bulunmaktadır Kitabın  Altıncı Bölümünde:  Özgürlüğü yok sayan Mᵊhagroye’ye  (Müslümanlara) reddiye sadedindedir.  Bu bölümde Tanrı’nın insana bahşettiği özgürlüğü yok sayarak iyiliklerin ve kötülüklerin Tanrı tarafından bizlere yazılmış olduğunu söyleyen Müslüman kelamcılara karşı vermiş olduğu bir takım örnekler eşliğinde yaptığı tenkitler

KENDİ CEHENNEMİMİZİ YARATIRKEN

Tarih boyunca görülen beden protezlerinin en eskisi hiç kuşkusuz, benzer-olan’dır. Ama benzer-olan tam bir protez değildir: Ruh, gölge, aynadaki görüntü gibi öznenin kendi ötekisi olarak görünen, hem kendisi olmasına hem de asla kendine benzememesine yol açan, kurnaz ve sürekli defedilmiş bir ölüm gibi aklını kurcalayan düşsel bir figürdür. Yine de her zaman değil: Benzer-olan somutlaştığı, görünür hale geldiği zaman dolayımsız bir ölüm anlamına gelir. Benzer-olan’ın, öznenin kendisiyle yabancılığım ve aynı zamanda yakınlığını temsil eden, düşsel güç ve zenginliğinin, kendi maddesizliğine, bir fantezi olmasına ve öyle kalmasına dayandığı da söylenebilir. Herkes, yaşamı boyunca, kendi varlığının kusursuzca ikiye katlanmasını ya da çoğalmasını düşleyebilir ve düşlemek zorunda kalmıştır; ama, bu yalnızca bir düş gücündedir ve düş gerçeğe doğru itildiğinde kendini yok eder. Baştan çıkarmanın (ilkel) sahnesi için de aynı durum söz konusudur: Bu sahne yalnızca düşlenmişse, yeniden hatı

Kötülüğün Şeffaflığı- Aşırı Fenomenler Üzerine Bir Deneme

TERÖRİZMİN AYNASI Peki, niçin var terörizm? Toplumsal alanda şiddetli bir ani tepki değil mi terörizm? 1985’te Brüksel’de Heysel Stadyumu’ndaki olayda düşündürücü olan şey, yalnızca şiddet değildir; şiddetin, televizyon tarafından dünya çapında bir hal almasının sağlanması ve böylelikle de kılık değiştirmesidir. “XX. yüzyılın sonunda böyle bir barbarlık nasıl mümkündür?” sorusu yanlıştır. Geçmişten gelen bir şiddetin dirilmesi değildir bu. İlkel şiddet hem daha vecd hali içindedir hem de daha çok kurban etmeyle ilgilidir. Bizim şiddetimiz, aşırı modernliğimizin ürettiği şiddet, terördür. Simülakr bir şiddettir bu: Tutkudan çok ekrandan doğar, görüntülerin doğasıyla aynı yapıdadır. Şiddet, ekranın zihinsel evrende açtığı oyuk aracılığıyla, kuvve halinde ekranın boşluğundadır. Öyle ki televizyonun varlığından kaynaklanacak şiddetli bir eylemin yüksek olasılığı göz önüne alınarak, televizyonun çekim yaptığı halka açık bir yerde bulunmamak yeğdir. Medya her zaman terörist şiddet