Kayıtlar
Seçki -3-
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İçindekiler [ kapat ] ÖMER BİN FARİD (H.576-632) (M. 1180-1234) Kahire'de doğdu ve orada Hakk’a yürüdü. Mütefekkir ve mutasavvıf olup büyük şairlerdendir. Divanı vardır. “Her güzelin güzelliği kendisi için onun cemalinden ödünç verilmiştir, hatta o bütün güzelliklerin kaynağıdır.” [1] "Sevgiliyi anarak bir şarap içtik ki şarap yaratılmadan onunla sarhoş olduk." [2] “Çağdaşlarımın nasibi benim artıklarımdır. Benden öncekilerin fazileti varsa, benim yanımda zaten faziletin değeri yoktur.” (Divan, s. 70) "Kendisine bakana her defasında başka türlü tecelli etti. Ve onu her gördüğümde değişik buldum. Onu kâh Lubne isminde, kâh Busayna isimli ve kâh Azze isimli bir ayrı ayrı görürüm.” *** Bir gece İbnu'l-Fârid,rüyasında Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemi görür. Rasûlüllah şaire nesebini sorar. O da cevaben dedesinden öğrendiği bilgilerle ona cevap verir. Nesebinin Benî Sa'd kabilesinden RasûlüllahIn süt annesinin mensup olduğu soya
İpli İpsiz Farkı
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İpli köpek, ipsizle bir gün yolda karşılaştılar. İpsiz, ipliye şöylece bir baktı. "Ne kendini bağlıymış gibi gezdiriyorsun. Tuttular mı seni oradan buraya çeker götürürler." İpli boyun büktü. "Biz Leylayı gördükten beri boynumuzda ip varmış yokmuş farkında değiliz ki. Belki bu ip sizin bizim halimizi fark etmeniz içindir." Boynundaki ipini unutmuş iken hatırladığı değil mi, kalbi biraz kırılmıştı. Sonra üzgün bir şekilde uzaklaştı gitti. Bir su kenarına gelip boyun büktü. Ağlayan gözyaşları ahaste aheste akan dere üstünde bir an durup kayboluyordu. Canı yanmıştı. Boynumdaki ip bana neden bağlandı diye kendini sorguladı. Sonra epeyce yol yürüdü. Yoruldu. Bir ulu ağaç gördü, altına vardı, üzüntüden başını koynuna soktu. Uyudu. Gündüz geçmiş gece gelmiş fark edememişti. Gecenin ıslık çalan rüzgârı ile uyandı. Ağacın yüksek dalında ulu bir baykuş konmuş parlayan gözlerle ona bakıyordu. "Ne üzülüyorsun, ipli olanla ipsiz farkını mı arıyorsun. " İpsiz k
Benim Mezhebimde Molla Camî Sözü Üzeredir
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
YOLUMUZUN ÖNDERLERİNDEN NUREDDİN ABDURRAHMAN CAMÎ kuddise sırruhu'l-âlî
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ŞİİR SEVGİMİZ Kıta — Şiirin değerini gör ki, Kafirler onunla Peygamber'in peygamberlik şerefini inkâar etmek istediler. — Kur'an'ın ona indirilmediğini gerçeklemek için, Peygambere şairlik suçu kondurdular.» Sh: 131 ** İÇTİĞİMİZ - Mademki şarap ile kadehi birbirine kavuşturuyorsun, iyi bil ki cömert ruhlu bir Rind' sin. Kadehten maksat Şeriat, Şaraptan murat Hakikattir. Kadehi kırarsan şüphe yok ki akılsız bir sarhoşsun.» ** MEZHEBİMİZ « — Ey zamanenin taze sakîsi, bana bir kadeh şarab ver, çünkü Sünnî ve Şiî kavgalarından mideme bulantı geldi. — Bana soruyorlar: Camî, hangi mezheptensin? Çok şükür ki, Sünnîlerin köpeği ve Şiîlerin eşeği değilim.» Sh:157 ** EHL-İ BEYTİ SEVERİZ — Ehl -i beyti övenler manen kendilerini methetmiş olurlar. — Peygamber'in ve evladının aşıkı, onun kötü huylu muhaliflerinin düşmanıyız. — Selman -i Farisî gibi ben de ehl-i beytten oldum. Işığım