Kayıtlar
HZ. MEVLÂNA CELÂLEDDİN-İ RUMÎ Kaddesellâhü Sırrahu’l Azîzi TANIMAMAKTA NEREYE KADAR?
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Geçti fırsat bir dahi girmez ele Dem bu demdir, dem bu dem Hz. Mevlâna Celâleddin-İ Rumî Kaddesellâhü Sırrahu’l Azîz Efendimiz sıradan bir din adamı ya da sıradan bir tasavvuf ehli değildir, mukallit bir statükocu ise hiç değildir. Daha ziyade bir eğitimci, bir müsteşar görünümündedir. Hiç kuşkusuz romantik bir adamdır, heyecanlıdır, cesur ve cömerttir, bir parça Nasrettin Hoca, bir parça Karagözdür. Kaygısız ve korkusuzdur. Aşkın tadını ve zevkini bilen bir gönül adamıdır. İnsan düşkünü, insan dostudur. Çünkü ona göre dünyada mutlak kötü yoktur . [1] Şarapçı bir beyden öyle bir bahseder ki o beyin elini öpesiniz gelir. “Güzel gönüllü, şarapçı, her mahmurun ve her çaresizin sığınağı bir bey vardı. Şefkatli, yoksul gözeten, adaletli, değerli, altın dağıtan, derya gönüllü bir beydi. Yiğitlerin şahı, müminlerin emiri, yol koruyucusu, sır bilir ve dostu gören biriydi. İsa dönemi ve Mesih günleriydi, halka merhametli, incitmeyen ve tatlı biriydi. Ansızın bir gece ona bir misafir