Kayıtlar

Anne

“Anne, tüm çocukların dudağında ve kalbinde Tanrı'nın adıdır”  (The Crow) Not: Hastalandığımda "anne" diye zikrederim Allahı

Geceler Uykusuz

  Kendine gel de geceleri kalk, dâvaya kalkışanlardan arlanıp gizlenme... çünkü sende vahiy mumunun nurları var! çünkü Ey Peygamber, mum geceleri ayakta durur! Mesnevi, c. IV, b.1455-1456   gece yarısı derin bir rüya gördü. “Hayaller rüyası” “Onu ilan edeceksin” dediler içerisinde sonsuzluk, yolculuklar, rüya içinde rüyalar enfes ve korkunç karanlıklar gizemler, görecek gözler beklemekteler uyumak, sonra yeni bir uyanışla o zaman hiçbir şey bilmiyordu Hızır’ı görmüştü. bir elma vermişti. “hepsini yeyip bitiririm” dedi, “Hepsini ye” dedi. Güneş’in ışınlanması gibi bir muazzam   deniz oldu başka hiçbir şey göremedi. ağzı açıldı ve ışığa bütün deniz girdi içildikçe içildi kalmadı bir katresi   “Sen bizimle oldukça hiç gam yok! Bir adımda binlerce tuzak olsa, Her gece ten tuzağından ruhları kurtarmakta, tahtaları sökmektesin. Ruhlar, her gece bu kafesten kurtulurlar, ne kimsenin hâkimi, ne de mahkûmu olmayarak özgürlüğe ulaşırla

Yazma Arzum

Resim
    yazacağım.. arzum… her an soluksuz sana  deliyazıma dürtüme…heveskar aşk yakışmaz ama elimi yazmaz istiyorsun   istiyorum cenneti dünyada bir an olsun… çek elini yüzünden öteki tarafta belki bulamam seni mümkündür   nasıl birisin aklımı parçalayan… sanki bir arslan yerini yurdunu zamanı kara bahtımı   buluşup kavuşmaya sularsız yerleri tarif ediyorsun n’olurdu, hangi tapıda durduğunu bir bilseydik   kınanmakta… incelip tükenmekteyiz gizli işâretler gönlünden bize yol alsa da, kim anlayacak seni susuz boğuluyoruz   böyle olur mu güneş bile başımızda yok…ay nerede karanlığa bıraktın bizi bakmıyorsun   acımayı unuttun…kalbin ince değil mi yüzümüz sarardı diye…hasta sanma bak ayaklarımızın altına taşlar tutunmuş bırakmıyorlar   nereye gideceğiz ki bizi bizden daha iyi bildiğin halde güzelsin diyoruz teksin diyoruz hiç olmadı   Hakk için söyle nasıl bir sevgilisin batman yok doğman yok hep aynısın bize ise karanlık yakın… aydınlıkta nerden geliyor   hilede bilmiyoruz ki aldatalım terk

Asırlar

  yorgun bir günün ardından eline tutunan kadeh bahçede karganın sesi uykuya yol bulmak kâh orda… kâh burda farksız ama can azığı… bugün… eski şehir etrafında konuğumuz geldi…hasretimiz istediğin kadar göz yaşı   acılar geçti… duyduk ki…çabuk gidecekmişsin sevinelim…üzülelim mi bu gece yalnız sofrana kimler gelir tavandan düşen tozlar… asırlar ve sensizlik kaderi...ağlayan şehrin İsmail Hakkı Altuntaş

Cennetime...

Resim
Ben senin yüreğinden yüreğime , gönlümde damla damla cennet inşaa eden cümlelerini sevdim.  İçine bakamadığım ama içinde kaybolmayı istediğim gözlerini sevdim.  Sıcaklığını hiç hissedemediğim o yumuşacık beyaz ellerini sevdim.  Allah diye çarpan ancak sesini henüz dinleyemediğim kalbini sevdim.  Bedenimi tamamlayan ve sarıp sarmalayan ruhunu sevdim.  Sana susamayı, seni özlemeyi sevdim.  Seni beklemeyi ve düşlerde sana kavuşmayı sevdim.    Sana susmayı ve sustuğumda beni anlamanı sevdim.  Her saniye aklımda olmanı sevdim. Bana bunca güzellikleri yaşattığın için teşekkür ederim sevgilim.  İki cihandaki Sonsuz Cennet' im....  

Gerçekten ağla ve gül

Resim
  O kalbimde ağlıyor Paul Verlaine   Şehre hafifçe yağmur yağıyor (Arthur Rimbaud) Şehre yağmur yağarken kalbimde ağlıyor Kalbime nüfuz eden bu halsizlik nedir ? Ey yerde ve çatılarda yağmurun yumuşak sesi ! Sıkılmış bir yürek için, Ey yağmurun şarkısı! Sebepsiz yere ağlamaz, bu mide bulandırıcı yürekte. Ne! ihanet yok mu? ... Bu yas sebepsizdir. Gerçekten en kötü acıdır Neden bilmemek Sevgisiz ve nefret olmadan Kalbim çok acı çekiyor! Paul Verlaine Sözsüz Romantikler (1874)

Hayal mi? Neden olmasın...

Resim
Ilık bir yaz akşamı... Lacivert geceyi aydınlatan dolunay, havada; bahçenin çitlerini kucaklamış hanımelinin huzur veren kokusu. Yemyeşil çimler ve rengârenk güllerle çevrili şirin bir bahçe ve köşedeki dut ağacının yanında sarmaşık güllerle kaplanmış, ahşaptan bir çardak. İçi yumuşacık bir kanape ve önünde minik bir masa ile sade döşenmiş. Bir kenarda yeni demlenmiş çayın semaverden tüten buharı. Masada hazırlanmış çay bardakları, yanında fırından yeni çıkmış dumanı üstünde kurabiyeler. Etrafta ağustos böceklerinin serenadı ile bütünleşmiş huzur veren ılık bir meltem esintisi. Evet... Bu huzurlu ortamı tamamlayabilecek en önemli ve tek varlık... Kıymetli gizli hazinem. Sevdiğim...   Kalbimin ve ruhumun diğer yarısı, beni anlayan, seven ve değer veren, yolumun ışığı, derdimin ortağı, hayatımın rengi, gücümün sırrı, yüzümdeki tebessüm, gözbebeğim, kıyamadığım, kıskandığım, hem derdim hem dermanım, hüznüm ve neşem, nefesim, sevgilim, eşim, yolum, yoldaşım, iki cihandaki tek ve

Aşkına Kul Olmuş Biri

Resim
Sevdalı Yağmurum… Her günden farklı olarak güneş gibi doğdun. Ve sesinle süslenmiş şarkılarını dinleyerek, içimin alevlerine göz yaşları döktüm. İçim ferahlar belki. Kuru pınardan akan su azdır ama, sonuçta dökülüyor. Görmüşüm seni, sevmişim seni. Herkes görüyor ama kimse benim gibi seni göremezler, diyorum. İnan ki, gölgelerden, yıllarımın hatasını saymaktan usandım ışığına çok ihtiyacım var. Kendimle yalnız kalmak ve gözlerimi kapatıp seni sürekli dinlenmek istiyorum. Çünkü sensizliğin zamanı, bana çok uzun geliyor. Gurbet elde beni görmüyordun, ben ise tapar gibi seni seviyordum. Ah gizlim saklım diye. Sonuçta tükendim. Öyle ki, hayatımda tek güç ve umut ışığı kalmadı. Ve şu an ruhum kırılsa, canımın pahasına, daha sensiz yaşayamam. Bir dileğim, var olmaz mı? İçine alıp gideceğin sonsuza beni de götürsen…seninle beraber, çıplak aşkımıza tutunsak, onun sarhoşluğu içinde biz bize olsak. Olmaz mı? Nurlu kalbim. Sensizlik dayanılması zor bir hal. Her an seninleydim ve gö

Yolum, Yoldaşım Sen...

Resim
                         "Sadece niyet edin ve yolunuza devam edin. Kader niyete aşıktır. Çektiğiniz zahmet bir gün gelir rahmet olur"   Şems-i Tebrizi... Sevdiğim...      İki cihandaki servetim...                     Sonsuz cennetim... Bazen öyle bir insanla kesişiyor ki yolun, ömrünün yarısını onsuz geçirdiğin için kahroluyorsun.  Gönül kendine benzeyen gönüle akıyor. Bu hayatta önemli diye bildiğin her ne varsa alt üst ediyor. Öyle bir insan çıkıyor ki karşına,  senin önündeki tüm sıkıntıları süpürüp, temizliyor. Yoluna ışık, gönlüne huzur oluveriyor. Yüreği kendisine benzeyeni bulmak büyük nimet... Seni bulmuşum, bu gönül senden vazgeçer mi? Sevdiceğim... Aşk gizli bir sır, kaderdeki sır ondan da karışık. Bu sırrı aşmak mümkün değilken, bize düşen sadece razı olmak... Ne güzel demiş, Mevlana Hazretleri; "Önemli olan seni tamamlayacak ruhu bulmandır. Her peygamberin verdiği öğüt aynıdır; sana ayna olacak insanı bul"... Sırlarla dolu, gizli aynam. Sana ne zaman b

Parlak Güneşim

  PARLAQ QUYAŞ “Sen sən mening bəharim, ey sevgili nigarim Kelgil kə həddən âşti yolungə intizarim Yəngi bəhar keldi güllər kulup âçıldi Sen həm kulup âçılgil güldek çirayli yarim Hicring yürəkni ezdi köz yaşimi aqızdi Tartəy desəm men endi cəvringni yoq mədarim Dunaydə həmdəmim sen, həmraz-u məhrəmim sen Kel kim el içrə sensiz salb öldu itibarim Oyum qəranğu böldu könglum ğəm ilə töldu Ey parlaq quyaşim yaruğlə şa’m-i tarim Cəsmimdə ta ki can bar, ta reg-rəgimdə qan bar İ’şqing yəşəydi mengu qəlbimdə şahsuarim”   PARLAK GÜNEŞ Sensin benim baharım, ey sevgili nigarım Gel ki sınırdan geçti yoluna intizarım Yenibahar geldi güller gülüp açıldı Sen de gülüp açıl, gül gibisin güzel yârm Ayrılığın kalbimi ezdi gözyaşımı akıttı Çekeyim desem ben şimdi zulmünü, yok hâlim Dünyada dostumsun, sırdaş ve mahremimsin Gel ki halk içinde sensiz kayboldu itibarım Evim karanlık oldu kalbim kaygı ile doldu Ey parlak güneşim aydınlat ipli mumum Vücudumda c

Sevgi... Günüm Bitmiyor

  Günüm Bitmiyor Hasretinde kalan günüm bitmiyor Görmedikçe özlemler gitmiyor Gel kal yanımda sabrım kalmıyor Bu özlemler sevgiye yetmiyor Öyle bir sevdim ki sevgim sırını Göğsümdeki çarpınan kalp bilmiyor Umudum Sıcak ellerini tutmak Başka şey üzüntüme çare olmuyor Seninle bir ömür geçse bilmiyorum Sensiz bir an vaktim güzel geçmiyor Bu dünya sen ile yaşıyor sevgilim “Sultan” senden başkasını beklemiyor Hankeldi Fehime Sultan (1994-…) SEVGİ Yürek kendi sırını açtı Göz ile Gözler yüreğe dil oldu Söz ile O zaman, ben seni sevdim. Sevgilim! Sevgi ışığın yağmuru Hayaller sokağında Ellerin elimde Gidiyoruz sonsuz yola Bu yol oldukça uzun Bu yol epeyce korkunç Yalnız gitmek mümkün değil Millet ne söylerse fark etmez Yolumuzu devam edelim. Hankeldi Fehime Sultan (1994-…)

Sonsuzluğum

Resim
Ey sonsuzluğun sahibi olan Rabbim…!  Arşına yakışır bir sevda ile mühürle yüreğimizi…

Özlemin sana yaptıklarından korkma

Resim
 كلمات الإلقاء : للشاعر محمد بن عفيف الدين التلمساني لا تخف ما فعلت بك الأشواق واشرح هواك فكلنا عشاق فعسى يعينك من شكوت له الهوى في حمله فالعاشقون رفاق لا تجزعن فلست أول مغرم فتكت به الوجنات والأحداق واصبر على هجر الحبيب فربما حان الوصال وللهوى أخلاق كم ليلة أسهرت أحداقي بها ملقى وللأحداق بي أحداق يارب قد بعد الذين أحبهم عني وقد ألف الرفاق فراق عرب رأيت أصح ميثاق لهم أفلا يصح لديهم ميثاق ؟ وعلى النياق وفي الأكلة معرض فيه نفار دائم ونفاق ما ناء الا حاربت اردافه خصرا عليه من العيون نطاق ترنو العيون اليه في إطراقه فإذا رنت فلكلها إطراق

Mahbub-i Hûda

  Kimi sözcüklerin sayı değerleri, o sözcüklerin simgesi olmuş ya da sözcük yerine kullanılmıştır. Örneğin “Muhammed” adının sayı değeri olan 92, Hz. Muhammed salla'llâhü aleyhi ve sellemi anlatmıştır. Ve sayı değerleri eşit olan sözcükler arasında ilgiler düşünülerek beyitler yazılmıştır   “Aman lâfzı senin ism-i şerifinle müsavidir Anın çün âşıkın zikri amandır yâ Resûlallah.   Beyitteki “aman” امان sözcüğünün sayı değeri 92 dir; Peygamberimize salla'llâhü aleyhi ve selleme ad olan Muhammed محمد sözcüğünün sayı değeri de 92 dir.   Mevlevi مولوى sözcüğü de 92 olduğu için, bu beytin, Mevlevîler arasında daha çok bilinir olduğu görülmüştür.   Yurdumuzun güney bölgelerinde “ellisekiz” sözü ve rakamı büyük aşağılama sayılır. Okullarda öğrenciler bu numarayı almak istemezler. Değiştirilmesi için ana-babaların okul müdürüne dilekte bulunmaya geldikleri işitilmiştir. 58 in bu kötü niteliği mahbub   محبوب   sözcüğünün ve buna eş anlamda kullanılan daha yaygın diğ

Eşi Yoktur Bir Tanem Her Yerde Aradım

Resim
Ömrümce hep adım adım Her yerde seni aradım Ömrümce hep adım adım Her yerde seni aradım Ben kalbimden başka yerde İnan seni bulamadım Ben kalbimden başka yerde İnan seni bulamadım Ben kalbimden başka yerde İnan seni bulamadım Kenarlarda, köşelerde Kadehlerde, şişelerde... Kenarlarda, köşelerde Kadehlerde, şişelerde... Ben kalbimden başka yerde İnan seni bulamadım Ben kalbimden başka yerde İnan seni bulamadım Eşi yoktur bana bir sevgili vermiş ki felek. Civelektir, civelektir, civelektir, ah civelek. Yüzü sümbül gibi, şen sözleri bal, ağzı çilek. Civelektir, civelektir, civelektir, ah civelek. Ona meftun deli rüzgâr, tarıyor saçlarını. Kıskanırsam da çatarsın bana ay kaşlarını. Bugünümden daha kıvrak, daha coşkun yarını. Düşeş attım, boşa gönderdim, hayatın zarını. Bestekar: Melâhat Pars Guftekar: Hikmet Münir Ebcioğlu Makam: Muhayyer Form: Şarkı Usul: Aksak

Kabul eder misin?

Resim
Bulutların beyazlığını ellerine, yıldızların parlaklığını gözlerine, sevgilerin en güzelini o güzel kalbine bağışlıyorum. Yasaksın! Gizli saklımsın! İmkansızımsın! Ama olsun bu benim sana hediye vermeme engel degil ki... Utanmıyorum! Korkmuyorum! Bak! Sana kendimce sevdamı hediye ediyorum. Kabul eder misin? İsmail Hakkı Altuntaş

Ömrüm.... Hem Aşkına Hem dostluğuna...

Resim

Bir aşk buldum ki...

Resim

Teksin... Kahramanım...

Resim
Yüreğim, kaynayan sızım! Yine geldin.  Heyhat, neler görüyorum? Kalp aynama ilâhi hayalin değmiş.  Bütün güzelliklerin özünü sermiş ve işte bu...  Yeryüzünde senin gibi bir ikinci daha bulunur mu? Seninle dolup dolup taşmaktayım… Haset, kin, nefret, hıyanet yıldırımları beni yere sermeden, kurtar peşinden sürükle beni… Gelirim. Birde kanatlarını versen… Ele gelmez çılgın sevgimle, maceraperest gibi, aşk serüvenine çıksam, dünyana  uçsam… tapınağına gelsem. Al beni kanatlarına uçur. Dolaşalım binlerce alemi, açılan her pencereden izleyelim, geçmişi, geleceği...  Sevgimize göz koyanlardan bizi uzaklaştır, koru... Kanatların altında daima güvendeyim. Zarar verenleri hapset kendi zindanlarına, ulaşamasınlar...Ulaşamazlar da... Ateşin beni yakmaz, bilirim...  Besler bedenimi ve ruhumu. Heybetli, vakur ve güçlü yeşil ejderham... Sen, benim kahramanım, her alemde koruyucum...  Ey ruhumun parçası! Seni,  hakkın kadar sevebilir miyim? Yine de bu ümitsizliklerim mayalanıp derin uçurumlardan geli

Öyle işte...

Resim
Uzaktan seviyorum seni.. Öyle ayları, yılları gözetmeden. Saatleri, dakikaları saymadan. Zamana takılmadan... Neredesin, kiminlesin, kiminsin, Ne yersin, ne içersin, Neyi seversin düşünmeden... Ne öncesi, ne sonrası, Ötesini, berisini sormadan... Bıkmadan, bıktırmadan... Yüreğimin saflığı, şeffaflığıyla, Bazen ağırbaşlı biraz da şımarık, Biraz nazlı, bazen olgun biri gibi... Aşkların en güzeliyle, Kimselere vermeden, Sadece benimsin gibi... Yüreklice, belki de korkarak, Hesapsızca, Sınırsızca, Bildiğimce, Belki cahilce, Umutla, Umutsuzca, Hemen simdi veya sonsuzca, Tutkulu... Bazen de sakince, Belki biraz da çocukça, Yani kendimce, Seviyorum işte... Öyle... Öylece seviyorum...