Kayıtlar

Keşke Sen de Onlar Gibi Uyusaydın!

  Adamın biri çıkmış, gece uyanık kaldığında,  "Rabbim herkes uyurken ben senin kapına geldim bana rızalığını göster" diyerek, Hakk kapısını uğursuzca çalmaktadır. O kapıdan bir ses geldi, ancak derdi başka olduğundan Zâttan mahrum kaldı. "Ey biçare! Uyanık kaldığını mı başa kakma! İblis bu kapıdan hiç ayrılmadı. Sevgilim aşkım, diyerek gözyaşlarıyla senden çok fazla beni anar. Aşıkların üstadı lakabını bile verdiler ona...ama kalbindeki hırs ve kin nedeniyle, bu rıza kapımı ona kapattım açmıyorum.  Hâlâ da vazgeçmiş değil?  Sen ise, rızamı benim yarattıklarımla arama,   perde olarak koyuyorsun, Benim sevmemi değil, kendi sevgini İblis gibi öne çıkardın. Tövbe bile etsen ben kabul ederim belki, ancak hangi kulumdan razılık  bulacaksın ki?" Ebrarların iyilikleri Mukarrebler yanında heba olmuştur. ...  Şeyh Sâdî’nin Gülistan adlı eserinde anlattığı şu hâtırası da ibâdetleri kalbî galatlarla hebâ etmemek gerektiğini ne güzel ifâde etmektedir: "KEŞKE SEN DE ONLAR G

SUÇLU KİM?...

Resim
Yazan:  MERVE SAYGIN BOLUM 1 SAHTEKÂRLAR “Bütün ünlü sahtekârlarda güçlerini borçlu oldukları dikkate değer bir özellik vardır. Gerçek aldatma olayında onlara egemen olan duygu kendilerine inançlarıdır; bu kadar mucizevi bir şekilde konuşan ve etrafındakilerin ilgisini çeken şey budur. ” Friedrich NIETZSCHE DOLANDIRICILAR Kişi diliyle çok kolay yalan söyler. Ancak bir insanın bedeniyle yalan söylemesi herkesin rahatlıkla yapabileceği bir şey değildir. Yalan söyleyen çoğu insan bir süre sonra göz teması kurmaktan kaçınmaya başlar. Ses tonu, kullandığı mimikler ve her zamanki doğal tutumu neredeyse tamamen değişir. Ne var ki mesleğinden ya da düşük ahlak anlayışından dolayı yalanı bir yaşam biçimine dönüştüren kişiler, yalanın neredeyse hiçbir belirtisini göstermeyebilirler. Onlar gerçek sahtekârlardır ve bir sahtekârın en büyük sermayesi yalandır. Bir insan hem yalan söyleme yetisine sahip hem de bunu hiçbir sınır gözetmeksizin kullanabilecek kadar ahlaktan yoksunsa onun gerçek bir saht