Kayıtlar

İsm-i A’zâm İle Kimin Boyanıp Aynîleştiğidir

  Îskenderî’nin naklettiğine göre de bir gün Şâzilî üstadının huzurunda iken, “Acaba şeyh hazretleri ism-i a’zâmı biliyor mu?” diye içinden geçirir. Bu sırada îbn Meşîş’in henüz konuşma bilmeyen küçük oğlu, oturdukları mekânın en uzak köşe­sinde bulunmaktadır. Çocuk birden dile gelir ve “Ey Ebu’l-Hasan, önemli olan ism-i a’zâmı kimin bildiği değildir. Asıl önemli olan, ism-i a’zâm ile kimin boyanıp aynîleştiğidir.” der. Bunun üzerine şeyh îbn Meşîş tebessüm ederek Şâzilî’ye, “Oğlum zihninden geçenleri açıkladı ve sende var olan şey konusunda isâbet etti.” buyurur. Bu olay karşısında Şâzilî, “Keşke aklımdan böyle bir düşünce geçmez olaydı.” demiştir. [1]   Kaynak: Mustafa Salim GÜVEN, Ebu’l-Hasan Şâzilî Ve Şâzilîyye İskenderî, Letâif, 86; İbn Sabbâğ, a.g.e., 23; İbn lyâd, a.g.e., 12; Eyyûbî, a.g.e., 16-17;  Harîrîzâde, a.g.e., 124 b; Zâfir, el-Envâr, 48.

ALMAN MÜŞTEŞRİKLERİN İSLAM TASAVVUFU HAKKINDAKİ ÇALIŞMALARI

Resim
  Hazırlayan: Emine Pınar Sayan Çok eski tarihlerden beri batılılar çe ş itli sebeplerle do ğ u dillerini, kültür, tarih ve edebiyatlarını ara ş tırmı ş , bu konuyla ilgili sayısız çalı ş malar yapmı ş lardır. Genel olarak bu konuları merkez alan bilime ş arkiyat veya oryantalizm, bu konuyla ilgilenen ara ş tırmacılara da müste ş rık ya da oryantalist denilmektedir. Ba ş langıçta siyasî ve ticarî sebepler a ğ ır bassa da özellikle on dokuzuncu yüzyıl sonrasında do ğ u bilimleri yukarıda sayılan sebeplerin dı ş ında batıda ilmî olarak da alaka uyandırmı ş , üniversitelerde kürsüler kurulmu ş , sadece ilmî kaygılarla bu konuya e ğ ilen ilim adamları yeti ş mi ş tir. Bu ilim adamlarının önemli bir ço ğ unlu ğ unu da Alman asıllı ara ş tırmacılar olu ş turmaktadır. Batının, İ slam kültürü ile tanı ş masında bu ara ş tırmacıların do ğ u kaynakları üzerine yaptıkları ara ş tırmaların ve çevirilerin rolü büyüktür. Almanların tasavvufla bir ilim dalı olarak ilgilenmesi ise di ğ er İ slamî ...