Kayıtlar

Kırık Kalp

Al Green, ‘Kırık bir kalbi nasıl onarabilirsin?’ diye sorar. Şarkının açılış cümlesindeki sekiz notanın yedisi aynıdır, sadece sorunun İngilizce orijinali olan. ‘How can you mend a broken heart? ’ cümlesinin ‘broken’ sözcüğünde ‘ken’ hecesi kırık (farklı bir notada) seslendirilir - melodi yavaş yavaş yükselir ve ilk haline dönmeden, tekrar yavaşlamadan önce, kalbi kırık  sevgilinin kederi melodi ile sabitlenir, hareketsizleştirilir. Al Green melodiyi İncil’e özgü bir havada, alçalc bir tonda yorumlar: Yalnız Tanrı seni sonsuza dek sevecektir. ''Yalnız Tanrı, kırık bir "kalbi onarabilir. Aşık Al şöyle demektedir: Kırık bir kalbi nasıl onarabilirsin? Yağan yağmuru nasıl durdurabilirsin? Güneşi ışıldamaktan nasıl alıkoyabilirsin? Nedir dünyanın dönmesini sağlayan şey? Bu kırık kalbi nasıl onarabilirsin? Hayatta hep kaybetmiş biri, nasıl olur da kazanabilir? Birileri kırık kalbimi onamada Ve tekrar hayata dönmem de bana yardım etsin. Vaiz Al bilirki, ‘Tanrı, kalbi kı

HADÎKA...Hükmüne Razı

  Kazanın Hükmüne Razı ve Teslim Olmak Aklı karalı ruhun tazeliğini kamçısıyla dilediği tarafa parçalara ayrılır Kendi payını gözden kaçıran herkes, hedefin etkisi hakkında fikir edinebilir mi? Sen ki, ekinlerini ateşe veren, bahçenin çatısını rüzgara salansın. Kılıç vücudunu keserse, inle ve Hakk Subhânehu ve Teâlâ seni yaralarsa sevin. Hakkın rızası olmadan seni rahatlatan her şey,   dinlenme değil, yaralandığının işareti olduğunu bil. İkisi de tatlı ve ekşi olduğu sürece, hiçbiri kötü değildir ve hayırlıdır. Sanki kuzey rüzgarı (estiriyor da)   kalplerin, malların ve çocukların ayrılmasıyla mutlu olacak. Bu kasvetli dünyada var oldukça, kek/çörekmiş gibi deve tekmelerini tadacaklar… Onlar ki, aşkın etkisine kendilerini kaptırdıkları günlerde boyunlarını uzatırlar. Ne zaman bu dünya sevgisinin sırrına sahip oldular,   balmumu gibi ruhun yakıcılığını da aldılar. [yandılar] Zaman onlardan önce bir köle gibi olduğundan, nefeslerinin sonsuzluğu artmıştır. Aslında

Küçük Çocuk Kalbinden Öperim

Resim
  benimsin… küçük çocuk kalbinden öperim … büyüdüğünü sanıyordum ama sen…bil kendimden de saklı kalmış çocuk kalbin tutmuşsun yangınlarına su, bazen toprak bazen rüzgar ve hava büyümüş dediler ama için çocuk kalmış hala şarkıyı unutmamak mıydı   büyümesin diye kalbin tebessümlerden dökülen ucu bucağı görünmeyen gökkuşağı bağlarken her yanı tutundun benimsin diye yerim seni bırakmasın kalbim çocuk kalsın daldığı   rüyanın o zarif öpücüğü büyütmesin ve kurutmasın iki gözlerimden kaynayan sular canıma aksın olsun ya sarhoşum ayılmaktan korkarım cennetinle kalsın ey rüzgar çok esme o büyümedi…kalbi   çocuk dayanamaz da sende bir bahane vurup savurma gün eş   kalmalı düşlüyor… hep tanrımı sadece seninim…ölene dek şimdi az sus duymasınlar… ben sen… kalbi öp…bırakma küçük çocuk kalbim incinmeden bir su gibi daima şarkısını söyler çekinmeden İsmail Hakkı Altuntaş

Aman Allahım

Resim
  “Yokluğunu   kalben bile olsa göstermesin” sevgilim… benim için şiirler sözler neden yazmıyorsun   tüm varlığımla geldiğim diller döktüğüm…   uzaklara kaldığımdan dökme şarabı… kırdım şişeyi   yüz sürdüğüm aç bana nikabını   onca hoş sözler varken ağlayış ve sızlayışlar   benliğimi yıkmış harabemde   anka kuşu konuşur ululara nerdeyim bense…bilemiyorum   ey kalem… aramıza ayrılığı yazan sensin   kimden kime ki   o benim bensizliğim     yurdumda karış karış   içtiler ab-ı hayatı   yolunda hakkın amanı dile geldi haman ve musa kenanda   yamanındır biricik hakkı   fark var mı   erenlere muamma mı aman Allahım… sen varsın   söz olsun bana bir oldum bir öldüm bizimdir amanım İsmail Hakkı Altuntaş

Harabat Ehline Hor Bakmayın

Resim
 

Don't Worry

Don't worry, your presence is enough for us, If you think this is your fault Our eyes do not see, the heads do not understand If everyone gives up, there is a loyal land for you If you get angry press him, there is a sky embracing you cries for you. O sun get up and touch your face every day but to him hot hands pounding stop with your clouds and cry without stopping its existence is enough for us, don't be sad Translate   Endişelenme, senin varlığın bizim için yeterli, Bunu senin hatan olduğunu düşünüyorsan Gözlerimiz görmüyor, kafalar anlamıyor Herkes pes ederse, Senin için sadık bir arazi var Eğer kızarsan ona bas, Seni kucaklayan bir gökyüzü var Senin için ağlar. Ey güneş Kalk ve her gün yüzüne dokun Ama ona Sıcak eller vurma Bulutlarınla dur ve durmadan ağla Onun varlığı bizim için yeterli, üzülme

Kanatıyor Duygularımı

Senim’e Hayat, bize katlanmalı değil mi… bazen karşındakiler yalnız bırakıyor hemen seni de beni. Çok zor bir durum. Hassaslık iyi değil ama insan istiyor…diğerinden. Evet… Kibarlık diyorum, saflıkta… ama bu lafta sözde değil kalpte olmalı Kesinlikle… Birde kendin çok seviyorsun…karşındaki de seni daha çok sevmeli bence… Bu sürekli artış içinde olmalı…ve seni yarı yolda bırakmamalı. Çünkü gelişme gösteren şeyler vardır. Bunlar sabit veya kendi ayarı ile tatmin olamaz…sürekli daha fazlasını ister. Sevgi artış isteyendir. Bak bir tanem sen olmasaydın… Olmalısın… her zaman. Senin varlığın olmasa hayata dayanacak çok gücüm kalmadı. Aslında ben neyi bekliyorum ki…ki bütün duygularım ölmüş durumda ve dünyadan zevkte almıyorum. Öteki dünyalar konusunda ne olacağımız kesin değil…bu dünyada çok kazancımız karşılığı olmadı. Orada da zannetmiyorum kendi kazancımızla bir şey olacağını sanmıyorum. İnançlı biriyim. Kötü olmamak için elimden geleni yaptım. Sende yapıyorsun. Ancak, boynum bükük, yine