Kayıtlar

Bende Onun Köpeğiyim

Resim
  یَا رَسُولَ الله چه بَاشَدْ چُونْ سَگِ أَصْحَابِ کَهْف دَاخِل جَنَّتْ شَوَمْ دَرْ زُمْرَۀِ أَصْحَابِ تُو، أَوْ رَوَدْ دَرْ جَنَّتْ وَمَنْ دَرْ جَهَنَّمْ... کَيْ رَوَاسْت أَوْ سَگِ أَصْحَابِ کَهْف... مَنْ سَگِ أَصْحَابِ تُو   “Yâ Rasûlallah! Çi bâşed çün seg-i Ashâb-ı Kehf? Dâhil-i cennet şevem der zümre-i ashâb-ı tû  O reved der cennet, men der cehennem, key revast? O seg-i Ashâb-ı Kehf, men seg-i ashâb-ı tû!..” ************  “Ya Rasûlallah! Ashab-ı Kehf'in arkasından giden Kıtmîr’in cennete gireceğini buyuruyorsun. Ben ise, Senin ashâbının köpeğiyim. O cennete girerken benim cehenneme girmem revâmıdır. O, Ashâb-ı Kehfin Kıtmır’i ise bende Senin Ashabının köpeğiyim   Mevlâna Câmî  kaddese’llâhü sırrahu’l aziz

HADÎKA...Qays b. Asım radiya'llâhü anh Kıssası

  "Kim ödünç verecek" emri Allah'tan Peygamber salla'llâhü aleyhi ve selleme indiği zaman, herkes Efendimizin huzuruna, isyan etmeden, taş ve altın, sığır, köle ve mal, sahip oldukları her şeyi getirdi. O zaman. Kays b. Asım fakir bir adamdı, çünkü dünyevi bir kazanç peşinde değildi. Evine girdi ve işittiklerinden hiçbir şey saklamadan ailesiyle konuştu: "Bugün böyle bir âyet nazil olmuştur; kalk ve bekleyerek beni yakma; evde ne varsa getir de Efendim'in önüne koyayım. Karısı, "Evde hiçbir şey yok, burada yabancı değilsin" dedi mi? Hiç olmazsa bir şey ara, dedi; ne bulursan hemen bana getir. Gidip evi uzun süre aradı, tesadüfen bir şey çıkar mı diye; ve evde yiyemeyecek kadar kuru, kötü ve kuru hurma buldu ve hemen Kays'a getirdi: "Bizde bundan başka bir şeyimiz yok" dedi. Kays hurmaları koluna koydu ve onları sevinçle Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve sellemin önüne getirdi. Şaka olarak değil, ciddi olarak mescide gi

Hind Bint Utbe’nin Hayatı Ve Kişiliği

    Hazırlayan: Zeynep SÜSLÜ Hz. Peygamber Döneminde Mekke, câhiliyyenin karanlığında boğulurken yıllardır beklenen peygamber zuhur etmiş ve âdeta Mekke’de bütün dengeler yerinden oynamıştı. Hz. Muhammed [salla’llâhü aleyhi ve sellem] kendisine 610 yılında gelen ilk vahiyle birlikte tebliğe başlamış ve üç yıl bunu gizliden sürdürmüştü. Artık açıktan davetin zamanı gelmişti ve Hz. Peygamber; “(Ey Muhammed) artık sana emredileni açıkça ortaya koy ve müşriklerden yüz çevir. ” [1] “En yakın akrabanı uyar. Sana uyan müminleri kanatlarının altına al.” [2] ayetler doğrultusunda harekete geçerek, Hz. Ali’yi yakın akrabalarını çağırması için görevlendirerek bir yemeğe davet etti. Bu yemekte onları İslâm’a çağırdı. Akrabaları onunla dalga geçtiler ve inanmadılar. İnananlara türlü hakaretler, işkenceler ve boykot uyguladılar. [3] Bunlardan biri de yukarıda da bahsettiğimiz gibi Ebû Süfyan ve hanımı Hind bint Utbe idi. Hind, Müslümanlara fiili olarak eziyet etmese de, onlardan ve Hz. Mu