Kim Korkar Divan Edebiyatından?
Yazan: Didem Z. Havlioğlu Alt-Üst Dergisi / 2 Temmuz 2011 Bağlı bulunduğum üniversitenin bir projesi kapsamında, bir süredir liselerde divan edebiyatı dersleri veriyorum. Kafaları test çözmekten buharlaşmış bir grup pırıl pırıl gence, aşkın çeşitlemeleri ve görünenin altında yatan öteki gerçekleri anlatmanın çılgınlık olduğu düşünülebilir. Şipşakçı çözümleri öğrenip uygulamakta yarışa çıkarılan bu çocuklara bir an durmayı ve düşünmeyi, doğru cevap diye bir kavramın olmayabileceğini hatırlatmak şehrin en işlek caddesinde piknik yapmaya benzetilebilir. Üniversiteye hazırlanan bu çocukların, daha sonraki hayatlarına da damgasını vuracak bir tavır olarak, en son ihtiyaçları olan şey divan edebiyatı, hatta edebiyat gibi gereksiz bir zaman kaybıdır. Bunun nasıl bir şey olduğunu az çok biliyorum. Ben de bu ülkede lise okudum. Ben de anlamadığım her şey gibi divan edebiyatından korkardım. Bu durumda dersin adı “Kim Korkar Divan Edebiyatından?” olmalıydı. Bir ders saati içinde bu öğre