Özellikle Latin Amerika'da, yoksulluk, baskı ve sömürüye karşı 1960'lardan itibaren güç kazanan Kurtuluş Teolojisi, Katolik öğretilerinin Marksist ideolojiye yakınlaşması olarak da tanımlanıyor. Katolik Kilisesi'nde geniş çaplı reformların yapıldığı 2. Vatikan Konsili (1962-1965) ve bu konsilin ardından Latin Amerikalı piskoposların 1968'de Kolombiya'da yaptığı Medellin Konferansı, Kurtuluş Teolojisi'ne alan açtı. Katolik Kilisesi geçmişte yoksullara "fakirlik Tanrı vergisi" derken, Kurtuluş Teolojisi'ni benimseyen Latin Amerikalı Katolik din adamları artık fakirliğin sorumlusunun adaletsiz sosyo-ekonomik sistem olduğunu söylüyordu. Halka, yoksulluğa karşı pasif bir kabulleniş değil aktif bir "kurtuluş" mücadelesi içinde olması öğütleniyor ve Katolik Kilisesi de bu mücadelede taraf alıyor, hatta zaman zaman etkili bir rol oynuyordu. Kurtuluş Teolojisi'ni benimseyen ve uygulayan din adamlarının bir kısmı, Latin Amerika'