Kayıtlar

Tanrı ve Kusursuz İnsan Birdir, çünkü Varlık Birdir

  Allah, insanı halifelik tahtına yerleştirdi ve onu İlahi Vasfın ve Rab'bin Mabedinin suretinin bir aynası kıldı.   Sonra kendi asli suretini bütün insan suretlerinin ilksel zemini ve malzemesi yaptı. … Kısacası, herkesin sevgilisi, Ayrı-Tecellinin ve Ayrı-Görüntünün Mükemmelliğidir, bunun bir sonucu olarak, Kusursuz İnsan, Varlık'ta içkin olan her ontolojik mükemmelliğin tam yayılımını kucaklayan bir ayna olur. Ve Kâmil'in sevgilisi de, kendisinden başka bir şey olmayan bu kemaldir. Ama aynı zamanda Varlık'tan başka bir şey değildir, çünkü Varlık Birdir ve bu konumda tüm çokluk Birlik'e yeniden entegre edilmiştir. Her durumda Sevgili, Tanrı'nın mükemmelliğidir, daha doğrusu Tanrı'nın Kendisidir, çünkü O'nun mükemmelliği O'nun Tek Varlığından başka bir şey değildir. Çember Kendi üzerine kapanmıştır, Birlik gerçekleştirilmiştir, ama şimdi Varlığın mükemmelliklerinin Dış Tezahürde topyekûn konuşlandırılması çerçevesindedir. Tanrı hem Sevgidir

SadrüdDin Muhammed Konevi Hazretleri­nin Vasiyeti

Resim
  Rahman ve rahim olan Allah (celle celalühü) m adıyla. Allahü Tealâ'nın rahmet, hoşnutluk özel af, lutuf ve mağfiretine muhtaç olan ve bu vasiyeti yazan kulu Ali oğlu Yusuf oğlu Muhammed oğlu İshak oğlu Muhammed, yanında bulun­sun bulunması, bu vasiyete vakıf olan müminleri kendisine şahit tutarak tasdik ve itiraf ederki; şüphesiz Allah(celle celalühü) tealâ birdir. Zatında, sıfat ve fiillerinde tektir. Herkes O'na muhtaçtır.. O, kimseye muhtaç değildir. Doğurmamış ve doğmamıştır. Hiç kimse O'na denk değildir. Yine Allah (celle celalühü) tealâ'nın kendi lutuf ve iyiliğinden seçip temizlediği, saflığa erdirdiği, bazıların peygamberi­miz Hz.Muhammed (salla’llâhü aleyhi ve sellem) de olduğu gibi "Allah, O'na, ailesine, kendisine tabi olanlara salât ve selâm olsun." Umumî olarak bütün yaratıklarına, diğer peygamberlerinde olduğu gibi bazılarında hususî olarak bazı kabile ve toplu­luklara göderdiği doğru ve gerçektir. Ben, yine yakînen inanıyorum ki cennet ve

BÜYÜK İSLAM ALİMİ ve MUTASAVVIF ŞEYH SADRÜDDÎN MUHAMMED el-KONEVÎ (kuddise sırruhu)

Resim
  Yazan: Dr. Ahmet Şeref CER AN   ÖNSÖZ Hamd, alemlerin rabbi olan yüce Allah'a (celle celalühü) salat ve sel­am, O'nun sevgili Rasülü Hz. Peygamberimiz Muhammed Mus­tafa (salla'llâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz'e, O'nun A'l ve Ashabına olsun. Tasavvuf, ölmeden Önce nefsinin luzumsuz arzularını öldürerek, Allah (celle celalühü) ve Rasülü Hz. Peygamber (salla’llâhü aleyhi ve sellem) Efen­dimizin tertemiz ve örnek ahlâkıyla ahlâklanarak, dünya ve ahiret saadetine erişen mübarek insanların nurlu yoludur. Bu yola baş koyan mürşitlere "mutasavvıf" denir. Bu yüce zatlar, Hz. Pey­gamber (salla’llâhü aleyhi ve sellem) in ve onun ilim meclislerinden feyiz alan ’Ashab-ı Suffe'nin" temsilcileridir. Hz. Ebu Bekir ( radiya'llâhü anh) dan itbaren Anadolu, İslâm mücahid, gazi ve dervişlerine mübârek bir mekân olmuştur. XIII. Asır Anadolu Selçuklu Türkiyesinde bu inanç uğruna bu yolu devam ettiren ulu şahsiyetler arasında Şeyh Mecdüd- Din İ