Kayıtlar

Ahmed Amiş Efendi...Bir Dervişin Hatıralarında Ahmed Tahir Efendi

Türk Maarif Tarihi ..Osman Nuri Ergin

Büyüklerin Yanında Durmak Ateşle Oynamaktır

  ·          Ahmed Amîş Efendi, 100 yaşını geçkin bir ihtiyar olduğu için söz arasında ısınmaktan bahseder ve   “iyi bir kürk olsa ısınırım”, buyururlar. Bu kadarcık ima ve işaret üzerine üstâd derhal çarşıya giderek muhtelif neviden ve cinsten üç kürk getirip önüne kor. Üstâd, bunun üzerine aralarında şöyle bir konuşma olduğunu söylerdi: “İşte efendim üç kürk. Bu 50 lira, bu 30 lira, bu da 25 liralıktır”, dedim. Bunun üzerine Ahmed Amîş Efendi; “İstemem, götür.” Dedi. İlk arzu ile bu red karşısında hayrette kaldım. Fakat sebebini de sormadım, soramadım ve bunda elbette bir hikmet vardır diyerek emirleri üzerine kürkleri götürüp sahibine geri verdim. Aradan bir kaç gün geçti, yanına gittim. Bana: “MECDİ; CEHENNEMİN MÜDDETİ KAÇ SENEDİR BİLİR MİSİN?” “65,000 SENEDİR.” dediler. Başka bir gün de durup dururken yine bu suali irad buyurdular. Fakat bu sefer müddeti 6,500 seneye indirdiler. Esasen birçok mutasavvıflar hep bu yolda giderler, sözü hep böyle etrafta dolaştırırla

Ahmed Amiş Efendim

Resim

ÜSKÜDARLI HÂFIZ EŞREF EDE EFENDİ HAZRETLERİ

Resim
Cenâb-ı Hakk’ın öylesine sırlı velî kulları vardır ki Cenâb-ı Rabbü-l Âlemiyn bunları:  1) muhabbetiyle ,  2) Zât'ına mahsûs tecellîleriyle, ve  3) onlara lütfettiği hakîkî "teslimiyet libâsı"yla beşerin başarından [gözünden] setretmiştir.  Onlar ahâli arasında dolaşırlar ama, esrarlarının ancak pek azına muhiblerinin pek azını âşinâ kılarlar. İşte Üsküdar'lı hâfız Eşref Ede Efendi (H. 1292-1373/M. 1876-1954) de bu kabil sırlı zâtlardan biri idi. Eşref Efendi ile, ilk defa, üç yaşımda iken babamın elimden tutarak götürdüğü Sâim ve Bekir Düzgünman kardeşlerin Üsküdar Hâkimiyet-i Millîye Caddesi'ndeki 104 numaradaki attâr dükkânında karşılaştım . Bu, 1954 yılına kadar tam 16 yıl sürecek olan mestûr, fakat ganiy bir muhabbet ve nazar intikâlinin başlangıcı olmuştur.  Eşref Efendi ilk bakışta insanı teshir eden fevkalâde nâfiz bir nazara sâhipti. Düzgün yuvarlak bir kafatası ve yüzündeki hafif çıkık kaş ve elmacık kemikleri, açık ve yüksek alın, pembe-beyaz teni, b