Hangi Bilgi?
Yirminci Yüzyıl’a herkes kendine göre bir ad takıyor. Kimileri de bu yüzyılın «bilgi çağı» olduğunu söylüyorlar. Ancak, bu adlandırma. hemen bir parantez açıp, «bilgi» derken gerçekte neyin kastedildiğini açık seçik ortaya koymamızı gerektiriyor. Çağımızı bilgi çağı diye adlandıranlar, bununla, kitle iletişim araçlarının geliştiğini, yaygınlaştığını, bunun sonucu olarak da, gittikçe daha çok sayıda insanın daha çok şeyden hâberdar olduğunu söylemek istiyorlar. Ne var ki, biraz düşünce, birşeylerden haberdar olmalaz, birşeyleri bilmenin aynı şey olmadığını kolaylıkla anlayabiliriz. Haberdar olmakla bilmek arasında bir nitelik farkı olduğunu bilmeyenler sadece düz gazete okuyucuları, televizyon seyircileri mi? Gariplerin Kitabı’nda (lan Dallas, Gariblerin Kitabı. Çev.: İsmet Özel, Yeryüzü Yayınları, İstanbul 1979.), sadece sıradan insanların değil, «halkın eğitim görmesinden sorumlu olanların», hem de bunların «en yüksek düzeyde, en iyi olanlarının» bizzat kendilerinin «ba