Kayıtlar

Ben İsmail

Resim
  Ben, İsmail ve Rüstem Ben, İsmail ve Rüstem Yılbaşını kutluyoruz bu gece Ve üçümüz üç kadehten İstanbulu yudumluyoruz İstanbul zehir zemberek İstanbul buruk,İstanbul acı Susuz içilmiyor İstanbul Mezesiz gitmiyor Suyumuz halis taşdelen Mezemiz sakız leblebisi Sonra kahır,hüzün ve elem Şerefe İsmail Şerefe Rüstem Rüstemin aklında bir kız Ondokuzunda civelek Hey gidi baba Rüstem Hey gidi kahpe felek Kızın adı müjgan Kolej mezunu Saçları sarı mı sarı Gözleri yeşil mi yeşil Rüstem'miş, şiirmiş, aşkmış Kızın umurunda değil Kızın babası tüccar Yani kızın herşeyi var Rüstem'se fukaramı fukara Beş on kitap bütün varlığı Bir kendi bir anacığı Kasımpaşa'da otururlar İki odalı bir evde babadan kalma Hadi Rüstem hadi kararıp durma Çek bir fırt daha İçkiler benden bu gece mezeler dahil Şerefe Rüstem şerefe İsmail İsmail'i tanır tekmil adem babalar Fukara İsmail, garip İsmail Onun da başka derdi var Geçen ay işinden çıkardılar İsmail'i İçmesinde ne yapsın Olacak şey değil Karısı

O Benim İşte

Resim
Biraz kül Biraz duman O benim işte O benim işte Kerem misali yanan O benim işte O benim işte Kerem misali yanan O benim işte O benim işte İnanma gözlerine Ben, ben değilim İnanma gözlerine Ben, ben değilim Beni sevdiğin zaman Ah, o benim işte O benim işte

Seni beklerim Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi...

Resim
Bekleyenler İçin Bir ayak sesi duymayayım  Kapıya koşuyorum  Gelen sen misin diye  Bir siyah saç görmeyeyim  Yüreğim burkuluyor  Ağlamaklı oluyorum  Her şey bana seni hatırlatıyor  Gökyüzüne baksam  Gözlerinin binlercesine görürüm  Bir rüzgar değse yüzüme  Ellerini düşünmeden edemem  Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer  Tadı senden gelir  Yediğim yemişlerin  İçtiğim içkilerin  Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı  Bu emsalsiz hüzün  Seni beklediğim içindir Resmine bakamaz oldum  Uykulardan korkuyorum artık  Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan  Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor  Şu ayna karsısında güzelliğini seyretmeni  Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada Ve şu saat geldiğin anda  Durabilir sevincinden  Zaman çıldırabilir  Çünkü benim dünyamda  Ölümsüzlük, seni sevmek demektir.  Bir çocuk dogmayı bekler  Bir ağır hasta ölmeyi  Bitkiler yağmur ve güneşi bekler  Yalnız bir kadın sevilmeyi  Ve düşün ki bir adam  İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi 

Beni Unutma

Resim
BENİ UNUTMA Bir gün gelir de unuturmuş insan  En sevdiği hatıraları bile  Bari sen her gece yorgun sesiyle  Saat on ikiyi vurduğu zaman  Beni unutma  Çünkü ben her gece o saatlerde  Seni yaşar ve seni düşünürüm  Hayal içinde perişan yürürüm  Sen de karanlığın sustuğu yerde  Beni unutma  O saatlerde serpilir gülüşün  Bir avuç su gibi içime, ey yar  Senin de başında o çılgın rüzgar  Deli deli esiverirse bir gün  Beni unutma  Ben ayağımda çarık, elimde asa  Senin için şu yollara düşmüşüm  Senelerce sonra sana dönüşüm  Bir mahşer gününe de rastlasa  Beni unutma  Hala duruyorsa yeşil elbisen  Onu bir gün benim için giy  Saksıdaki pembe karanfilde çiğ  Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen  Beni unutma  Büyük acılara tutuştuğum gün  Çok uzaklarda da olsan yine gel  Bu ölürcesine sevdiğine gel  Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün  Beni unutma.. ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Canan...Aşk okurum, Aşk Dokurum.

Resim
 İlkbahar'a Doğru.. Ben bu gönül tezgâhında Aşk dokudum, aşk okudum Erenlerin dergâhında Aşk okudum, aşk dokudum Her güçlüğü bile bile Göznuruyla, sabır ile Yumak yumak, çile çile Aşk dokudum, aşk okudum Bir ömür yana yakıla Yazdığım sığmaz akla Acımadım kırkdört yıla Aşk okudum, aşk dokudum Sevgi insanlığın özü Odur aydınlatan bizi Hak yolunda oldum terzi Aşk dokudum, aşk okudum. Günahından, sevabından İçtim aşkın şarabından Uluların kitabından Aşk okudum, aşk dokudum Aşk için şan da, şeref de Okudum saplı bu hedefte Yıllar yılı bir gergefte Aşk dokudum, aşk okudum Ümit Yaşar aşkla bende Kötülük olmaz sevende Bu can kaldıkça bu tende Aşk okurum, aşk dokurum.. /Ümit Yaşar Oğuzcan..

Uyan oğlum, uyan oğlum

Resim
Şair: Ümit Yaşar Oğuzcan      "GALATA KULESİ" Şiiri Seslendiren: Ümit Yaşar Oğuzcan 6 Haziran 1973 Pırıl pırıl bir yaz günüydü Aydınlıktı, güzeldi dünya Bir adam düştü o gün Galata Kulesi'nden Kendini bir anda bıraktı boşluğa Ömrünün baharında Bütün umutlarıyla birlikte Paramparça oldu Bu adam benim oğlumdu Gencecikti Vedat Işıl ışıldı gözleri İçi Bütün insanlar için sevgiyle doluydu Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa Kendini bir anda bıraktı boşluğa Söndü güneş, karardı yeryüzü bütün Zaman durdu Bir adam düştü Galata Kulesi'nden Bu adam benim oğlumdu "Açarken ufkunda güller alevden" Çıktı, her günkü gibi gülerek evden Kimseye belli etmedi içindeki yangını Yürüdü, kendinden emin Sonsuzluğa doğru Galata Kulesi'nde bekliyordu ecel Bir fincan kahve, bir kadeh konyak Ölüm yolcusunun son arzusu buydu Bir adam düştü Galata Kulesi'nden Bu adam benim oğlumdu Küçüktü bir zaman Kucağıma alır ninniler söylerdim ona "Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni" Bir da

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN [1926-1984]

Resim
Hazırlayan: ÂDEM KOTAN ÖNSÖZ Ümit Yaşar Oğuzcan’ın Hayatı, Şairliği ve Şiirlerindeki Temalar Üzerine Bir İnceleme başlığı altında yaptığımız tez çalışmamızda, modern Türk şiirinin üretken şairlerinden, özellikle Garip Akımı ve II. Yeni şiirinin edebiyat dünyasına oldukça hâkim olduğu yıllarda şiirler yazmış olan Ümit Yaşar Oğuzcan’ın şiir dünyasını, üslubunu, şiirinin biçimsel özelliklerini ve şiirlerinde yer verdiği temaları ele aldık. İncelememize konu olan Ümit Yaşar Oğuzcan, 1926-1984 yılları arasında yaşamış 1946-1983 yılları arasında da aralıksız eserler yayımlamıştır. Dönemin hiçbir edebi akımına kapılmamış olan şair kullandığı yalın dille anlaşılır olmayı benimsemiştir. Birçok kültür ve sanat programıyla, gezi yazılarıyla, antolojileriyle, monografileriyle de Türk şiirine uzun yıllar katkıda bulunmuş bir sanat adamıdır. Yaşadığı dönemde fazlaca şiir yazması, şairin olumsuz tepkiler almasına yol açmış olsa da kendisi “popüler şair” olma unvanından rahatsızlık duymamışt