Kayıtlar

İbnul Farid Divan Şerhi

cild...1 cild...2

Sultânü’l-âşıkīn... İBNÜ’l-FÂRIZ ابن الفارض

Resim
Ebû Hafs (Ebü’l-Kāsım) Şerefüddîn Ömer b. Alî b. Mürşid es-Sa‘dî el-Hamevî el-Mısrî (ö. 632/1235) Sultânü’l-âşıkīn olarak tanınan mutasavvıf-şair. Müellif: SÜLEYMAN ULUDAĞ Kahire’de dünyaya geldi. Doğum tarihini, divanını derleyen kızından torunu Şeyh Ali 4 Zilkade 577 (11 Mart 1182), çağdaşı İbn Hallikân 4 Zilkade 576 (22 Mart 1181) olarak gösterir. Babası, mahkemede kadınların eşlerinden almaları gereken miras ve nafakayı tesbit işiyle uğraştığından “Fârız” diye bilindiği için İbnü’l-Fârız olarak meşhur olmuştur. Hz. Peygamber’in sütannesi Halîme’nin kabilesine mensubiyetinden dolayı Sa‘dî, aslen Hamalı olduğu için Hamevî, Kahire’de doğduğu için Mısrî nisbeleriyle anılır. Babası Ali b. Mürşid, evinin bir depremde harap olması üzerine memleketi Hama’dan göç edip Kahire’ye yerleşti ve Eyyûbî Hükümdarı el-Melikü’l-Azîz tarafından nâiblik görevine tayin edildi. Zâhid bir kişi olan Ali b. Mürşid, kendisine teklif edilen kādılkudâtlık görevini kabul etmeyip Ezher Camii’nde inzivaya çekiler

Ey Seçilmiş

Resim
 يا أيها المختار من خير الورى.. خُلقا وخَلقا في الكمال توحدا ماذا اقول لمدحه والله طهر من سفاح الجاهليه أحمدا ذو رأفة بالمؤمنين ورحمة سماك ربك في القرآن محمدا نادت بك الرسل الكرام فبشرت وملائك الرحمن خلفك سجدا لا يحصي فضلك ناثر أو كاتب عددا ولا الشعراء يا غوث الندى طه صلاة الله مني سرمدا ثم الصلاة عليك يا نجم الهدى يا رب هب من لدنه شفاعة واجعل كتابك حجة لي شاهدا

KASİDEİ TÂİYYE İBNÜ’L-FÂRIZ

1.        سَقَتني حُمَيَّا الحُبَّ راحَةَ مُقلَتي           وَكَأسي مُحَيَّا مَن عَنِ الحُسنِ جَلَّتِ Göz bebeğim olan sevgili, bana muhabbet şarâbını içirdi. Benim kadehimde o yücesevgilinin bilinen, anlaşılan ve kayıtlı güzelikten üstün olan   yüzüdür. 2.        فَأَوهَمتُ صَحبي أنَّ شُربَ شَرابهِم           بهِ سُرَّ سِرِّي في انتِشائي بنَظرَةِ Arkadaşlarımın gibi içince onları vehim ve şaşkınlıkta bıraktım. Bakışta onlar gibi içişim olunca, sarhoşken kalbim sevinçle doldu.[ bu halle onların idrak gözlerinden uzak kaldım.] 3.        وبالحَدَقِ استغنَيتُ عن قَدَحي ومِن           شَمائِلِها لا من شَموليَ نَشوَتي Zât'ın cemâlini gördüğüm için kadehimden/kadehlerden yüz çevirdim.   Sarhoşluk sevincim, hallerim ise şaraptan değil zâtın ve sıfatlarındandır. 4.        ففي حانِ سُكري حانَ شُكري لِفِتيَةٍ           بِهِم تَمَّ لي كَتمُ الهَوَى مَعَ شُهرَتي Böyle olunca, gençlikteki sarhoşluk yeri şükür hanesi oldu.   Muhabbetle tanınan birisi olduğumdan tatmin olan hevamı/nefsânî arz