Menakıb-ı Şeyh Seyyid Hace Muhammed Nûru'l-Arabi Beyan-ı Melamet ve Ahval-i Melamiyye
Yazan:Bursalı Mehmed Tâhir Bey Hazırlayanlar Mustafa Tatcı & Burak Anılır Arapça Kısımların Tercümesi Hasan Fehmi Kumanlıoğlu “Kınayanın kınamasından korkmazlar. Mâide/54.” 1 Melâmet, Hak erenlerce risâletten sonra en yüksek makam kabul edilmiştir. Varlık dairesine düşen insanın nihâi hedefi budur. Zira bu makâm mânâ yolcusunun her türlü taassuptan kurtulup Cenâb-ı Hakk'ın hakikatine yükseldiği noktadır. Melâmet bir tarikat olmaktan öte cezbe ve irfân yoluyla yaşanan bir tavırdır. Şeriatin hakikatiyle idrâk edildiği ve marifetin zevk edildiği bu tavır kâideleri belirlenmiş bir erkân olmaktan ziyâde “Meslek-i Muhammediyye" kavramıyla anlatabileceğimiz bir sülük tarzıdır. Tevhidi gönül âleminde kemâliyle idrâk eden melâmet ehli Hak dostları, vücûd-ı vâhidi yokluklarının idrâkiyle bihakkın yaşamışlar, ahadiyyet sırlarını hâl-i hayâtlarında vicdânlarında tatmışlar ve nâmlarını melâmetde nişân eyleyerek “rûh-ı vâsilin olmuşlardır. Esmâdan müsemmâya sefer eden “kepenek altınd