Kayıtlar

Dervişlerin reisi ve gizli hazinenin efendisi, mükemmel bir adam...

  Pek çok ülke, Molla Nasreddin'in kendi ülkesinin yerlisi olduğunu iddia ediyor, ancak çok azı, mezarını sergilediği ve herkesin giyinip ünlü şakaları yaptığı, sözde yer olan Eskişehir’de her yıl düzenlenen Nasreddin festivaline ev sahipliği yaptığı Türkiye'ye kadar gitti. onun doğumundan. Türklerden bir şey benimseyen Rumlar, Nasreddin'in nüktelerini kendi folklorlarının bir parçası sayarlar. Orta Çağ'da, Nasreddin'in hikayeleri, nefret edilen yetkililerle alay etmek için yaygın olarak kullanıldı. Daha yakın zamanlarda, Mulla, kötü yöneticileri - kapitalistleri tekrar tekrar yendiği bir filmden sonra Sovyetler Birliği'nin bir halk kahramanı oldu. Nasreddin, Arap Joh figüründe daha yumuşak görünür ve Sicilya folklorunda yeniden ortaya çıkar. Orta Asya'ya özgü masallar, Rus Kel'inde, Don Kişot'ta ve hatta en eski Fransız kitabı olan Marie'nin Masallarında yansıtılır. Molla farklı muamele görür: bazen çok aptal, sonra inanılmaz derecede zeki, sonr

Ders Veren Nasreddin Hoca Fıkraları

  Seyyid Burhaneddin Çelebi Letâif-i Nasreddin Hoca   (BurhaniyeTercümesi) İnceleme-Şerh Hazırlayan Prof. Dr. Fikret Türkmen Önsöz Tiirk milletinin insanlık âlemine sunduğu değer­lerden, belki de, en büyüğü Nasreddin Hocadır. Her milletin kültüründe, karakterini aksettiren şahsiyet­ler ve eserler vardır. Bazı eserler milletlerarası seviyeye yükselir ve insanlığa mal olur. Bugün klasik dediği­miz eserler böyledir. Bu eserler temel olarak içinden çıktığı halkın düşünce ve duygularından gıdalanmıştır. Bu yüzden bir bakıma halk klasikleridirler. Bizce Hocanın en büyük özelliği, halk klasiği olmasıdır. Onda, Türk’ün safdilliği ve zekâsı birleşmiş, eskilerin “Nekregû” dedikleri ince ve gizli bir felsefeyle yüklü derinlik, şaşırtıcı bir duygu zenginliği vardır. Bu zamana kadar Nasreddin Hoca ile ilgili pek çok eser yazıldı. Yazmalar, matbu ve sözlü kaynaklar tarandı, kısaca zengin bir literatür meydana geldi. An­cak, incelediğimiz Seyyid Burhaneddin’in eserinde, Hocanın fıkraları yeni bir ana

Nasreddin Hoca

    Hazırlıyan: Abdülbâki GÖLPINARLI ÖNSÖZ Nasreddin Hoca kimdir? Ne vakit yaşamıştır, nasıl bir adamdır? Hattâ böyle bir adam yaşamış mıdır? Bütün bu sorulan kesin olarak cevaplandırmaya imkân yok bizce. Birçok fıkralar, onu, Temürleng’le çağdaş göstermede. Bir hali: rivayeti de X. yüzyılın meşhur sûfîlerinden olup Bağdat’ta asılan Huseyn ibn-i Mansûr-al-Hallâc’la ve XV. yüzyılın ilk senelerinde Halep’te, derisi yüzülmek suretiyle öldürülen Seyyid Nesimi ile arkadaş saymada. Baba Şücâ’ adlı bir şeyhin dervişiymiş bu üç zat. Şeyhin bir koyunu varmış. Kesermiş, pişirirlermiş, kemiklerini bir araya toplar, Tanrıya niyaz edermiş, kemikler birbirine çatılır, etlere bürünür, etler deriyle, deri, yünle örtülür, hayvan dirilirmiş. Bir gün, Huseyn ibn-i Mansûr’la Nesîmî, şeyh yokken koyunu kesmeyi kurmuşlar. Biz de dua ederiz demişler, elbette canlanır. Mansûr, kesmiş, çengele asmış, Nesimi, derisini yüzmüş. Hoca Nasreddin, bu işlere hiç karışmamış, fakat boyuna bunların hareketlerine bakıp gü