Kayıtlar

İçimdeki Sonsuzluğum

Resim
Selam olsun… En sevgili, en güzele… Kalbime huzur veren ölümsüzüme Karalar ruhuma sinmiş Damla damla sızan dertler Andırdında  İsminden doğdu bir hoşluk Beni mecnun yerimi gül bahçeleri eyledi Buluşmamız zaten   yok ama Hayalinde koynundayım Unutturdun bana doğru bildiklerimi Nasıl olsa bir gün vedâ edip gideceğiz  Değil mi bu hayata Mutluyum gerçekten İnanılmaz gibi Yine de seninle olduğum o kısacık anlar Kaderin yüz çevirmişliğine Ateşler serper Engelleri dağıtıverirler   Ah…güzelim   Ah…sevdiğim Sözlerim yangın Haline bakma Umutsuzluğuma Ama sonsuz bir sevgim var Kimseler olmasın İmrensin beni bekleyen mezar   Salamı dinlemek için insanlar Sen yüzünü sadece bana çevirdin Ve herşeyimi bildin Böyleyken Ölüm düşleri görsem   Uykular gözümde sıralarını beklese Bedenim acıdan infilak etse İçimin cehenneminde  Kalbimsin! Nerdesin demem Var...benimle derim   Ah…güzelim Ah…sevdiğim Sonsuz tek gerçek Sevda böyle olmalı Usanç duymadan istemek Acıdan

Kelebeğin

Resim
  Sessizliğimin gizeminden kalbim titreyerek En güzel duygularla seni çok seviyorum Kavuşmak...en büyük hayalim Kolay değildi ama zorlana zorlana Kozama girdim Bu bir umut Belki bu içinde bulunduğum Tüm acılardan kurtulma nedeni olacak Körler kuyusu zifiri karanlık Kozam sırlarım dünyası Soğuk, sessiz, gri ve sıkı Kavuşmak için çarem Dar yerin en darına düşmeli Sıkıntısı çok olacak Fakat seni hayal ederek aşacağım Dayanabilirim bu hâlime Uzun kısa demem Razıyım çile yumağına Bir gün gelecek Güneşim doğacak... Kalbimdeki hasretim dinecek Kelebeğin uçacak Ah ne güzel Saçlarına konduğunu düşündükçe  İsmail Hakkı Altuntaş

Hasret | Pedar

Resim
  متن آهنگ مرتضی پاشایی حسرت سهم من از تو شده حسرت درد و یه عادت کابوس و وحشت عشقم کجا رفت سهم تو از من شده رویا تنهای تنها با خاطراتم توی دنیا سهم من از تو چیه آخه دنیام سیاهه دل بی گناهه بی پناهه سهم تو از من شده دوری خیلی صبوری مثل من زنده به گوری این روزا حس میکنم دوباره باز کنارمی تو داره میمیره قلب من دوباره بی تو چی میشه حرف قلبتو بهم بگی تو عزیزم این روزا همش دلم میگیره و دیوونه میشه بهش میگم طاقت بیار میگه نمیشه توی دلم نشستی واسه همیشه عزیزم دانلود آهنگ جدید مرتضی پاشایی حسرت با لینک مستقیم سهم من از تو شب تاره دل بی قراره بارون میباره دوباره سهم تو از من چشم خیسه واست عزیزه اشکات رو گونه میریزه سهم من از تو یه ستاره دل پاره پاره آروم نداره دوباره سهم تو از من دل خونه بی آشیونه تنها میمونه میدونه این روزا حس میکنم دوباره باز کنارمی تو داره میمیره قلب من دوباره بی تو چی میشه حرف قلبتو بهم بگی تو عزیزم این روزا همش دلم میگیره و دیوونه میشه بهش میگم طاقت بیار میگه نمیشه توی دلم نشستی واسه همیشه عزیزم Senden payıma düşen acıya duyulan özlem, kabus ve dehşet alışkanlığıdır Aşkım n

Yalnızlık

Resim
  Yalnızlık… Kelimesi dahi beni acıtmıyor Sevdiğimden çok uzaktayım Doğrudur… Beni tanımadan...yargılayan insanlar buluyorum Kimin bana ne etiket verdiğini bilmeme gerek yok Saçmalıklarla başa çıkabileceğimi biliyorum Tek başına yaşamak çok zor Ama hiç yalnız değilim Eğer ki…sevdiğim beni biliyorsa… Sadece Zarar vermek için nedensiz var olan insanlarında Cehenneme gitmesine bile gerek yok O yer dahi onlardan çok uzak… İsmail Hakkı Altuntaş

Çıkış Yok

Resim
  Söz ve Müzik: Burcu Soysev  Kanıyor kalbimin kuytu köşesi Var mıymış bedenimde ruhumun izi Gömülmüş umutlar saklı bir sandığa Kafamı kaldırmak cesaretin işi   Uykusuz karanlık yorgun geceler Aklımda fikrimde bi [r]   kaç eski resim Kovalar peşini o sahte kahkaha Rahat ver bugüne dünün işkencesi   Kalbim oradan oraya savruluyorken Sen beni uzaktan uzağa hapsediyorken Dağlar tepeler arada yükseliyorken Bir çıkış yok sevgilim zaman hep nankorken   Uykusuz karanlık yorgun geceler Aklımda fikrimde bi[r] kaç eski resim Kovalar peşini o sahte kahkaha Rahat ver bugüne dünün işkencesi   Kalbim oradan oraya savruluyorken Sen beni uzaktan uzağa hapsediyorken Dağlar tepeler arada yükseliyorken Bir çıkış yok sevgilim zaman hep nankorken

Anne

“Anne, tüm çocukların dudağında ve kalbinde Tanrı'nın adıdır”  (The Crow) Not: Hastalandığımda "anne" diye zikrederim Allahı

Herkes Sevdi

Resim

Bu Gece

Resim
AGORA MEYHANESİ (Şiir,tam metin) Sana bu satırları Bir sonbahar gecesinin Felç olmuş köşesinden yazıyorum Beşyüz mumluk ampullerin karanlığında Saatlerdir boşalan kadehlere şarkılarını dolduruyorum Tabağımdaki her zeytin tanesine Simsiyah bakışlarını koyuyorum Ve kaldırıp kadehimi Bu rezilcesine yaşamaların şerefine içiyorum. Burası agora meyhanesi Burada yaşar aşkların en madarası Ve en şahanesi Burada saçların her teline bir galon içilir Gözlerin her rengine bir şarkı seçilir Sen bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin Bu sekiz köşeli meyhane seni bilir Burası agora meyhanesi Burası arzularını yitirmiş insanların dünyası? Şimdi içimde sokak fenerlerinin yalnızlığı Boşalan ellerimde kahreden bir hafiflik Bu akşam umutlarımı meze yapıp içiyorsam Elimde değil Bu da bir nevi namuslu serserilik Dışarda hafiften bir yağmur var Bu gece benim gecem Kadehlerde alaim-i semaların raksettiği Gönlümde bütün dertlerin hora teptiği gece bu Camlara vuran her damlada seni hatırlıyorum Ve sana susuzluğumu

Haberini Çok Fazla Bekletme

Resim
  CXXXIX Biyâ ey on ki bordî tu karârem Berâ çün teng-i şekker der kinârem A kararımı, huzurumu alan güzel, gel; şekerkamışı demeti gibi kucağıma gel. Taş yüreğini koy yüreğime; görmüyor musun, gamla taşlanıp duruyorum. Yakın gel de yüzüme bir bak; aşktan ne izler var yüzümde, bir gör. Gönlümün yanışından bir duman çıkarsam yedi göğün de perdesini yakarım. Güz, bağı bahçeyi yakar, yandırırsa, ilkbaharım güldür dünyayı. A baharlar der dünya, tekrar dönün, gelin; güzün zulmünden, bağrımda yüzlerce dağ var. Sâkî, o güz kadehini döndür; baharın aşkıyla mahmurum çünkü. Ver o can gibi gizli şeyi bana; canın için olsun, bundan fazla bekletme beni.   Kaynak: Cilt 6 Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Var

  Sanmayın derdimin çâresi var Ciğerimde kimin yâresi  Bir bakışıyla vurdun beni İçimde iz yâresi  Olmadı bu âlemde nasip Her günümün var bir karesi Beni sersem etti kader Etrafında var binlerce çilesi  Felek çok mu gördün bize Yoksa hoşluk mu var üzülmesi  Her gün tekrar tekrar Bir cevrin mi var çekilesi Ne vazgeçer başımız birbirimizden Ne zorun   var bırakmasın bizi  Bu başımız duracaksa eğer Verilmiş söz mü var bir kimseye düşmesi Başka çaremiz mi var  Al bizi bizden…isyan edemeyiz ki İsmail Hakkı Altuntaş

Yorgunum-Geç, Git!

  Gönlüm, Yorgunum Bende çok görmüşüm -Söyle; nasılsın?                 Hayâlin geçti uyur gibi,   dertten daralmış, gözlerime görünmedi bedenin, -Ne yarası, bu bendeki? -Senin elinden, açılmış değil, gönlüme de bir bak, kanlı, olmuş-bitmiş deme seni sevmenin kurbanı, yürümeyelim, - gecemde kaçamağım, gündüzlerim karanlıklar içinde, Yorgunum, benim, -Nerelere? yok, aramızda   asla kırgınlık, dargınlık bedenimiz yüzünden kuyuya düştü, düşürdüler zamanım Yorgunum, hastayım Gitme, bir düzene girelim, sen yorgun ben   de argın! Dertliyim, sebepsiz, bahanesiz, aklım kalmadı yerinde, dimağım yorgun, Bütün ürküntüye usancım, -Geç-git- den gönlümüz huzur bulsun. İsmail Hakkı Altuntaş  

İşte Bu...Guiş

Resim
  Ol ve Git "Ya gel, ol ve git   Ya git, ol ve gel." (Bir mezar taşından) geldiğim ve gittiğim “ol” içinmiş oldum demeyle olmuyor ki “bu iş” kurbağa bağırır “guiş” “guiş”, meğer dermiş ki … hepsi “bu iş” “bu iş” bir tutan, bir bakan… derdine dert katan söylediğinle “ol” ve “olmak” hepsi ateş yanında… bir kazanda ya da bir havan… yanmadan… yanılmadan olmuyor… deme o bir yıkıntı… o bir dert… o bir şifa ağlayan gözler kırmızı ve dudaklar… merhametle olmuyor beyazla   ey benim dertlim… gizemli aşkım yandığım kadar… gülümsemem geceler ağlayın … yıldızlar dökün üstüme gamım huzur dürrü lemaân oluyor. “Allah bes ve der heme an zü’l cemâl bes” gizlidir zikrimizde gelin dostlar olana olana gidelim ölürsek mi yolunda… olsun deniyor Guişinden Anlayana bir sinek bir kartalı salladı vurdu yere yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu Yunus Emre Bataklık. Yeşili gani, sık ağaçların olduğu bu güzel yerde,   sesler yükselir. Ancak h

Biliyorum

  sevmediğini biliyorum nedeni de… ne…düşünüyor hasta diyor muhtaç…sevmeye bunca çaba bir gayret yokluğuna dertli anım anıma…bakıma odur mu bildiğin bendekini…sen biliyorum bilmez böylece yine diyorum İsmail Hakkı Altuntaş

Derler

  çığlıklar vardı… sessiz duymazdı kimseler gülüşler… ağlamaya döndü… şimdi keserler… kendini… kimdi… onlar… bunlar …bir sessizlik içinde kayanlar… kalkan ve bir değişmez hal vardı   hakkı… her zaman söyle… söyle ki… yalnız kalasın güç   çok… neye yarar cevap bilinmeden… son diyecekler var… kim kaldı   derler…derler haksızsa… haklısın… fark etmez söz başına… ayağına… yine derler dağların tepelerinde…vadilerde uyku   bir sersemlik ve bir rüya   uzak ama uzak birine yakındır … taşıma var çok nameler tepeden bakana anlatılacak rüyalar olsaydı İsmail Hakkı Altuntaş

Özgür Olabilseydim

Resim
Sevdiğim… Kalbim… Bu dünya ve diğer âlemlerdeki sonsuz nefesim… Mektubunu okudum.  Cevap için üzerine yazılacak cümle bulamıyorum. Susmak daha iyi galiba. Belki cevapların en güzeli. Kalbim senin duymak istediklerini ve bende duymak istediğimi duymak için saatlerce susup kaldım bu hoşuma gidiyor. Kelimeler yetmiyor cümleler ise zayıf, tutunacak dalı kalmayan yapraklar gibi savruluyor. Daha fazla daha fazla der gibi. Duygularını içime akıttın içim acıdı. Ancak şunu iyi bilmeni isterim, inanırsın sözlerime ve duygularıma da seninle ilgili en ufak bir üzüntü yada kırgınlık hissim kalmadı. Önceki gün öyle bir temizledin ki kalbimi… içim ferahladı. Senden ricam bu sayfayı kapatalım n’olur. Bazı şeyler ikimiz için gerekli olması gerekendi. Yaşadık. Ve şimdi kendimizi tartmamızı sağlayan yaşanmışlıklar olarak düşünelim. Sende bu yönden bakınca bana hak vereceksin. Biliyorum… Işığım… Güneşim… Seni seviyorum… *********** Ve sana bakarım ve ne gördüğümü bilmem Özgür olabilseydik hayat nasıl olac

Beklemek

Resim
Sen varsın ya…değmez mi tabiki değer

Cemile…Dünyanın En Güzel Aşk Hikayesi…

  Cemile yazara ilk büyük şöhreti kazandıran eseridir.   Louis Aragon diyor ki: “İşte şimdi burada, Villon’un, Hugo’nun, Baudelaire’nin Paris’inde, kralların ve devrimlerin Paris’inde, ressamların yüzyıllık Paris’i olmakla övünen her taşı ya bir tarihi, ya bir efsaneyi hatırlatan şu Paris’te Werther, Bérénice, Antoine ve Kleopatra, Manon Lescaut, Education Sentimentale, Dominique, hepsi birdenbire gözümden düşüverdi. Çünkü ben Cemile’yi okudum. Roméo Juliette, Paolo ve Francesca, Hernani ve Dona Sol, artık bunların hiçbiri gözümde değil, çünkü ben ikinci cihan savaşının üçüncü yılı yazında, 1943 yılının o Ağustos gecesinde Kurkureu vadisinde bir yerde Zahire arabaları ile giden Danyar ve Cemile’ye, bunların hikâyesini anlatan küçük Seyit’e rastladım.” Bir çocuğun ağzından anlatılan Cemile, belki de Aytmatov'un en çok sevilen, en çok okunan kitabıdır diyebiliriz. Bu kitabındaki olağanüstü örgü, yazarın anlatım sanatının doruklarında gezinir. Bu nedenle Cemile'yi Fransız