Kayıtlar

Seyyid Muhammed Şerif Efendi

Resim
  BEŞERİYETTEN AZAD OLMA YOLU OLAN TASAVVUF; AŞKI İLAHİNİN AYNADARLIĞINI YAPAN, ŞERİF EFENDİ GİBİ ASIRLIK ÖMÜRLERİNİ ALLAH'A ADAMIŞLAR SAYESİNDE Kİ; ONLAR, LUTUF VE İHSAN SOFRASIDIRLAR! Bu yazıda geçen anlatımlar,Seyyid Muhammed Şerif Efendi’nin (k.s.), Beşiktaş da ki evinde ve Fikirtepe de ki sohbetlerinden bizzat kendi anlatımlarından alıntıdır. 1996 yılında, vefatından 6 ay önce 124 yaşında olduğunu söyleyen Şerif Efendi,Buhara da dünya ya geldi(nüfusda 1886 yılı yazılı,fakat gerçek doğum yılının 1872 olduğu)Küçük yaş da annesini kaybedip yetim kalan Şerif Efendiyi, Şahı Nakşibendi Hazretlerinin türbedarı,Şeyh Feridun hazretlerinin maddi ve manevi terbiyesi altında yetişiyor. Şeyh Feridun,Şerif Efendiyi manevi işaretle,Anadolu ya ;Şimdilerde Ardahanın ilçesi Göle de,Seyyid  Mehmed Efendi ye gönderiyor.Seyyid Mehmed Efendi kendisine nasihatlerde bulunuyor.Bu nasihatlerinden birinde ''Şerifim,benden sonra İstanbul da emanetlerimi ara bul'' diyerek,Palu da Mahmud Sa...

Yandı yüreğim...Ya Rabb haberin nerden alalım

Resim
 ''Ya Rabb haberin nerden alalım ? Bir kamil mürşide varalım, Hakkın yoluna kurban olalım. Bir anda sabah olmaz ebeda, Gözüme uyku girmez ebeda, Gönlüm teselli bulmaz ebeda, Gönül kuşunu eyleyemedim, Dünyaya mesken bağlayamadım, Yandı yüreğim ağlayamadım, Bir anda sabah olmaz ebeda, Gözüme uyku girmez ebeda, Gönlüm teselli bulmaz ebeda, Tazedir solmaz, hakkın gülleri Mestane gezer, saadet kulları, Gayet incedir, hakkın yolları. Bir anda sabah olmaz ebeda, Gözüme uyku girmez ebeda, Gönlüm teselli bulmaz ebeda, Ya Rab Er-Rahim, ey lütfü Kerim, Yoluna kurban canım var benim, Ya Rab sen varken kime gideyim ? Bir anda sabah olmaz ebeda, Gözüme uyku girmez ebeda, Gönlüm teselli bulmaz ebeda,''

Hallac-ı Mansur…TAVASİN Ene'l-Hak ( Ben Tanrıyım)

  Çeviren: YAŞAR GÜNENÇ MANSUR’UN TANRILAŞMA VE ŞEYTANLAŞMA SERÜVENİ Eb u’l Muğis el-Hüseyin bin Mansur el-Hallac, 857 yı­lında İran'ın Tur kasabasında doğdu. Dedesinin, Zerdüşt di­ninden olduğu söylenir. Tasavvuf eğitimi gördükten sonra Huzistan'da, Tanrıyla birleşme yolunu öğretmek amacıyla konuşmalar yapan Mansur, birçok yandaş topladı ama o ka­dar da düşman edindi. Kendisini yalancılıkla suçlamaları ve halkı kışkırtmaları yüzünden, Horasan'a gitti; orada beş yıl kalıp görüşlerini yaydıktan sonra Bağdad'a geldi. Müritlerinden dört yüz kişilik bir kalabalıkla Hacca gitti; Mekke’de onu büyücülükle suçladılar. O zaman, yeniden uzun bir yol­culuğa çıktı; Hindistan ve Türkistan'da yıllarca dolaştı; 902 yılında Mekke'ye geldi. Arafat'ta, kendisini herkesin aşağı­lamasını Tanrı'dan diledi. Bağdat'da «kendi cemaati uğruna lânetlenmiş olarak ölmek» isteğini açıkça dile getirdi: «Ey Müslümanlar, beni Tanrı'dan kurtarınız.», «Tanrı, benim ka­nımı s...