Kayıtlar

İsm-i A’zam ve Sayha

  “İsm-i a’zam'”, Allah’ın en büyük ismi anlamında kullanılan bir tabirdir. Bu hususla ilgili nakledilen rivâyetler incelendiğinde, böyle bir ismin mevcûdiyetinin kesin olarak sâbit olmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte müslümanlar arasında, bütün isimlerin manâlarını ihtivâ ettiği kabul edilen “Allah lâfzı, besmele ve kelime-i tevhîd” ism-i a’zam olarak ön plana çıkmaktadır. İslâm âlimlerinin konuyla ilgili görüşlerini üç noktada toplamak mümkündür. Birinci sıradakilere göre, ism-i a’zam diye bir şey yoktur. A’zam kelimesi “büyük, yüce” anlamındaki azîm yerine kullanılmıştır. İkinci gruptakilere göre, ism-i a’zam aslında var olmakla birlikte Kadir gecesi, dua ve ibâdetlerin makbul olduğu Cuma gününde gizlenmiş özel vakit gibi sadece Allah tarafından bilinmektedir. Ayrıca bu ismin esmâ-i hüsnâ içinde bulunduğunu söylemek veya kulun duygulandığı her ilâhî ismin ism-i a’zam olabileceğini kabul etmek de mümkündür. Üçüncü görüş sahipleri de ism-i a’zamın mevcut olduğunu ...

İsm-i A’zâm İle Kimin Boyanıp Aynîleştiğidir

  Îskenderî’nin naklettiğine göre de bir gün Şâzilî üstadının huzurunda iken, “Acaba şeyh hazretleri ism-i a’zâmı biliyor mu?” diye içinden geçirir. Bu sırada îbn Meşîş’in henüz konuşma bilmeyen küçük oğlu, oturdukları mekânın en uzak köşe­sinde bulunmaktadır. Çocuk birden dile gelir ve “Ey Ebu’l-Hasan, önemli olan ism-i a’zâmı kimin bildiği değildir. Asıl önemli olan, ism-i a’zâm ile kimin boyanıp aynîleştiğidir.” der. Bunun üzerine şeyh îbn Meşîş tebessüm ederek Şâzilî’ye, “Oğlum zihninden geçenleri açıkladı ve sende var olan şey konusunda isâbet etti.” buyurur. Bu olay karşısında Şâzilî, “Keşke aklımdan böyle bir düşünce geçmez olaydı.” demiştir. [1]   Kaynak: Mustafa Salim GÜVEN, Ebu’l-Hasan Şâzilî Ve Şâzilîyye İskenderî, Letâif, 86; İbn Sabbâğ, a.g.e., 23; İbn lyâd, a.g.e., 12; Eyyûbî, a.g.e., 16-17;  Harîrîzâde, a.g.e., 124 b; Zâfir, el-Envâr, 48.

Ezoterizm ve Yahudi Kabalasındaki Yedi Mühür'ün bir karşılaştırması (İsm-iAzam)

Resim
  Lloyd D.Graham Frontispiece / Grafik Özeti: Lloyd D.Graham İslami tasavvuf ve teurjide, Yedi Mühür grafik biçimde Tanrı'nın En Yüce Adını temsil eder; Yahudi Kabalasında Mühürler, topluca bir “Yüce İsim” oluşturan bireysel İlahi İsimler taşır. İslam ve Yahudilikte her bir Mühür için birincil yorumları ve ikincil çağrışımları gözden geçirip karşılaştırıyoruz; buradan iki geleneğin bireysel sembollere ilişkin büyük ölçüde bağımsız anlayışlar geliştirdiği açıktır. Bununla birlikte, dördüncü Mührün bir merdiven ve iyiliğe/iyiliğe yükseliş olarak yorumlanması gibi yakınsama noktaları mevcuttur. Tersine, üçüncü İslami ve yedinci Yahudi Mühürlerinin nitelikleri şaşırtıcı miktarda ortak noktaya sahiptir. Toplu olarak, Mühürler kelime ve harf sayımı yoluyla her dinin temel olumlamalarına bağlanmıştır: İslami olanlar Shahada'ya, Yahudiler Mezmur 46:7,11'e. İslami Mühürlerin aksine, Yahudi Mühürleri için bireysel yazışmalar nadiren verilir ve kaynaklar arasında tutarsızdır. Kabalist...