Kayıtlar

Hakikattir Bu Sözlerim

Resim
  Bir mendil aldım dereden Yolum geçmez yar buradan Binbir derdim var yaradan Güzel seni çok özledim Üç ay oldu yol gözlerim Hakikattir bu sözlerim Bahar çiçek açar dalda Ömür geçer hep bu yolda Benim gönlüm değil malda Güzel seni çok özlerim Üç ay oldu yol gözlerim Hakikattir bu sözlerim Selam gelir mektup ile Mektup değil bu bir sille Severisen beni dinle Güzel seni çok özlerim Üç ay oldu yol gözlerim Hakikattir bu sözlerim

Ah Senin Eşgin

Resim
 Senin eşkin beni düşürdü dile Ne çe aşık olur bülbüller güle Senin eşkin beni düşürdü dile Ne çe aşık olur bülbüller güle Hasret çektim, gönül verdim, seni sevdim ben Hasret çektim, gönül verdim, seni sevdim. Böyle bir güzele, eşkimi tezele Şiire gazele gönül verdim şiire gazele Böyle bir güzele, eşkimi tezele Şiire gazele könül verdim şiire gazele Eğer menden ayrı, gezip dolansan Menim bu eşkime bigane kalsan Eger menden ayrı, gezip dolansan Menim bu eşkime bigane kalsa Alışaram, od tutaram . Hem yanaram Bunu da bilmirem sensiz men gülmerem Gönlümü vermerem heç kimse men gönlümü vermerem   Böyle bir güzele, eşkimi tezele Şiire gazele gönül verdim şiire gazele bir mavi kuş var yüreğimde çıkmaya can atan ama ben ondan güçlüyüm, kal, diyorum ona, kimsenin seni görmesine izin veremem. bir mavi kuş var yüreğimde çıkmaya can atan ama viski döküyorum üstüne sigara dumanına boğuyorum, fahişeler, barmenler ve bakkal çırakları hiçbir zaman bilmiyorlar onun orada olduğunu. bir mavi kuş var yüre

MeCnûn GiBiyim

Resim
  Seni görmek ister her an gözlerim Seni görmek ister her an gözlerim Sevdiğini görmeyen gözü neyleyim Sevdiğini görmeyen gözü neyleyim Dermansız kalsa da ah Senin yolunda Sevdiğini uyutmayan dizi neyleyim Sevdiğini uyutmayan dizi neyleyim Bir görseydim seni dünya gözüyle Perişanım Çaresizim Allah'ım dert bitmiyor Alev alev bir yangın, ah Kalbimde aşkın Ağlıyorum, ağlıyorum, sönmek bilmiyor Ağlıyorum, ağlıyorum, sönmek bilmiyor Ben de aşktan boynu bükük biriyim Ben de aşktan boynu bükük biriyim Kim bilir kaç sevdadan boş döndü ellerim Kim bilir kaç sevdadan boş döndü ellerim Beklemek kalbimde aah bitmeyen çile Ne gelen var ne giden var mecnun gibiyim Ne gelen var ne giden var mecnun gibiyim Ne gelen var ne giden var mecnun gibiyim

Tuzum Karamı

" Tuz güzelim, fazla olmasan" anlarım… geçse varlığını bilirim arayan bendim, yıkılmış  idi sormadın yolum… yokuş çıkan selim seni neden buldu silgilerin geçmez azim kararlarınla beyaz olsun sadelikle dediğin sayfada oldu mu beklediğin… beyazlar… ayrılıkla dönüşün olmaz trendin… adetin bittiği yer gereksiz sonlar arasında dönmen için sert olmasa da…bir hiç sesi derinden duymalı kıyıları… bitirmeden seyretmeli ufuklar var…umutlar devrik… selvilerde dökülen yıllık toz… çıkılmaz ağaçlarında dikliğin eğilen söğüt kadar bir suya baş eğseydin kurumaz denen ağaçlara tepesinden bir ah kuşu değdi mi, yıkılır köküne eğer değerse zehirler… göz suyu  akrep gibi çürümek değilse kader dönüp bakmaya… hiç olmadı mı …sana öğretenin… dönen geç olmaz, peşinden gelir kaval suyu içmeye gelen koyunlar …yalnızlar çoban ateş düştü üstüne… yakacak kadar bulmayınca… seni de yakmaz mı sayılarda yüzler bizi bulur, vazgeçemeyişin birinden ikilik sende birden olsaydı ah ikiler… defterinde olmayan ikiler l

Ocak Yansın'mış

  Beyaz sahrada garibim, imsiz ağacım kış mı geldi sana, çıplaklığın yetmemiş titreyişin  bile donmuş, sesini dahi çıkmadan dallarını kıran o vahşet incineceğini bile bile narin umutlarını budamaya mı çalışıyor Hani , meleklerin gelirdi gülünü vermek için -tut elimizle İncinmesin diye el-üstünden derlerdi. neydi hepsi -olacak o kadar kırdılar mı vura vura üzerinde  korkular -ocak yansın'mış bitkin ve kırılmaktan, dondu uykusuz gözlerim yerine  içim ağlıyor, yenilenmiş yıllar ve acılar, başa bir daha dönmek mi değil, ta başında  ezilmeliydi  İsmail Hakkı Altuntaş

N olur...

Resim
    kapı eşiğinin toprağından olmayan testideki şarap zehr olur canan kadehiyle içmeyenin ağlaması kan olur   neşelenirken ayrılık demişsin gamın yüreğe oturmakta önüne ön olmayanın doğuşu bilinmeyenin  batışı mı olur   ressam hüneri yok güzelliğinde perişan bırakma garibiz susamış kurnalar denizler aksa kanmaz olur   daha ne yapsınlar… niyazdan başka kullarındır hiçbir şeyden haberi olmayanlar senden nasıl haberdâr olur   ne hoştu gün geçirmek kafalar  gözler  sarhoşlukta deliler gibi hayâline el çırpıyoruz böyle şeyler niçin olur   izsize izler nedir ki bizlere düştün dillerimiz yok seslerimiz de aktı gözlerden sersem seller buz gönüllere bir su olur   düşmüşlerin karanlığına ay'sın  karanlık gecede susuşta yüzlerce dilin var neden bize lâl olur eriştiğimiz güzelliğin buğulu şahı tanrının hediyesi meleğim seninle bir ışık bulduk gitme sen… biraz acı n’olur İsmail Hakkı Altuntaş

Sus

Resim
  tanrısı sus derse bir insana… konuşabilir mi susmalıydı… kendine susulmuş olana… konuşmayalım denilene… durulmuş sular gibi ama kokmadan bekleyene… duyacak kulağa kurşun akıtmalı sessiz kalsın… susmazsa gönlüne bir hançer vursun istenmiyorsa dualar etmesin… kime tanrı erine dua edilir mi…kullarıyken har düşüne gül dermeli… kan boğaza gelmiş, boğulmuşa susmuş demeli ikram isterse can vermeli…değerliyse pul kadar sus oldur…susturan oldurmalı.. geceler sabaha kadar… beklemeli ve ağlarken…istemiyorum seni sus diyeni tanrı susturdu ağlamak sızlanmak   yasak… bir daha gelme denilmemiş ama ölseydi daha iyiydi… n’olur ki… İsmail Hakkı Altuntaş

Sevgili İle Aramızda Söylenecek Söz Kalmadı

Resim
  "Hallac Divânı"ndan  لَم يَبقَ بَيني وَبَينَ الحَقِّ تِبياني وَلا دَليلٌ بِآياتٍ وَبُرهانِ هَذا تَجلي طُلوعِ الحَقِّ نائِرَةٌ قَد أَزهَرَت في تَلاليها بِسُلطانِ لا يَعرِفُ الحَقَّ إِلّا مَن يَعرِّفُهُ لا يَرِفُ القِدَمِيَّ المُحدَثُ الفاني لا يُستَدَلُّ عَلى الباري بِصَنعَتِهِ رَأَيتُم حَدَثاً يَنبي عَن أَزمانِ كانَ الدَليلُ لَهُ مِنهُ إِلَيهِ بِهِ من شاهد الحَقّ في تَنزيلِ فُرقانِ كانَ الدَليلُ لَهُ مِنهُ إِلَيهِ لَهُ حَقّاً وَجَدناهُ بِل عِلماً بِتِبيانِ هَذا وُجودي وَتَصريحي وَمُعتَقَدي هَذا تَوَحُّدُ تَوحيدي وَإيماني هَذى عِبارَةُ أَهلِ الأَنفِرادِ بِهِ ذَوي المَعارِفِ في سِرٍّ وَإِعلانِ هَذا وُجودُ وُجودِ الواجِدينَ لَهُ بَني التَجانُسِ أَصحابي وَخُلّاني Farsça ميان من وحق هيچ سخن آشكارى باقى نماند و دليل و برهان و آيات به كار نيايد اين تجلى پرتو فروزان حق است چون در درخشش آن تاج شاهى شكوفا شده است حق را نشناخت مگر آنكس كه حق او را بشناند حادث فانى، قديم را نشناسد دربارهٔ آفرينش بارى متعال هيچ دليلى نمى خواهد شما حا

Candan Canana

Resim
  Her şeyi sevmek  Sana nefsimle kul olmak İçimde yeri doldurulmaz bir tat Kader…kader değil ki Şansızlık bu bendeki Nelerdi…neler hayâl ederken Tek söyleyebildiğim Seni çok seviyorum demekti Can canan Senden kopabilir mi... Yüzüme hiç bakmasa Silip atmış gibi Söylersin Davul sesi uzaktan hoş gelir Kızdığında binlerce bela da okuverirsin İnatla sevdiğimi de bilir Bir bırakıverseydi derdin Bana mı… vazgeçmek mi Düşünmek dahi    aklıma  gelmez Anlatmadığım bu duygumu Boş veremedim ki  Hem  can hem candan   Geçmeyen sonsuz yaram İstemem artık İyileşmesin   Kolay değil İçten içime dökülen kan Arkını  bulmasa Neden çağlasın Seni hep aradı...sordu Diller döktü yıllarca Nasıl bitmez bu şüphelerin Bir çözebilseydim Bilirim ki  Bütün sözler sana dönecek Günüm, güneşim, herşeyim   Bana bir kez bir karanlık olsaydın  Gölgelerde Yüz göz olurduk Ah... Hangi taşı kıskanmayayım Hangi kıyıyı hangi ağacı Onlara bağışladığın y

Canım Cânânım

Resim
  Bilirmisin hâlim nedir sultânım Aklım yok başımda kalmışım yarım Divâne gezerim bu benim kârım Ben aşka âşığım canım cânânım Gün geçtikçe artar ateşim nârım Yandıkça yanarım tüter dumanım Kârım efkârım zârım efkârım Vârım efkârım ah yârim efkârım Geleceksin diye gönlüm aralı Hangi güzel gelse olmam oralı Yüce sarp dağların nazlı maralı Bir selâm göndersen gitmem yaralı Umurumda değil dünyanın malı Gönlümün sultânı sevdânın adı Kârım efkârım zârım efkârım Vârım efkârım yârim efkârım

Can Parçam Tut Ellerimi

Resim
Kalemin günahı yok söz bittiyse Çıksın yerinden göz değdiyse Yaşanıyormuş nefessiz, yanıyorum ben ateşsiz Dualarım dilsiz Allah'a yaşatmasın sensiz Can parçam tut ellerimi Sakın bırakma ölene kadar Sınıyor Hak belli ki bizi Beraber uyuturuz derdimizi Ah be gül goncam gel gir canıma Sakın çıkma "geçti" diyene kadar Bak gör önümüzdeki bahar Unutmuş olacağız bu günleri Ömrümün devamı yok sen gidersen O son günüm olsun sensiz gülersem Yaşanıyormuş nefessiz, yanıyorum ben ateşsiz Dualarım dilsiz Allah'a yaşatmasın sensiz Can parçam tut ellerimi Sakın bırakma ölene kadar Sınıyor Hak belli ki bizi Beraber uyuturuz derdimizi Ah be gül goncam gel gir canıma Sakın çıkma…

Ruhumun Gezdiği Diyarlar

Resim
   Babakale'ye doğru giderken yolumuz Ezine, Tavaklı, Kösedere derken Gülpınar'dan geçiyor. Gülpınar, tarihi M.Ö. 2. YY dayanan Apollon Smintheion Kutsal Alanı'na da ev sahipliği yapan ve   Babakale... Gülpınar'ın içinde, Kocaköy ve Babakale Köyü yol ayrımında, Gülpınar Çok Programlı Anadolu Lisesi bulunuyor.  Hemen lisenin önünde gösterişten uzak ama çok anlamlı bir durak gözümüze çarpıyor; OĞUZ ATAY DURAĞI... Lisenin öğrencileri ve değerli öğretmenleri, durağın her yerine 1977 yılında genç yaşında vefat eden oyun yazarı Oğuz Atay'ın hayatı hakkında bilgiler, eserlerinden replikler yazmışlar. Durakta geçen zamanı bir eğitim fırsatına dönüştürme gayretinden ötürü Gülpınar Çok Programlı Anadolu Lisesi öğrenci ve öğretmenlerini kutluyoruz. Bu durak açık ara bizim en çok sevdiğimiz durak oldu. ''Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler. Ağzına dolar insanın. Sussan acıtır, konuşsan kanatır.''  Oğuz Atay