LXX Hin gej-o rast mîrevî bâz çi hordeî begû Mest-o herâb mîşevî hâne be hâne kû be kû Kendine gel, eğri büğrü gidiyor, yalpa vurup duruyorsun? Gene ne içtin ki ev ev, sokak sokak, sarhoş, yıkılmış bir halde gitmedesin? Söyle. Kiminle eş dost olmuştun, kimden bir öpücük çalmıştın? Halka halka, tel tel kimin saçlarını çözmüştün? Hayır... kim seninle eş dost olabilir a bütün gözlerin ışığı güzel? Havuzdan havuza, dereden dereye balık gibi gizli gidersin sen. Doğru söyle, gizleme; âşıklara arkanı çevirme; çeşme nerde; söyle de testi testi su taşıyayım. A güzelim, gönlüm de senin, canım da; şişeye benzeyen gönlüm, şarabını sağrak sağrak içmiş; canın için doğru söyle. Hayalin dün gece toplulukta beni arıyordu; bu kulunu tanımadı da yüz yüze bakışamadık gitti. Kulunu, bu eğri büğrü giden kulunu tanıyınca da hey dedi, eve gel; niceye bir o yana bu yana gideceksin? Ömrün kötüyle, iyiyle, hayırla, şerle yolculukta geçti gitti; hani odadan odaya, kocadan kocaya giden şaşk