Kayıtlar

Ah Şu Üçüncü

Resim
    Hep söylerim biz olmalıyız Aslında  her insanda  zaten biz Biri dünyanın gördüğü Diğeri içimizdeki sakladığımız gizlimiz Hangisi...daha sevimli olmalı İçteki tatlıysa Dışındaki uyumsuz ve ürkek Sanki kanun gibi  Hep gizli olanın gerçeğidir Tutkulu, heyecanlıdır nedense Ve hep saklarız onu Sakınırız her şeyden Bizimize vefasız kaldık Yaşatmalıydık… nefes aldırmalıydık Birazda o hükmetliydi  hayatımıza … Aslında, doğru olan bu...yapmalı İçi dışa vurmalıydık korkmadan Biraz da cesaretle İçin sesini duyurmalıydık…hiç olmazsa şarkılarda Yoksa hayat koca bir yalan Çekilir mi yıllarca Bizim değil mi Üzülmek için gelmedik ya bu hayata Minnacık bir gülücüğe hasret kalmak ne kötü Geriye bırakmak mı yılları... Acımasız bile bile Bizimle yaşamadan tat almadan Tatlı yaşatmalıydık içimizi de Söylemeliydik hakkını Sevdiğimizi Dünya ölümün değdiği yer değil mi Neyi sağlam bıraktı ki  Rüzgara takılan bir tüy kadar Vurulup gideceksek sessizli

Sen Benim Özümdesin

Resim
Sözün başında hayırlar dilemenin yetmediği, sevgi sözcüğünün dahi kifayetsiz kaldığı, cümlelerin tutuklaştığı bir anımda, içimden sana yazabildiğim kadar güzellikler temenni ederek kalemi elime aldım. Gün her zaman doğar da, bugün bir başka doğmuştu. Mektubun gelmiş gözlerim değil kalbim ruhum çoşmuştu. Sevgilim Zaman ve hayat içinde yandığımız bir ateş gibi, ikimizi tüketmeye çalışıyor. Benimki daha mı farklıydı, dersen, sen gelmeseydin, benim ki daha çabuk mu tükenecekti acaba diyorum. Cevabım hazır…evet hem de çok az kalmıştı…belki son nokta konmuş, sayfam kapanmış olacaktı. Vefâlım! Bütün günahlarımı toplayıp sana taşıdım. Affet beni diye…şefkatli yüreğin ve aşk nefesinle kara deliğe dönüşmeden sildin süpürdün hepsini. Öyle ki son raddeye gelmiş beni içine çekebilecekken. Sen dur dedin…olmaz dedin ve kaybolup gitti. Defalarca, kaybolmak istiyorum…dedim…sen hayır…kaybolmayacaksın ısrarınla bana hayat verdin. Geçmişim, ah benim zalim geçmişim, beni ne çok yıpratmışt

Sana Kalbin Kadar Uzağım

Resim
Âşık mısın? Kavuşmak mı istiyorsun? İllaki birleşmene gerek yok ki. Sadece sevmek de yeter insana. Sevdiği kadınlarla evlenemeyen onlarca adam gördüm. Yahut tersi Hepsi de aşklarını kâğıtlara döktüler Birbirine sevdalı iki kişi kavuşamayınca,     her ikisinin de kalbine bir hançer saplanırmış. Ben… Senden yardım istemeye geldim. Suskun olduğun vakitlerde bile seni çok iyi anlıyorum. Pek çok haris yeminler duydum. Nice duygu fırtınalarına şahit oldum. Ama siz, birbirine sevdalı iki âşık, büyük bir sükût içinde beklediniz… Karşılaşınca da sadece oturdunuz. Ve bu o kadar güzeldi ki… Hem âşık, sevdasını kendi elleriyle kâğıda dökerse maşuk daha da mutlu olur derler. Şiir mi yazmam gerekiyor? İyi de ben şiir yazmayı bilmiyorum ki. Sevdiğini hayal et. Kelimeler kendiliğinden dökülecektir. İşte… Sakın üzerimde yürümeye kalkma! Tane tane olmuş bir kumum ben. Gün doğmadan evvel uçup gideceğim ellerinden. Sakın anlamaya çalışma! Ben iptidai b

Her Şeyini Başkalarıyla Paylaşsan Da Özünü Hep Kendine Sakla

Resim
  Hayatını Yaşamak: On İki Tablodan Oluşan Bir Film (1962)…Vivre sa vie: Film en douze tableaux 80 dk Yönetmen:Jean-Luc Godard Senaryo:Marcel Sacotte, Jean-Luc Godard Ülke:Fransa   Tür:Dram Vizyon Tarihi:20 Eylül 1962 (Fransa) Dil:Fransızca Müzik:Michel Legrand Bütçe:$64,000 Çekim Yeri:Paris, Fransa   Nam-ı Diğer:Vivre Sa Vie | Vivre Sa Vie | My Life to Live Oyuncular Anna    Karina Sady R   Rebbot André    S. Labarthe Guylaine    Schlumberger Gérard Hoffman Tüm Kadro Özet Genç bir fahişenin kısa yaşamının hikâyesini bölüm bölüm anlatan Hayatını Yaşamak, Jean-Luc Godard’ın olgunluk dönemi başyapıtlarının ilkidir. En iyi eserlerinin çoğu gibi, bu film de alabildiğine analitik ve alabildiğine duyumsal olmasının yanı sıra, Contempt (1963) ve Pierrot le fou’nun (Çılgın Pierrot, 1965) renkli yaz manzaralarıyla tezat oluşturacak şekilde sade ve soğuk bir güzelliğe erişir. Vivre sa vie: Film en douze tableaux’nun başlıca referans noktaları, yönetmenle