Kayıtlar

HADÎKA...Tazarru ve Acziyet

  / Yalvarma ve Çaresizlik Hakkında ( ﺗﻀﺮّﻉ ) i. (Ar. żurū' “boyun eğmek, zelil olmak”tan teżarru') Yalvarma, yakarma: Alçaklık sana yakışır, şiddet sana uymaz; bir çılgına dönmüş arılar kovanına bir adamın çıplak girmesi bir yersizliktir.   Gücünü bir kenara bırak, kendini alçakgönüllülüğe bırak ki, göklerin yükseklerini ayaklarının altında çiğneyesin; Bu kimse akıl bilgisiyle Allah Teâlâyı bilirse, kuvvetinin olamayacağından şikayet etmez. Kuvvet ve servet üzerinde hak iddia edersen, senin gözün kör, kulağın sağır olur. Yüzün ve altının kırmızı, elbisen çok renkli, o zaman namus utancını, barış bulmaya bak. Gücünün tozuyla Hakk Subhânehu ve Teâlâ'nın kapısına şikayetle gelme, çünkü bu yolda şikayetinden vazgeçersen   kahraman bir ferd olursun. Bu, borcunu ödemekten değil, yoksulluğunuzu takas etmekten gelen zenginliktir. Böylece yeteneğine acizlik gözüyle bakma ve efendiliğine zarar verme. Kendi desteğin olduğun sürece, giyin ve ye; ama eğer O'nun

MECMA’UL ÂDÂB SÛFİ-ZÂDE SEYYİD HULUSİ

  Sadeleştiren: YASİN ALTINTAŞ ÖNSÖZ Bizleri İslâm ahlâkıyla bezeyen Allah’a hamd olsun, salât ve selâm, Allah’ın güzel ahlâkla süslediği Nebi’ye olsun. Ayrıca onun güzel ahlâkı ile ahlâklanan ashabına ve ailesine de olsun. Cenabı vacibul vücûd hazretleri Cin ve insanları yani tüm ölümlüleri ken­disine ibadet etmeleri için yaratmıştır. “Ben insanları ve cinleri sadece ve sadece bana ibadet etmeleri için yarattım.” (Zariat suresi-58) bu ayetle de pekiştiril­miştir. Ubudiyetin zirvesinin Allah’ın ululuğunu bilmeye ve buna va­kıf olmaya bağlı olduğu, hakikat sahipleri (ulema) katında sabit ve görülür bir gerçektir. Bunun gibi Hz. Hakk’a ibadet ve kulluk gibi bir sermaye ve saadet Allah’ı bilmeye denk bir şeref ya da meziyet ol­madığı, bir çok ayet-i kerime ve hadis-i şerifle bildirilmiş, sabitleşmiştir. Yani marifetullah’ın ortaya çıkması, âdâblar ve onların erka­nına riayetle doğru ve halis niyetle ibadet ve kulluk vazifesini yap­maya bağlıdır. Ehl-i İman’ın görevi ibadetin kıyam