Kayıtlar

Sana Soruyorum

Resim
Seni görmeseydim her şey tamam derdim… Ancak seninle imiş her şey tamam Şimdi ise noksan kalan hayatımla mutlu olmam isteniyor Olur mu… ben sana soruyorum. Nedeni yok dersin… Böyleyken neden acı çekmeye mahkum edildim. Dünyada cehennem yardan ayrı kal Öteki taraf meçhul… Acınacak halim mi kaldı… Öldürülmüş dediklerini yeni anladım İsmail Hakkı Altuntaş

Bu gece

Her gecem güzel, ama bir başkaydı bu gece… Sevgilim geldi. Eğer önceden bir haber etseydi. Bir tepsi hazırlardım İçine can konulmuş haliyle Hediyem derdim… Ey bahtı yaver gitmeyen âşık! Ağlayış ve inleyişin semaya vurduğu bu gece Sevgili seni kabul etmiş… Bir âli ihsandan mı…yoksa bir iyiliğin karşılığı Ah, ne sarıştı o… Sarılan kıvrılan kimdi? Bir türlü bilemedim Bu gece uyku sırasını beklesin Gerekirse ateşe verilsin İnlesin dursun âşıklar Korkmuyorum! Yasaklar kalktı, sevişmek helal oldu… Çünkü sevgili geldi Dökün şarabı kâseye İçelim kim ne bilsin Böylesine dilber ve sevdalıyı Sen varsın diyerek Sevişelim sohbet edelim…biz bize Dilsiz, dudaksız konuşalım Utansın halimizden sözler… Yetmesin…bu değil, o değil hangisi desinler, yenileri için Üzülsünler... A benim devletlim, a benim ikbalim, Birimiz ırmak birimiz su Sabaha kadar akmışız, saatler geçmiş Baksana ne var-ne yoksa Hepsi silinmiş…kaybolmuşlar Bir

Tahammül kalmadı tende felekin çevri yetmez mi...

Resim
    Tahammül kalmadı tende felekin çevri yetmez mi; Hususî lutf ü ihsanı acep bir gün erişmez mi?. Ne çekti Âdem ü Havva felekten etmedi şekva; Kurulmuş bir dolap ama görenler hayret etmez mi,.   Seherde açılır güller öter şevk ile bülbüller; Bilir misin neler söyler bu gam bir lahza bitmez mi?. Girer pervane devrane atılır şemi suzane; Yanar biçare merdane ne hikmettir bilinmez mi?.   Doğar hurşid güler yüzler füsunkârdır güzel gözler; Gönül cananını özler acep bir gün görünmez mi?. Sunar peymaneyi saki yakar bilcümle uşşakı; Cihanda aşk kalır baki bu şerbetten içilmez mi?. Nedir Namî bu feryadın muamme aşkla bünyadın; Lisanda bir kuru adın kalırsa hiç yetişmez mi?.  (Namî)

Beyaz Mürekkeple Yaz

Resim
    ..her zaman o iyi anne sütünden hiç olmazsa bir parça vardır.. Beyaz mürekkeple yazar kadın. “Helene Cixous”   bugünüm fısıltılı adını ansam yüreğim çatlar…nar gibi ağızlarda dudaklarım…leylam derdi şiirlerde şarkılarda gizlemiştim sevincini yitirdi her şey şimdi bir hiç gibi neden sustu sevdiğimiz şarkılar sızanlar aramıza hiç beklemediğimdi hani anlarım bildiklerimi bu ötekiler nereden çıktı âlem bir yana biz bir yana aklımın ucundan geçmiyorlardı kar mı edindiler… sana bir an beni unutturmayı ışığını söndürdüğünde gün … kıskançlıklar şarkılarla dağılsın tek duam sana âşık olmaktı sözcüklerle…iniltilerle sevişmek kalbime sarıl büyük aşkı beraber okuyalım kırmızı dudaklarını bile ısırmak istiyorum kınamasınlar…ne var ki… sözcükleri   kötü yapan korkular ve gereksiz kuruntulardı   meftunum…kesiğim…âşıkım senden ayırıyor diye aynaları siyah örtülerle kapattım değil kimse…ben dahi salınmayayım tutkulu bir aşkla beslenen r

Sonsuz Huzurum

Resim

Cemile...Cengiz Aytmatov

  Cemile - Öğretmen Duyşen Çeviren: Ülkü Tamer   O basit çerçeveli küçük resmin yine karşısındayım işte. Köye gidiyorum yarın sabah; resme uzun uzun, dikkatle bakıyorum, yolculuk için bana bir şeyler söyleyecek sanki. Resim sergilenmedi. Üstelik, köyden akrabalar gelince hemen kaldırıyorum onu, saklıyorum. Sanat eseri sayılmaz gerçi, ama utanılacak bir şey de değil. İçindeki toprak kadar yalın. Arkada soğuk bir sonbahar göğü çizili; ötelerde, sıradağlar üstünde kaçan bulutları kovalayan rüzgâr. Önde, kurumuş pelinlerle kaplı bozkır, son yağmurlarla ıslanmış, kararmış yol; iki yanında kırık çalılar. Çamurlu yolda iki yolcunun ayak izleri durmakta. Yol uzaklarda silinip giderken izler de belirsizleşiyor. Birer adım daha atsalardı, çerçevenin arkasında kaybolacaklardı sanki. Biri... Ama sırayla anlatayım. Her şey ben çocukken oldu. Savaşın üçüncü yılıydı. Uzaklarda bir hepimiz bir obadan geliyorduk köyde ırmak boyunca uzanan Aralskaya Sokağı'nda oturan herkes, aynı soyun