Kayıtlar

Uyanık Olanlar

  Hz. Mevlana Putların anası, bir put olan nefsimizdir. Çünkü put yılandır, nefis putuysa ejderha. Put kırmak kolaydır, hem de çok kolay, fakat nefsi kırıp geçirmeyi kolay görmek cehalettir. * Her ağlamanın sonu gülmektir; sonu gören mutlu olur. Nerede akarsu varsa, orada yeşillik vardır. Nerede akan gözyaşı varsa, oraya rahmet gelir. * Sen dilersen ateş, tatlı su olur; dilemezsen su da ateş kesilir. * Bir lokmadan haset doğarsa, bilgisizlik ve gaflet meydana gelirse, o lokmayı haram bil. * Sevgi, acılan tatlılaştırır. Çünkü sevgilerin temeli, insanı doğru yola götürmektir. * Dilden, ağızdan ansızın çıkan sözü yaydan fırlamış bir ok diye bil. O ok, bir daha geri dönmez. * Ey dil! Hem sonsuz bir hazinesin sen, hem de dermanı bulunmaz bir dertsin. * Dostum, âşıkların hayatı ölümdedir. Gönül vermedikçe gönlü bulamazsın sen. * Yarasa güneşten gizlenir, perde ardına girerse, güneşin hayalinden gizlenmiş değildir. Korku ona bir hayal verir. İşte o hayal onu

Güneşe Karşı Gölgenin Ne Değeri Olabilir ki?

  Hz. Mevlana Onun ağlayışı da kendinden değildir, gülüşü de, sözü de. Bunlar ancak Tanrı'nın âdetidir. * Mademki vefan yok, söyleme. Çünkü sözün çoğu, biz'lik, ben'lik davasıdır. * Biz bu ambarda buğday biriktirmede, toplanan buğdayı yine kaybetmedeyiz. Biz bu vahşi mahlûklar topluluğu, düşünmüyoruz ki buğdayın noksanlaşması farenin hilesindendir. Fare, ambarımızı deldikçe, hilesinden ambar harap olmuştur. Ey can, önce farenin şerrini defet, sonra buğday biriktirmeye çabala! * Sevgiliden uzakkalan kişi buluşma zamanını bekler durur. * Edepsiz, yalnız kendine kötülük etmez; bütün çevreye ateş salar. *  Bu dünya bir dağdır, yaptıklarımızsa ses. Ses yankılanır, gene bize döner gelir. * Bir yere on tane mum getirseler, görünüşte hepsi farklıdır. Fakat ışıklarına yüz çevirdin mi, hiç şüphe yok ki birinin ışığı, öbüründen ayırt edilemez. Dostun dostlarla birleşmesi hoştur; sen mana eteğini tut; görünüş inatçıdır. İnatçı görünüşü eziyetlerle erit de onun

Biz Güzeliz, Sen de Güzelleş

  Hz. Mevlana Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini. Bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil... Bir katre olma, kendini deniz haline getir. Mademki denizi özlüyorsun, katreliği yok et gitsin... Beri gel, beri! Daha da beri! Niceye şu yol vuruculuk? Mademki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik... * Bir mertebedir ki o, her nefeste gözsüz görür, elsiz tutar orada insan. * Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız. Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir... * Can sana döküldü, seninle birleşti. Candan senin kokunu duymadayım diye okşarım onu. *  Ben hem hamım, hem kavrulmuş. Hem gülmedeyim, hem ağlıyorum. Alemi de hayretlere salmışım. Kendim de hayretteyim. Vuslat içinde ayrılığa düşmüşüm ben... Yüceliğinden göklere bile sığmıyorsun, Nasıl oldu da sığdın şu gizli gönlüme? Dalda yaprak titriyor. Bedenimde gönlüm. Dalın titreyişi rüzgârdan. Gönlümün titreyişiyse o güzelin yüzünden. ♦ Susmak, bal şerbeti içmekten