Kayıtlar

SADAKA-İ CARİYEYİ ŞERLEŞTİRME

  Bu yazıyı hayrını günaha çevirenler okusalardı. İnsanlar kısa ömürleri uzatmak için hayır bırakmak yarışındadırlar. Fakat işin garip tarafı şeytanın bu hayrı dumura uğratmak için verdiği gayreti görmemeleridir. Şöyle ki: Şeytan şer ve kötülüğü işletemediği insana hayrında zarara uğratarak yani sevabını günaha dönmesine sebep olacak pencereler açmasıdır. Bunlar genelde israf ve zayiat cinsinden gelir. Mesela camii yapımında süslemeyi, ibadette farza verilen ehemmiyeti azaltıp nafilelere yönelmeyi sağlamasıdır. Şeytan bu şekilde hiç de olmasa cinsinden sâidin kârhanesine eksi puan yazdırışıdır. Düşünün dağın başına camii kebiri yaptıran zenginin ibadethanesini kâşaneye dönüştürüken, garip bir insanın çevirdiği dört duvar mahalle mescidi arasındaki fark,  bina yönüyle değil içine girip ibadet edenlerle takdir edilir. Allah Teâlâ katında binaların -velevki ibadethâne olsun- muhteşemliğinin değeri faydalanan kullar hesabı ile ölçülür. Hz. Rasûlu'llâh salla’llâhu aleyhi ve se...

BİR CAN BİR KEDİ

Ahî Ferec Zencânî (ö. 457/1065) kedisinden alacağımız ders. Rivâyete göre, bir gün dergâhın aşçısı sütlaç yapmak için çömleğe bir miktar süt koymuştu. Kara bir yılan bacadan çömleğin içine düştü. Şeyh Zencânî’nin kedisi bunu gördü. Çömleğin etrafında sürekli dönüp ızdırapla miyavlıyordu. Bu durumdan habersiz olan aşçı, onu azarlayıp kovaladı. Aşçı onun anlatmak istediğini kavrayamamıştı. Kedi gelip kendini kaynayan çömleğin içine attı ve öldü. Yemeği boşalttıkları vakit o kara yılanı ölü olarak buldular. Şeyh: “O kedi, kendisini dervişlere fedâ eyledi. Onu kabre koyun ve orayı ziyarete gidin.” dedi. Derler ki: O kedinin kabri gerçekten mevcuttur ve halk orayı ziyaret eder. (Abdurrahman Câmî, Nefahâtü’l-üns (nşr. Mahmûd Âbidî), Tahran 1375 hş./1996, s. 150-151.) Bağdatlı mutasavvıf Ebû Bekir Şiblî hicrî 334 (m. 946) senesinde vefat etmişti. Ölümünden sonra dostlarından biri onu rüyasında gördü ve: “Allah Teâlâ sana nasıl muâmele etti?” diye sordu. Şiblî şöyle cevap verdi:...