Kayıtlar

Aşkımı Anlatayım

Resim
  "Hallac Divânı"ndan  رَقيبانِ مِنّي شاهِدانِ لِحُبِّهِ وِاِثنانِ مِنّي شاهِدانِ تَراني فَما جالَ في سِرّي لَغَيرِكَ خاطِرٌ وَلا قالَ إِلّا في هَواكَ لِساني فَإِن رُمتُ شَرقاً أَنتَ في الشَرقِ شَرقُهُ وَإِن رُمتُ غَرباً أَنتَ نُصبُ عِياني وَإِن رُمتُ فَوقاً أَنتَ في الفَوقِ فَوقُهُ وَإِن رُمتُ تَحتاً أَنتَ كُلُّ مَكانِ وَأَنتَ مَحَلُّ الكُلِّ بَل لا مَحَلُّهُ وَأَنتَ بِكُلِّ الكُلِّ لَيسَ بِفانِ بِقَلبي وَروحي وَالضَميرِ وَخاطِري وَتَردادِ أَنفاسي وَعَقدِ لِساني Farsça ديدگانم بينندهٔ محبوبش هستند اين در شاهدند كه مرا مى بينى پس در درون من هيچ كس غير تو خطور نكرد و زبانم جز در هوا ى تو سخن نگفت چون به شرق روم تر در شرق شرقش هستى و چون به سوى غرب مايل شوم در مقابل ديدگائم هستى واگر به الا مايل شوم تو در بالاى بالا قرار دارى واگر به پائين مايل شوم توهمه جا هستى تو جاى همه چيز هستى، اما نه جاى آن تو يه همه چيز احاطه دارى و فانى نيستى به قلب و روحد درون و خاطرم تو بازگردانندة انفاسم وپيمان زبائم هستى Türkçe   İki rakip ol

Göçtü

bir evden göçtük diğerine değişen sadece neydi üflenen aynı dertlerim  göçtük yeniden ağladığım ve güldüğüm şeyler hangi elemin işareti yıkılmayan değilken yıkılan bitmeyenken biten unutmak istemediğimi unutturan içinde… her şeye yeniden değişirken mekân dört köşe bir tanrı evi severim kâbe gibi gün doğmuş gün batmış çölünde kavrulsa sözlerim kelimeler yatsın kumun üstüne rüzgarla silinsin gökle birleşmez  ama divane gibi   bir ayrılık olsa da   bilsem bilmesem hepsi benim dört köşe tanrıdır misafiri evim İsmail Hakkı Altuntaş

Böyleyken Böyle

Canım Efendim açıldı dünyam seninle,  erdi murada  buldu dileğini  “böyleyken böyle”    ezelde nasılsa, yine öyleyiz, kucağında ağlıyorum  gitme ne olur  muratsızlık yurduna  “böyleyken böyle”     sensizlik zor şaşırmışım,  anlamasın kimsecikler  âlem bunu duymadan “böyleyken böyle”     doğmadan doğar oluşum canvermek zorunda hissettiğim “böyleyken böyle”    önce hayallerin ölmesi kendinde olmayana yaşamak  derken ve oldu demeden  yolunda ölenler var  “böyleyken böyle” İsmail Hakkı Altuntaş

Kokarca

-kokuyorsun… duyduğum koku istenmesiz… koku değil mi… diyemem kokanı kim ister kokana arkadaş derler toprak ey koku…sen  nasılsın ki… o istiyor… koynundaysan toprağın … kokun gül oldu, menekşe ve karanfil nasıldı kokum… onlandı da ya atılmayaydım ey kokuma  sahip çıkan… toprağım … neden attılar bulunmak mıydı … senle kokulandım kokusuz olaydım…belki onlar tutardı… atmazlardı … sen kokuna kokuna buldun… toprakları…  kokartsın gülün yar boynuna … ol sürgün İsmail Hakkı Altuntaş

EL-HASÂİSU'L-KÜBRÂ PEYGAMBER EFENDİMİZ VE MU'CİZELERİ 2

    3  PEYGAMBERİMİZİN YARATILIŞI HAKKINDAKİ MUCİZELER VE ÖZELLİKLER Hâtem-i Nübüvvet Hakkındadır Buhârî ve Müslim , Sâib bin Zeyd'den rivayet ederler.  O şöyle demiştir: "Ben,  Peygamber  ( sallallahü aleyhi ve sellem ) Efendimiz'in tam arkasına dikilip O'nun iki omzu arasındaki Nübüvvet Mührü denilen kısma dikkatle baktım; gördüğüm, keklik yumurtası büyüklüğünde idi." Müslim  ve  Beyhekî 'nin Câbir bin Semura'dan rivayeti ise şöyledir: "Ben  Resûlüllâh  Efendimiz'in iki omzu arasındaki nübüvvet mührünü, tıpkı bir güvercin yumurtası şeklinde gördüm. Rengi de, kendi cesediniri rengine yakındı." İmâm  Tirmizî  ise bunu: "Güvercin yumurtası büyüklüğünde ve kırmızınıtırak bir bez idi" ifadesiyle vermiştir."  [1] Müslim , Abdullah bin Cercls'in şöyle dediğini rivayet eder: "Ben,  Peygamberimiz in iki omzu arasındaki nübüvvet mührüne baktığım zaman onu; sol omuz kemiğinin çıkıntısı yanında ve üzerinde siyahımsı benl