Kayıtlar

Felsefeye Düşmüş Hristiyan ve Bir Yahudi kafasına Cevap

Resim
  Bütün İslam mezheplerinde de tanrının  vazgeçilmez sıfatlarından bir tanesi  işten ve gören olması Elim de tezim şu:  İçin Tanrı akleden düşünen diye bir  sıfatı yok   Çünkü akıl bilgi elde eden bir  yetenektir ve akılda bilgi kazanılır Var  olmayan daha önceden olmayan bilgi akla  yüklenir Bu nedenle Cenabı Hakk'ın akıl  değil bilgi sıfatı vardır Celal  Şengör'ün aklı gözünden ibarettir  Dolayısıyla dini meselede konuşabilecek  dünyadaki en son insandır Özellikle  İslam meselesinde bu ne altyapısı var ne  mantıksal düşünmesi var ne de düşünmesi  var  Eğer Tanrı bilense bu bilmenin ne  görmesine lüzum var ne işin o Evet Çünkü  görme ve  işit bir Hristiyan kafasıdır Bir Yahudi  kafasıdır Çünkü onların kafaları böyle  olmasını daha münasip görüyordu  Tanrılarının nasıl olacağına onlar karar  veriyorlardı  [Müzik]  Hoş geldiniz Hoş bulduk Sağ olasın Ee...

Dücane Cündioğlu Kitaplığı

WAİTİNG FOR GODOT / Godot'yu Beklerken (2001)

Resim
Yönetmen: Michael Lindsay-Hogg   Senaryo: Samuel Beckett        Ülke: İrlanda Tür: Dram Rating: 7.7 Vizyon Tarihi: 04 Şubat 2001 (İrlanda) Süre: 120 dakika Dil: İngilizce Web Sitesi: beckettonfilm.com Oyuncular: Barry McGovern, Johnny Murphy, Alan Stanford, Stephen Brennan, Sam McGovern             Özet Samuel Beckett'in meşhur oyunundan uyarlanan film "Waiting For Godot", 2001 senesinde çıktı. 2 defa Emmy'e aday gösterilen Amerikan sinemacı Michael Lindsay-Hogg tarafından çekilen film, DVD olarak piayasaya çıktı. İrlandalı aktör Barry McGovern ve Johnny Murphy'nin başrollerini paylaştıkları bu tek mekanlıık filmde Stephen Brennan, Alan Stanford ve Sam McGovern de rol alıyor. İki kişinin Godot adlı birini beklemeleri üzerine kurulu oyun, Godot'un kim olduğunu, beklenen yere gelip gelmeyeceği veyahut karakterlerimizin Godot'u niçin beklediğine dair bilgi vermiyor. ...

SAMUEL BECKETT GODOT'YU BEKLERKEN

    1. PERDE OYUNDAKİ KİŞİLER ESTRAGON VLADİMİR LUCKY POZZO BİR ÇOCUK    BİRİNCİ PERDE   Bir kır yolu, ağaç Akşam Estragon yere oturmuş, ayakkabılarından birini çıkarmaya uğraşmaktadır. Ayakkabısını iki eliyle yakalamıştır ve tüm gücünü harcamaktadır. Gücü tükenince durur soluklanır, sonra yeniden aynı işe koyulur. Aynı hareketler. Vladimir girer. ESTRAGON ( soluklanmak için durarak) –Olmayacak. VLADİMİR ( bacakları ayrık ayrık , kısa kısa sert adımlarla ona doğru yürürken) –Sanırım öyle. ( Hareketsiz durur.) Bu düşünceye uzun süre karşı koydum; Vladimir, dedim kendi kendime, aklını başına topla, daha her şeyi denemedin. Ondan sonra, sürdürdüm savaşımı. ( Savaşımını düşünerek dalar gider. Estragon’a) Bak sen, demek buradasın yine. ESTRAGON –Ne demezsin? VLADİMİR –Sevindim seni gördüğüme. Bir daha dönmeyeceksin sanıyordum. ESTRAGON –Ben de. VLADİMİR –Ne yapalım buluşmamızı kutlamak için? ( Düşünür.) Ayağa kalk da seni kucaklayı...