Kayıtlar

"İsmail Hoca Öldü" Dedim de Kimse İnanmadı...

Bu gönderiyi Instagram'da gör @afranurshn'in paylaştığı bir gönderi

O Zaman

Resim
  “Güzelliği sebebiyle bir yaratılana tapmak mümkün olsaydı; Benim kraliçem o zaman tanrı olurdu” “Abbas İbn’i Ahnef”   aşk yüzünden gönül darağacına çekilir sevgili saçlarında benim de…kraliçem sorsa ne söyleyeceğimi bilmiyorum   gece karanlığı saçlarını inciden beyaz dişlerini elmaları andıran göğüsleriyle karşımda durup kollarını dolamıştı gece boynuma bu halimin kelimelerle izahı zordur ya öpmeleri… aklımın sıyrıldığı andı bedenimden bir yanımda hüzün ve ondan başka hiç bir sevgi kalmamıştı ve ben şarkılarını dinledim … aşk yolunda… Allah’a varacak bir engel mi…sana olan aşkım kaç kere söyledim…ortağım sevişmek sadece bir cilaydı yüceye ulaştıran mecâzî aşkımıza birlikte tecrübemiz olacaktı sevişmek bile perdedir âşık ile maşuk arasında uyanıkken ben gördüğüm halde sana herşey rüyada… görmeye kaldı bu aşırı düşkünlüğümü ecelimin yaklaştığına ayrılığa değilde sende ol beraberimde diye istedim üzüntüm çok doyamadan …gi

Garam

Resim
  le mariage est une chose ı'amour est une autre chose (evlenmek bir şeydir aşk başka bir şeydir)   sen benim güneşim olmayınca kapkaranlık  kuyu gibiydim anlamalısın aşk konuşturur hayâ susturur hala temiz aşk ölmedi izin ver bana bıkmadan usanmadan herkesten daha çok seni seveyim hayat ver bana arınmak için seni elimden aldılar kalbimden sökmek için neler yaptılar yazık ki başaramadılar sözüme devam edeyim bugüne değil ölene kadar ne oldu buna ki desinler aklımdan hiç çıkmıyor diyemem ki onlara bu bir cevap olur mu cam gibi yüzsüzken sen ve ben kaldır aramızdaki perdeyi dil ile söylenmek yetmiyor diye ar namus şişesini kırdım habersiz kaldım din ve imandan bir canım var onu da al fakat ben seni istiyorum seni bulmak tanrımla birleşmek gibi asla asla deme garamdan önce izdivaç yok mu halbuki bu izdivaçta varlığa gerek yoktur bu inlemem inlemeye benzemiyor sana kavuşmadıkça dinmeyeceği kesin gel kavuşalım desen bile

Aşk Budur

Resim
  birleşmeli sonsuzlukta sözlerin büyülü gücüyle üzülmeden yanılmadan zamanın zincirlerinden kopmuş gözlerimiz açılsın aldatıcı işlerinden bağışlamasını öğrenen yürekler aşkla geçirsinler…ölüm gecesini kavuşmak hasretiyle bu gizi çözmelerine hiçbir şey engel olmamalı gün ışığı da yalnızca özlemlerini anlatsın hayal dünyasında son ışık sönmeden ilahi sırların sarhoş edici ezgisiyle kurtulalım bu ayrılıktan   aşk ölür mü senin ve benim aşkımsa hiç o kutsal bir sırdır saklanmalı bütün yabancı gözlerden genişlettikçe tutkusu içimizi başlamalı düğüm düğüm burmaya n’olur yüreğine soğuk vurmasın çiçek gibi dallarıyla ve köklerin birlikte ölür   … hasta çocuğuna bakan titreyen bir anne gibi ürpere ürpere aşkımızın üstüne korkuyla titre geçmeyen gecelerde çok ağlayıp tanrıya yalvardım acı içinde kıvranarak yüzen kuğu gibi çok istedim öpüşüp birbirimize dokunmayı bedeninin ağırlığı altında ezilmeyi hayali bile yetmiyor artık g

Düşlerim

Resim
  “Mutlak cemâlin etkisiyle kendinden geçen şair her şeyi sevgilisi olarak görür.”   toprağa örtü olarak yanağını serdi ateşinle yanan gönlüne bir su ah    bu nedir diye sorma alevi kıvranırken   kanından bir damla damla düşse kalbi söyler seni bir nefes oldun doldun içine sınırları olmasa sukut etmezdi sevap günah derdi al beni kahrolur   yalnızlığıyla bu davası ölse bitmez ki mahzenlerinde mahkum üstüne kapılar kapa… beklet kendi kendine sanma söner alevi    susuz bıraksan çölünde buz gibi donar karanlıklarında siyaha çal görme halini tutunmak için kanıyor dikenler arasında gülüm gözü inciler döküyor boynu bükük suskun dili umutsuzluk umuduydu yokluğundan ürperir her günüm geçiyor böyle düşlerim İsmail Hakkı Altuntaş

Tesellim

Resim
  büyüleyici isim sevgilim kaderimin kahramanı titreten aşkın beni kuşattı ruhum seni memnun edebilir miyim acılarla… yorulmalarla samimi bir şeyim yok kalbim kadar ve büyük sevgili mektubunu almasaydım lütfun da bana dokunmasaydı düşüncemin ağırlığından ölmüş gibiydim hani… baştan çıkarma olmadan sonsuz bir aşk vaat ediyorduk sevinçle kalbin derinliklerine beraber kaçıyorduk gözyaşlarım alev olup beni yakaladığında rüyalarla kalpten kalbine gitmek istedim … tatlı ağlamam özürlerim öfkeni kırdı bana nasıl mutlu olacağımı bildiğini söyledin sonra başkaları duyacak mı bu çığlığımı korkusuna gizleyen benime aranma dedin ve ben seni sınırsız sevdim bütün sevgilerimle cennetim dindarlığım yeminlerimle kalbimin tüm vuruşları düzene girdi ey kalbimin kalbi ruhumun sancısı ne yaptın bana…benimle ne yaptın mutlu günlerim çoktu önceden ama alev almıyordu bugün sesin dolaşıyor beynimde okşarken kalbim nefes alıyor beklenmeyen birer mesaj öpücükl

Beyaz Mürekkeple Yaz

Resim
    ..her zaman o iyi anne sütünden hiç olmazsa bir parça vardır.. Beyaz mürekkeple yazar kadın. “Helene Cixous”   bugünüm fısıltılı adını ansam yüreğim çatlar…nar gibi ağızlarda dudaklarım…leylam derdi şiirlerde şarkılarda gizlemiştim sevincini yitirdi her şey şimdi bir hiç gibi neden sustu sevdiğimiz şarkılar sızanlar aramıza hiç beklemediğimdi hani anlarım bildiklerimi bu ötekiler nereden çıktı âlem bir yana biz bir yana aklımın ucundan geçmiyorlardı kar mı edindiler… sana bir an beni unutturmayı ışığını söndürdüğünde gün … kıskançlıklar şarkılarla dağılsın tek duam sana âşık olmaktı sözcüklerle…iniltilerle sevişmek kalbime sarıl büyük aşkı beraber okuyalım kırmızı dudaklarını bile ısırmak istiyorum kınamasınlar…ne var ki… sözcükleri   kötü yapan korkular ve gereksiz kuruntulardı   meftunum…kesiğim…âşıkım senden ayırıyor diye aynaları siyah örtülerle kapattım değil kimse…ben dahi salınmayayım tutkulu bir aşkla beslenen r

Hatıran Sızdı

Resim
  “Herkesin bir şarkısı vardır. Bunlar duyulduğunda bir insanı hatırlatan şarkılardır. Elbette bir insan birçok türkü bilip söyleyebilir. Ama yine de, duyulduğunda sizi hatırlatan bir türkü varsa, o sizin şarkınız demektir.”   hatıran sızdı geçen yıllardan sevdamı duyduğundan beri gözlerimden kan damlıyor…yaş değil hasretlik içimde… yanıyorum ağlarken uğruna gör sen gözlerimi bugün olmadı… yarın da belki yıllardan sonra benim…gözlerim biliyorum…göreceksin nasıl olsa her gece ağlar dinlediğimiz şarkılarda… ıssız gecelerde gönlüm… ama hangisi bizim şarkımız…söylemedin ben de bilemem ki…   baş edemiyorum… dokunamadığım ezikliğime çok özlesem de   düşlerimde kavuştum yeminlerim oldu üstüne içimden bile gizli kalbim kanıyor derin düşümü anlatamam sonsuzluk…neye yarar içtiğim aşk ve rüyalar…buruk mutluluk   bari sen bir şey söyle… tanrım her şarkı da biraz daha ölüyorum fakat o şarkı…

Ben Anlatıyorum

Resim
    Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce Bir yer var; biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum. Orhan Veli   ipek gibi yumuşak tatlı tenin elimi bir tutsaydı… okşayan nefesin haz uyandırır… dimağımda hayallerin kamçılayıcı çiçeklerde …bile duyulmaz kokuların gecenin serinliğinde   ürkerek ve mesafeler engel olamadan daima duyarım   sabahın gülümseyen ışıkları yumuşak yatağın kucağında   misk gibi kokan terli vücuduna sarılsın kuş tüyünden hafif nefesin tutamadığım kollarına ve bir bulut şeklinde gel… aklımı kapla   yabancıların   dillerinde de söylense esenlik olsun şarkım duyumsasın   bedenim cennette kıskansın ve   ışığından kaybolsun her şey…o da   senin   farkında mısın.. biz seninle ay ve güneş gibiyiz biri kaybolurken diğeri çıkan

Sevgilim Şarkım

Resim
   Her iki cihanda gölgesinde yaşamak için, Efendimin sandallarının suretine kulluk ederim. “Yusuf Nebhani” dünyaya yabancı… bulunduğum gecede kendi özüme dalmışken… neredeydim bilemiyorum ama sen geldin…birden bire gün aydınlığım yağmur  sesinle yüreğimin kederi dağılıp gitti hayalimdin…gerçekleştin   seni anarım her zaman nedensiz bilmez gibi kalbim çırpınırdı ve sen tamamladın  hayatımı beni kalbine…ait olduğum yere götürür müsün bir daha asla ayrılmayalım   susturulduğum yoktu yıllardır söylenen şarkılarda saklandım kendimden…yüreğimden göğüm değişse…gönül bağımda umudum bitmezdi şimdi sessiz yabandayım geçmişin pişmanlıkları…geleceğin korkularıyla sen ve ben…silindiler kederli şeylerin düzeninde yüreğinle düzeltelim kaderle işbirliği edebilirim artık   iki gözüm damlası ruhumun yalnızlık çölünde yaşarken fırtınalar eserdi...geceler de çok uzundu zihnim okyanuslarında dolunca içime ilahi varlığın sevinç çığlığım

Hatıralar… Değil Kazınık

Resim
    “Aşk, arzu edenin gözüdür”. Plotinos   aradan geçen onlarca yıl derinlerimde hatıralar… değil kazınık sanki hiç ayrılmadık gibi hasretim olmaz mı…çözümsüzlük yine de senin hayallerine dakikalarca bakıyorum tesellimi avutuyorlar benim olamasan da   şimdiye kadar görürdüm bir kızda   omuzlarını bir diğerinde saçlarını ya da ahenkli gülüşünü bunlar benim parçalanmış sevdam şimdi…sen siz gibiyiz ve çok yalnızım özlediğini duyduğumda bir azıcık üzüntü… ama mutlu da oluyorum vefalım beni unutmamıştır…diyorum   hayretimdin… günleri çok sayardım niye saydığımı bilmeyerek günler   geçti yıllar gibi belki bir gün   biter…umudum sana kavuşmak içindi nasılsın… neredesin… bir şarkı duysam kemiklerim   toprak gibi eziliyor su kenarında duran bir ağaç gibi…tutundum koparılmayacağım her şeye karşı…koparılmayacağım ince ince kalbime sızarak ve sen geleceksin akıntılarla…sevgilim…

Tesbih Böceği mi Yoksa…

Resim
  sevdiğime kapısında ağladığımı söyledim uyuzluğuma bakıp acıdı sorup duruyor… neden böylesin… ben böyle olmayım da kimler olsun dedim beni kov kapından… yapmadın yine yola koydun beni sevgili idik önceden, şimdi ise meçhul… hangi söz olacak aramızda şimdi   ben neyim… kapında köpeğinim diyorum…hayır olmaz neyinim o zaman… değil bu değil neyinim ben… sevdiğini söyleyemeyecek…acıdığını da neresindeyim ki ayağının altındayım peşinde de değilim… şimdi yıkılmış ağacın altında kalmış bir böcek tesbih böceği     bildiği var da söyleyemez … neden kovmadı kapıdan inan ki ölüden beterim. beni sevmiyor… sadece acıyor olsan ona da acımıyorum   diyor… ben neyim olsa olsa onun eşiğinde uyuz köpeği İsmail Hakkı Altuntaş