Kayıtlar

ARUZUN DOĞUŞUNDAKİ ANA FİKRİ, ARUZUN TARİHİ GELİŞİMİNİ, ARUZUN BÜTÜN ESASLARI

BÖLÜM V’de Aruz, Aruzun Keşfi ve Tarihi Tekamülünü 45-55. Sayfalardan okuyunuz. Kaynak: Dr. Ali Kemâl BELVİRANLI, Aruzun Doğuşundaki Ana Fikri, Aruzun Tarihi Gelişimini, Aruzun Bütün Esaslarını Öğretir., 1965, Konya

Yol

  Hazırlayan: OSMAN BAYKAL Yol, Türk mitolojisinde temel anlamıyla, ulaşımı sağlaması yönüyle kullanılmıştır. Özellikle Ergenekon Destanı’nda Türkler yok olma tehlikesiyle karşı karşıyayken dağın içine doğru giden bir yol bulmaları sayesinde kurtulmuşlardır. Burada çoğalıp büyük bir topluluk haline gelen Türkler, dış dünyaya açılmak için de tekrar yol gereksinimi duymuşlardır. Bu nedenle dağın içindeki demiri eriterek bir yük hayvanın geçebileceği kadar yol açıp dış dünyaya yeniden dahil olmuşlardır. Oğuz Kağan Destanı’nda ırmaktan askerlerini geçiremeyen Oğuz Kağan’ın ulaşımı sağlayan Ordu Uluğ Bey’e Kıpçak Bey adını vermesi, Dede Korkut Destanı’nda Deli Dumrul’un köprü inşa edip geçenden de geçmeyende para alma hikâyesi destanlarda tespit edilen geçiş, yol vurgularıdır. Aynı zamanda göksel yolculuk yaptığına inanılan şamanın dünya ağacı üzerinden bir yol takip etmesi ve bunun belli bir çizgi üzerinde olması yolun hem destanlarda hem de dini öğelerde ulaşım boyutuyla, somut şekl

Kim Korkar Divan Edebiyatından?

Yazan: Didem Z. Havlioğlu Alt-Üst Dergisi / 2 Temmuz 2011 Bağlı bulunduğum üniversitenin bir projesi kapsamında, bir süredir liselerde divan edebiyatı dersleri veriyorum. Kafaları test çözmekten buharlaşmış bir grup pırıl pırıl gence, aşkın çeşitlemeleri ve görünenin altında yatan öteki gerçekleri anlatmanın çılgınlık olduğu düşünülebilir. Şipşakçı çözümleri öğrenip uygulamakta yarışa çıkarılan bu çocuklara bir an durmayı ve düşünmeyi, doğru cevap diye bir kavramın olmayabileceğini hatırlatmak şehrin en işlek caddesinde piknik yapmaya benzetilebilir. Üniversiteye hazırlanan bu çocukların, daha sonraki hayatlarına da damgasını vuracak bir tavır olarak, en son ihtiyaçları olan şey divan edebiyatı, hatta edebiyat gibi gereksiz bir zaman kaybıdır. Bunun nasıl bir şey olduğunu az çok biliyorum. Ben de bu ülkede lise okudum. Ben de anlamadığım her şey gibi divan edebiyatından korkardım. Bu durumda dersin adı “Kim Korkar Divan Edebiyatından?” olmalıydı. Bir ders saati içinde bu öğre

DİVAN ŞİİRİNDE MEŞHUR BEYİTLER

  VASFI MAHİR KOCATÜRK ÖNSÖZ Eski edebiyatımızda, bilhassa divan şiirinde, vecize cinsinden pek çok tanınmış beyitler ve mısralar vardır. Bunlardan bir kısmı Türk Ata sözlerinin nazm edilmişleridir; bir kısmı Kuran’dan, hadis’den ve İslâm kültürünün ana prensiplerinden alınan ilhamlarla meydana getirilmiştir ; bir kısmı da Türk şairlerinin şahsı duygu ve düşüncelerinin ifadesi olarak yazılmıştır. Bütün bunlar, Türk edebiyatının fikir cephesini, hayatî ve felsefî görüş tarafını; halleri ve hadiseleri tahlil değerini temsil ediyor. Bu itibarla çok değerli ve çeşitli bakımlardan manâlı olduklarından şüphe edilemez. İçlerinde öyleleri vardır ki, bütün millete mal olmuştur; yeni hadiseler karşısında hâlen, tekrarlanır ve uzun izahların, isbatların yerini tutar; ta’-riz, telmih, nükte ve espri vasıtası olarak kullanılır. Kültür hayatımızda, fikir yazılarımızda bu gibi meşhur sözlerin gerektiği yerde zikredilmesi eski bir gelenektir. Bundan dolayı duyulan ihtiyaçla bunlar zaman zam