Kayıtlar

Kaderim İz

  Biz seninle biz; Yürüdük taze kar üzerinde, Bulamadılar ardımızda bir tek-iz. Yedik birbirimizi; Ziyafetimiz Şölenimiz, Şişeden dökülen ömür sesiydi.   Sırtımızda kırk satır, Alevi ısırmış arsız bir ağız, Semenderden kelimeler Kaçtı koynumdan içeri. Sen ey gördüğüm en mahir terzi Dedin ki; işte tebdil-i kıyafetimiz Ejderha yutup; Buzlar tüküreceğiz. Biz seninle biz; Bırakmayacağız hiç, bir-iz Peşimizde iki şehrin hafiyesi Alnımızda ezandan bir leke; Mezarda gibi sessiz, Çıldırmış bir keman kadar içli Sevişeceğiz.   Canan Özkan Kayıt Tarihi : 25.4.2012 20:01:00 https://www.antoloji.com/kaderim-iz-siiri/

Suret: Asıl Sızım

    Gözlerin nasıl da Ermeni, kara ve meyus, kırpsam kirpiklerimi kapanacaklar; açsam, kaşımın ortasından çiviler beni. Omurgama eklenmiş, bir Paul Celan dizesi- fazlasıyla hermetik: belimi büküyor bu, Lut Gölü’ne sarkıtılmış tuzdan bir balık, gibi ebedi ve o kadar gayrı meşru. Seninle aramızda işte, kapkara bir el susuzluk. Elmadan yükselen Allah kokusu. Onca sözcük arasından seçilmiştir elveda: Benim ipimle inilmezdi kuyuya, sırtımdaki ırmakta at değiştirmek. Kıyar mıydın demiştin ya; - kıyardım evet Ahlak sızım, Allah sızım olsa da. Kapanmaz bir mübadele aramızda merhamet. Arayanlar bulacaksa, bulanlar neyi arıyor? Zamanla geçecekmiş: Eğer zaman çekildiyse kabuğuna içinden çıktığım kıtlıktır geçmiş, yakama yapıştığı müddetçe geçmemiş geçmiş: Bu yüzden hafıza denen aşufte, bu yüzden ki işte her limanda sallanan ütüsüz mendil Anılar mı? nedir ki; terbiyesizce bir mantık hatası, yürümeyen bir teker, gıcırdayan ve çamurlu. Çok karınca yuvası talan ettim, senin kambur dediğin, taşıdı

Ait Olmak Nathanael

  “Nathanael, daha hiçkimsenin vermediği bir sevinç vermek isterdim sana.”  Birer çay içelim ‘şimdi’  Yakamıza devrilmiş saraylar orada kalsın  Hayat kısaymış; öyle diyorlar,  Uzun-uzadıya susmamak lazım.  Daha buzlu bademi anlatacaktım oysa,  Düzeltip yakanı gitmen gerekti.  Ardından salladığım o eller var ya,  Sende kalsın,bundan böyle yakanda:  Nathanael; daha hiçkimsenin vermediği  Bir acı verdin bana.  Andre Gide/ Les nourritures Terrestres’den   Canan Özkan Kayıt Tarihi : 15.5.2012 13:45:00 https://www.antoloji.com/ait-olmak-nathanael-siiri/

Işığın Hizası

Gitmek; nereye olursa. Her nasılsa mümkünmüş gibi. Tek hamlede atlamak,bir kıtadan diğerine. “Dünyanın sonu değil ya! ” Yarım dakika sürmedi oysa dünyanın sonunu bulmak: Sonuydu. “Varlığım gök varlığına armağan olsun! ” Morarmış etten haysiyet beklenmez. Mesafenin elleri var: Topunuz körsünüz. Boynumdaki parmak damgası, Altından girilip, üstünden çıkılan bilinç Ey uzak bir aynada pusumu silen Dişinin kovuğunu doldurdu mu bu “hiç”? Bir zincirin halkalarıymış; güldürmeyin beni! Bir ayağım Magrib’de; Ya diğeri? Diğerini bunca zaman gören olmadı. Altından girilip, üstünden çıkılan şuur, Artık kudurmuş sulara kondurulmuştur. Bilin o zaman: Tek ayak üstüne kırk yalan’ım ben! Peynir gemisiyim; lafla yürüyen. Cirit atar ambarımda fareler: Sırtlarında al kefen, Tokluklarından onların, bir yelken biçtim ki Rüzgar yekpâre; siz kevgir gibisiniz, Gözeneklerinizi toprak doyuracak O zamana dek, Bakın bana; rakı için, üfleyin. Canan Özkan Kayıt Tarihi : 15.5.2012 13:43:00 https://www.antoloji.com/isig