Kayıtlar

Bir Âlimi Sevdin mi?

  Nakledildiğine göre kıyamet günü olunca Hakk Teâlâ bir kimseye hesap sorar.  Günahı sevabından ağır gelir. Hakk Teâlâ o kulun Cehenneme atılmasını ister ve Cebrâil (aleyhisselâm) a: — O kula sor. Hiç dünyâda bir âlimle bir yerde oturduğu var mıdır? Eğer oturduğu var ise affedeyim?  buyurur. Cebrâil (aleyhisselâm)  o kula sorar. O kul: — Oturduğum yoktur,  der. Hakk Teâlâ: — Dünyâda hiçbir âlimi sever mi idi?  buyurur. Cebrâil (aleyhisselâm)  sorar. O kul: — Yok,  der. Hakk Teâlâ: — Ey Cebrâil! Sor! Hiçbir âlimle yemek yediği var mıdır?  buyurur. Cebrâil (aleyhisselâm)  sorar. O kul: — Yok, der. Hakk Teâlâ hazretleri: — Ey Cebrâil! Sor, o kulumun adı hiçbir âlimin adına uygun mudur?  buyurur. Cebrâil (aleyhisselâm)  sorar ki, muvâfık değildir. Hakk Teâlâ hazretleri: — Ey Cebrâil! O kulu koy. Ben bilirim ki, o kulum, bir âlimi seven bir kimseyi severdi. Ben o âlim hürme­tine ona rahmet eyledim,  buyurur. Nakledildiğine göre kıyamet gününde Hakk Teâlâ meleklere: — Bugün mümin kullarımı

Veysel Döktü Dereye Ben Nereye

Resim
 Derdimi dökersem derin dereye Doldurur dereyi düz olur gider Irakipler geldi de girdi araya Korkarım yar benden yoz olur gider Ilgıt ılgıt yeller eser seherde Dost beni düşürdü onulmaz derde Yar ile buluşsak bir tenha yerde Duyar ırakipler söz olur gider Pervane ateşten sakınmaz câni Uğruna koymuşum başı bedeni Doldur tüfengini hedef et beni Yaram doksan dokuz,  yüz olur gider Veysel der çıkayım bir yüce dağa Ağaçlar bezenmiş yeşil yaprağa Zaman gelir tenim düşer toprağa Karışır toprağa toz olur gider Aşık Veysel

Kirkor Görsün Gözün

  ben onu çok sevdim ama o sevmede değil sevgi…karşılıklı öyleyken bu zıtlık neydi seveni çok olanın gidersen peşine veya sevmeyenin yüzün yüzün sürün birde kalbî hüzün… bir a deseydi…kitaplara düşerdi   sözün… a değil ki, o… hah… eklerdin… değil mi, bir a deseydi şiirler yazardın, üzüm sıklığında güğüm güğüm içmek için meyhaneye bırak… söze gidelim bulunsun gözyaşı … sevene hüzün sevgiliye … sözler düzün güzün gelecekmiş   gönlü büzün… su yok… kan yok, kırdılar odun olsun diye… güzün dedim ki… yetmez kış için ambarına düzün meğer sevgili üzmüş… sıra sizde… bari siz de üzün öz, söz bir olsun geceyi bekleyen gözün bir umutla… gündüzün körolmuş… ne hacet… görünseydi yüzün… diyor…geldim… görün o kirkor… göremez yüzün gitmişti… gündüzün İsmail Hakkı Altuntaş

MUSTAFA AYDIN

  Hazırlayan:  DEMET ALTAN 1.      HAYATI 1.      Doğumu ve Ailesi Mustafa Aydın, 30 Ocak 1963 yılında Kars ilinin Selim ilçesine bağlı Beyköy Köyünde dünyaya gelmiştir. “Aslımı sorana belge sunarım. Beyoğlu Beyköylü Mustafa Beyim. Ecdadımı yedi göbek sayarım. Beyoğlu Beyköylü Mustafa Beyim.” (156/1) Mustafa Aydın’ın babasının adı Ali, annesini adı ise Zeynep’tir. Bu çiftin altı tane çocuğu vardır. Mustafa Aydın bunların dördüncüsüdür. Kardeşlerinin isimleri şu şekildedir:Ablasının ismi Nadya’dır. (Mustafa Aydın, bu ismin orada yaşayan Ruslardan etkilenilerek konulduğunu düşünmektedir.) Fakat nüfus cüzdanındaki ismi Nadime olarak geçmektedir. Abilerinin ismi Arif ve Recep, kardeşlerinin ise Abdurrahman ve Salih’tir. Yaşadıkları bölgede, ilginç bir ad koyma geleneği vardır. Erzurum’un Horasan ilçesinde mutasavvıf olan Hacı Ahmet Baba adında birisi yaşamış. Hacı Ahmet Baba’nın oğullarından birisi köylerine geldiğinde, o sırada dünyaya gelen çocuğa gelen kişinin adı verili