Kayıtlar

Séraphitusdan Damlalar

  – Ben ağladığım zaman neden sen de ağlamıyorsun?   diye sordu Minna, hıçkırıklarla ara sıra kesilen bir sesle. – Saf ruhtan ibaret olanlar ağlamaz,   dedi Séraphitus, ayağa kalkarak.  Nasıl ağlayabilirim ki?   Ben artık insanların sefaletini görmüyorum. Burada iyilik bütün güzelliğiyle güneş gibi parlıyor; aşağıda, telleri tutsak ruhun parmakları altında titreyen ıstıraplar arpının korku dolu yakarışlarını duyuyorum. Buradaysa ahenkli arpların konserini dinliyorum. Aşağıda umut var, inancın bu güzel başlangıcı; ama burada inancın kendisi hüküm sürüyor, yani gerçekleşmiş umut! – Sizi sevdiğim gibi sevin beni. Ama ikinizi bir varlık olarak görüyorum. Birleşeceğinize söz verin; Tanrı birbirinize eş olmanız için yaratmış sizi. ne zaman size soru sormaya kalktıysam, dudaklarıma yakıcı bir mühür vuruldu, ve ben bu esrarengiz yasağın gönülsüz gözeticisi oldum. “Tanrı tarafından gönderildim; seni, insanlara sözünün ve yaratılarının anlamım açıklamak için seçti. Yazman gereken şeyleri sana di

SPİRİTÜALİZM NEDİR?

  Hazırlayan: Zehra Savan Türkçe “ruhsal” anlamına gelen “spiritüel” sıfatı, Latince “ruh” anlamına gelen “spiritus” kelimesinden türetilmiş ve Fransızcadan Türkçeye alıntılanmıştır. Terimin isim hali olarak Batı dillerinde kullanılan “ruhsallık” (İng. spirituality) kelimesi ise esasen ilk Hristiyanlık döneminde, bu dinin akidesinin temellerinden biri olan “Kutsal Ruh” (Holy Spirit / Spiritus Sanctus) terimiyle bağlantılı olarak yaygınlık kazanmıştır. [1] Ortaçağın sonlarından itibaren ise terim hayatın mânevî boyutlarını içerecek şekilde kullanılmaya başlanmış, modern zamanlara gelindiğinde ise hem diğer dinî gelenekleri, hem de aralarında “yeni ruhçuluk”un da bulunduğu başka ezoterik inançları ve deneyimleri içerecek şekilde kapsamı genişlemiştir. [2] Ölülerin yaşayanlarla irtibata geçmesinin mümkün olduğu ve ruhların madde üzerine etki ederek eşyaların yer değiştirmesi, çeşitli gürültüler, darbeler vb. olaylar meydana getirdikleri inancına dayanan neo-spiritüalizm veya “ ye